MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP'li Özgür Özel'e ağır benzetmelerde bulunarak tepki gösterirken, "Özgür Özel türünden acemi ve çapsız politikacıların CHP’de verdikleri resim; aşırı heyecanlı, her an bir kazaya sebebiyet verecekmiş gibi duran, önündeki kürsüyü devirecekmiş gibi orasını burasını oynatan, profesyonelce politika yapmayı beceremediği için öteye beriye saldırmayı tercih eden tiplerin poz vermiş hâlidir" dedi. Yalçın, "kontrollü darbe" iddiasının fetönün bozgun ve hüsranına geçirilmiş bir kılıf olduğunu bildirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın " 'CHP’li Özgür Özel’in Edepsiz Beyanlarına Cevaben' BengüTürk Televizyonuna bir açıklama yaptığı" bildirildi.
Açıklamasında "CHP’nin Meclisteki resmî çemkiricisi Özgür Özel, dün haddini aşarak MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye dil uzatmıştır" iddiasında bulunan Yalçın, "Özgür Özel; siyaset kulvarında seviyesizliğin, sıradanlığın ve pespayeliğin CHP’ye yerleştiğini gösteren en 'genel' numune-i imtisaldir" iddiasında bulundu.
"KÜRSÜYÜ DEVİRECEKMİŞ GİBİ..."
Özgür Özel'e ağır benzetmelerde bulunan Yalçın, "Özgür Özel türünden acemi ve çapsız politikacıların CHP’de verdikleri resim; aşırı heyecanlı, her an bir kazaya sebebiyet verecekmiş gibi duran, önündeki kürsüyü devirecekmiş gibi orasını burasını oynatan, profesyonelce politika yapmayı beceremediği için öteye beriye saldırmayı tercih eden tiplerin poz vermiş hâlidir" dedi.
"ACINASI KURUM 'DEREKESİNDE'..."
Ana muhalefet partisi CHP'nin; artık ölçüsüzlüğün, hadsizliğin fütursuzca sergilendiği bir parti durumuna geldiğini öne süren, CHP'nin, ısırgan tavırla siyaset yapan omuzu düşük kenar mahalle tiplemelerinin boy gösterdiği acınası bir kurum "derekesine" (aşağı derece) düştüğünü anlatan Yalçın, "CHP; Türkiye’nin meseleleri karşısında somut çözümler üretmeyi, yapıcı siyasi tavırlar sergilemeyi unutmuştur.
CHP, siyasi rakiplerine saldırmayı, akıllarınca onları aşağılayarak üste çıkmayı marifet belleyenlerin doluştuğu bir partiye dönüşmüştür" iddiasında bulundu.
MHP'li Yalçın iddia ve çağrılarını şöyle sürdürdü:
"Haddini bilmek bir erdemdir. Ama bu haddini bilmez kendini bilmez, utanmaz, arlanmaz Özel; partisinin kusurunu örtmek için MHP’ye FETÖ çamuru bulaştırmaya kalkışmıştır. Anlaşılmaktadır ki FETÖ artık CHP’nin nasırıdır. Zira ne zaman MHP ana muhalefet partisinin nasırına bassa feryat ve figan göklere yükselmektedir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ne vakit “FETÖ’nün siyasi ayağından” bahsetse CHP ses vermekte, çığlık atmaktadır. CHP’nin Meclisteki resmî çemkiricisin ciyak ciyak bağırmasının sebebi de nasırın acıtılmasındandır. CHP’de artık ölçüsüzlük ve ayarsızlık, nasırlaşmış ayak parmağı gibi şişmiştir.
CHP’nin kalıbından taşan siyasi nasırlar tedavi edilmediği sürece bütün sol ayağa yayılması, kalıbın patlaması mukadderdir. Ana muhalefet partisi nasırlı ayaklarıyla bize pas vermeye kalkacağına, bu hastalıktan kurtulmanın yollarını aramalıdır."
"'KONTROLLÜ DARBE' FETÖ BOZGUNUNA GEÇİRİLEN KILIF"
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı “kontrollü darbe” tabirinin, maksatlı kullanıldığını öne süren Semih Yalçın, "Bu tabir, 'Altın tartmayacağız.' diyerek komşusundan altın ölçeği isteyen Keloğlan’ın kendini ele vermesinden farksızdır. 'Kontrollü darbe', CHP’nin lügatinde 15 Temmuz kalkışmasının başarısız olmasına duyulan tepkidir. 'Kontrollü darbe', FETÖ’nün hüsran ve bozgununa geçirilen kılıftır.
Bu tabirin uydurulmasının sebebi, emniyet ve ordu içindeki vatanseverlerle halkın darbeyi kontrol altına almayı başarmasıdır" dedi.
Semih Yalçın iddialarına "CHP Genel Başkanının darbe gecesi ortadan nasıl kaybolduğu, Atatürk Havalimanından nasıl sıvıştığı kamuoyunun malumudur" diyerek devam ederken açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"CHP; koltuk değneği veya payanda gibi MHP’ye yönelik temelsiz suçlamalarla kendi ayıbını, kendi kusurlarını örtemez. Hakikat gün gibi ortadadır. CHP, PKK’nın siyasi temsilcisi HDP’nin hamisi ve abisi görevini üstlenmiştir. Bu da yetmemiş CHP, mağduriyetleri bahane ederek FETÖ’nin avukatlığına, müşfik anneliğine soyunmuştur. Bu, adı konmamış bir şer iş birliğidir. Adında halk kelimesi bulunan ana muhalefet partisi; halk düşmanı, şer güçlerin dostu bir siyasi oluşum hüviyetine bürünmüştür. Zamanla CHP’nin ipliği pazara çıkacak, takkesi düşüp kel görünecektir. Sözcülerinin çocukça çemkirmeleri, iş birlikçi CHP’nin affedilmez günahlarının üstünü örtmeye yetmeyecektir."