MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “MHP’ye Savaş Açma Cüreti Gösteren Bir Mevkute ve Onun Kafeslediği Köşe Yazarları” başlıklı basın açıklamasıda "Kendini Türkiye’nin en büyük gazetesi sanan bir boyalı magazin mevkutesinin, 2016 Ekiminden bu yana işi gücü bırakıp MHP aleyhtarlığına soyunduğunu, hatta bu mevkutenin, özellikle 16 Nisan referandumundan sonra MHP’ye üstü kapalı bir şekilde savaş açtığını" iddia etti.
Yalçın'ın açıklamaları şöyle:
"Çeşitli görüşlerden kaypak, güven vermeyen ve satılık bazı kalemler, bu mevkutede yuvalanmıştır. Burada köşe yazarlığı yemiyle kafeslenmiş iki medya papağanı, son günlerde hiciv üstadı şair Nefi’nin ünlü şiirinde bu yaratık türü için kullandığı tabirle 'mucizeler' şakımaktadır. Papağanların önemli özelliklerinden biri pek mukallit olmaları, insan sesini taklit edebilmeleridir. Boyalı mevkutenin papağanları da kendi görüşleriymiş gibi, patronlarının ve kendilerini besleyen çevrelerin kanaatlerini aktararak pek güzel “medya gazeli” döktürmektedir. Sözünü ettiğimiz mevkutenin MHP aleyhtarlığını düzenli köşe yazılarıyla sürdüren köşe yazarlarından biri, Taha Akyol’dur.
Taha Akyol, geçmişte MHP saflarında bulunmuş, Hareketimizin nimetlerinden istifade etmiş ama 12 Eylül Askerî Darbesi’nde külfetini ve mihnetini görünce sessiz sedasız aramızdan sıvışıp medyada güçlü sermayedarlara kapılanmıştır.
Sermayenin kendisine kurduğu fildişi kuleden tefsirişerifler yumurtlayarak MHP’ye ayar vermeye çalışan Taha Akyol, aklınca sosyolojik tahliller de lütfetmektedir.
Yazılarında şehirli seçmen algısındaki değişimden söz ederek MHP oylarının sözde kaçışına bilimsel(!) gerekçeler bulmaya çalışan Akyol; toplumsal değişimden kendi mesleki çevresinin nasıl etkilendiğini, hatta bunun nasıl bir tereddiye dönüştüğünü herhâlde biliyor olmalıdır.
Evet, şehirli seçmenin algısındaki değişim inkâr edilemez. Ancak bu değişim, MHP’den kaçan seçmenin değil, MHP’nin en az yüzde 13 düzeyinde konsolide olmuş, bilinçli oylarının gerekçesi ve izahıdır."
"AKYOL DA ERGİN DE SAHİBİNİN SESİDİR"
Türkiye’yi sarsan sosyal ve kültürel bozulmanın, en çok gazetecilik mesleğini vurduğunu savunan Yalçın, "Son yıllarda kaypak ve basiretsiz; objektif bakış açısından, sağduyudan ve sağlıklı analiz yeteneğinden mahrum; akli melekeleri ve kabiliyetleri mahdut birtakım kimselerin gazete köşelerine yuvalandığını" öne sürdü. Yalçın açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bahse konu boyalı mevkutede çalışan Sedat Ergin de bu tiplere numune-i imtisaldir. Ergin, yabancı bir anket şirketinin nasıl tespit edildiği belli olmayan ama maksatlı hazırlandığına şüphe bulunmayan verilerine dayanarak MHP’li seçmenin yüzde 73’ünün 'Hayır.' oyu verdiğini ileri sürmüştür.
Aynı Ergin, bir başka anket şirketinin verilerinden de söz ederek bu defa oranı yüzde 57’ye düşürmüştür. Arada yüzde 16 fark olmasına rağmen utanmadan tahminlerin birbirine yakın olduğunu yazmıştır. Sedat Ergin’in masa başında yazılmış anket sonuçlarını kafasına göre yorumlayarak MHP seçmeni hakkında ortaya attığı sübjektif ve hedef gözeten iddia, muşmulanın kavun olduğunu ileri sürmek kadar adicedir. Biz biliyoruz ki Akyol da Ergin de sahibinin sesidir, emir kuludur, kapı kuludur.
Onlar kendi kendine şakımamaktadır, onları yemleyerek teşvik eden ve bir hedefe kanalize eden eller vardır. Referandumu genel seçim yerine koyup değerlendirerek MHP’nin kaybettiğini öne sürenler, hem akılsız hem de meczup ve illetlidir."
MHP'li Yalçın gazetecilik kisvesi içinde MHP’ye yönelen saldırıların hedefini bulması halinde, bunun sadece “Hayır”cılar korosunun ekmeğine yağ sürmeyeceğini, aynı zamanda dolaylı yoldan FETÖ’nün yeniden palazlanmasına, kripto FETÖ’cülerin saklandıkları yerlerde muhafazasına hizmet edeceğini bildirdi.
"Pek âlâ bilinmektedir ki son dönemin dominant siyasi aktörü MHP değersizleştirilip etkisizleştirilmeden FETÖ’ye yönelik operasyonların ısrarla, canla başla takibini durdurmak mümkün değildir. MHP etkisizleştirilmeden terörle mücadelenin hızını kesmek imkânsızdır. Çünkü MHP’nin icra ettiği fonksiyon sadece siyasi parti olarak hizmet vermekten ibaret değildir" diyen Yalçın "MHP, en geniş perspektifte maşeri vicdanı temsil etmekte ve milletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu titizlik, kararlılık ve sabırla yerine getirmektedir" açıklaması yaptı.
MHP'nin bugüne kadar dinamizmi, güçlü fikriyatı ve bilinçli kitlesiyle Türk siyasi hayatında dönüştürücü, değiştirici ama aynı zamanda tekâmül ettirici roller üstlendiğini; ne zaman sistem tıkansa, ne zaman devlet zorda, darda kalsa imdadına MHP'nin yetiştiğini; ne vakit parlamento birtakım sözde demokrat güçler tarafından çalıştırılamaz hâle gelmişse MHP'nin devreye girip tıkanıklığı giderdiğini belirten Yalçın şöyle devam etti:
"MHP HEP KİLİDİ AÇAN OLMUŞTUR"
"Ne zaman siyaset kilitlense kilidi açan parti MHP olmuştur. MHP, 1977’de aylarca başkanını seçemeyen parlamentonun başkansız kalmasını engellemiştir. MHP, 2007’de 367 saçmalığıyla siyaseti tıkayan demokrasi düşmanı şer güçlerin önüne set çekerek cumhurbaşkanının seçilmesini sağlamıştır.
MHP, 15 Temmuz’da darbecilerin önüne millî iradeden duvar örerek FETÖ’cü kalkışmanın başarılı olmasını önlemiştir. MHP, 16 Nisan’da halkın hakemliğine başvurulmasının yolunu açarak fiilî hukuksuzluğun ve siyasi istikrarsızlık tehlikesinin son bulmasını, millî iradenin tecellisini sağlamıştır.
Geçmişte MHP’nin attığı adımları eleştirenler bugün partimizin hakkını teslim etmektedir. Bugün süslü cümleler ve papağanvari tekrarlarla halkı yanıltarak MHP’nin AKP’ye stepne olduğu algısını oluşturmaya gayret edenler, gelecekte aksini savunmak zorunda kalacaklardır. Bugün MHP tabanının referandumda çoğunlukla 'Hayır.' cephesinde yer aldığını iddia edenler, ileride bunun tersini söylemeye mecbur olacaklardır. Oy ve seçim analizleri yapma bahanesiyle sistematik şekilde MHP’yi hedef alan satılık kalemler inkâr etseler de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 11 Ekim 2016’da başlattığı süreç, 16 Nisan’da başarıyla tamamlamıştır."
Referandumda “Evet.” oylarının “Hayır.” oylarından fazla çıkması şeklindeki hedefin hasıl olduğunu kaydeden Yalçın, "Referandum oylarını siyasi partilere taksim ederek sonuç bulmaya çalışmak, şapkadan tavşan yerine kartal çıkarmaktan farksızdır. MHP’nin veya AKP’nin oylarını referandum sandığından çıkarıp tek tek rengini tespit etmek mümkün değilken böyle sübjektif bir çıkarımda bulunulması, hem MHP’nin başarısını gölgelemek hem referandumdan 'Evet.' çıkmasının intikamı partimizden almak hem de “Hayır.”cı bloku konsolide etmek içindir. Ancak kâğıttan duvarlarla 'Hayır.' blokunu kavileştirme çabaları ve MHP’ye yönelik operasyonel hareketler sonuçsuz kalmaya mahkûmdur" dedi.
MHP'nin, adı geçen gazetecilerin çalıştığı boyalı mevkutenin ve onun iş birlikçilerinin mesajını aldığını, ne yapmak istediğini gördüğünü belirteren Semih Yalçın, açıklamasını "Bundan böyle söz konusu mevkuteye takındığı tavra göre muamele edilecek, partimizin kurumsal kimliğinin sarsılmasına, MHP tabanı üzerinde operasyon yapılmasına asla izin verilmeyecektir" satırlarıyla bitirdi.