Yabancı vesayeti altında bir ülke...

Takipçilerimden, 1 Ocak 2024 tarihli yazımda verdiğim, “Irak’ın kuzeyindeki TSK üssüne saldırıyı Amerikalı özel askerî şirket yaptı” haberi üzerine 15 Ocak tarihinde şu yorumu gönderdi:

“Arslan Bey bu haberi bütün televizyon haber programı yapımcılarına sordum, kimse bahsetmedi, siz kamuoyuna bir programda açıklık getirseniz... Yoksa habere erişim yasağı mı var? Sevgilerimle.”

Habere erişim yasağı yok. Herhangi bir açıklama da yok! Bir haberin doğruluğu, televizyon kanallarının veya haber programcılarının gündeme getirip getirmemesiyle ölçülmez. Sanıyorum, benim imzam ve Yeniçağ gazetesi, bir haberin doğruluğunu teyit etmek için yeterlidir! Diğer taraftan, Yeniçağ İnternet gazetesi, Türkiye’nin en çok takip edilen haber sayfalarındandır. Yine bir süre önce yapılan ölçümlerde Türkiye’de yazısı en çok paylaşılan köşe yazarı sıralamasında ilk üçteydim... Konuyla ilgili 1 Ocak tarihli yazım da 811 bin kişi tarafından görüntülenmiştir. Yani haber yeteri kadar insana ulaşmış durumdadır.

***

Bilindiği gibi Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yazılı olarak cevaplandırılması isteğiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi vermiş ve “Ülkemize ve TSK’ya karşı düzenlenen son alçak saldırılarda yabancı askerî şirketlerin bölücü hain terör örgütüne destek sunduğu iddia edilmektedir. Hain terör örgütleriyle iş birliğinden ötürü bölgedeki yabancı askerî şirketlerin birer terör örgütü olarak tanımlanması yönünde devletin resmî makamlarıyla birlikte Bakanlığınız tarafından herhangi bir adım atılmış mıdır? Atılması düşünülmekte midir?” diye sormuştu.

Son olarak Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, basın toplantısında, “Bu saldırılarda TSK ile ilgili istihbaratın NATO müttefikimiz ABD tarafından sağlandığına ve Amerikan askerî şirket elemanlarının saldırılarda operasyonel ve taktik rol aldıklarına dair ortada ciddi açıklamalar var. Konuyla ilgili olarak hükûmet şimdiye kadar tatmin edici bir açıklama yapmamıştır.” dedi.

***

Zafer Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Azmi Karamahmutoğlu dün İstanbul İl Başkanı Erdoğan Erhan ve parti temsilcileri ile birlikte Yeniçağ’ı ziyaret etti. Sohbette İstanbul’un kentsel dönüşüm sorunları ve sığınmacılar üzerinde duruldu.

Karamahmutoğlu, kentsel dönüşümün İstanbul gibi dünyanın en büyük şehirlerinden birinde tek tip bir modelle hayata geçirilemeyeceğini, tarihî semtlerde parsel bazında, diğer semtlerde ada veya alan esasıyla sürdürülebileceğini, en büyük sorunun, Ümit Özdağ’ın tespit ettiği rakamlara göre dört milyon sığınmacının kent kültürüne ve ekonomisine hiçbir katkı yapmadan kentin her türlü imkânından yararlanması hatta üste de para almasıyla yaşandığını söyledi.

Karamahmutoğlu, İspanya gibi bir turizm ülkesinde, sığınmacıların değil ama turistlerin Madrid ve Barcelona gibi şehirlerin imkânlarından hiçbir katkı yapmadan aynı fiyata yararlanmasına karşı bir düşünce geliştiğini ve bu düşüncenin halk arasında kabul gördüğünü hatırlattı. Karamahmutoğlu, İstanbul veya Türkiye’de sığınmacıların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tabi olduğu vergi gibi kanunlara uymadan hayat sürdürmelerinin adaletsizlik olduğunu bunun düzeltilmesi ile tersine göçün başlayabileceğini söyledi.

Ziyaretten sonra gelen bir habere göre, seçim öncesinde, sığınmacılara T.C. kimliği ile hemen hemen aynı “T.C. İkâmet İzin Belgesi” veriliyor. Bu kimlikle oy kullanılamaz ama sanki bu yönde bir hazırlık yapılıyor gibi... Değilse, İkâmet İzin Belgesi, neden T.C. kimliğine benzetildi?

Karamahmutoğlu, her partide parti politikalarını benimsemeyen büyük kitleler oluştuğunu ve bunlardan oy alabileceğini umuyor.

Özgeçmişiyle ilgili hakkında çıkan haberde yanlışlıklar olduğunu, kendisinin 1966’da Trabzon’un Of ilçesinde doğduğunu hatırlatan Karamahmutoğlu, Murat Kurum’un AKP ve MHP’de benimsenmediğini, Ekrem İmamoğlu’nun ise parti içi mücadeleler dolayısıyla sorunlar yaşamakta olduğunu belirtti ve “İstanbul vesayete mahkûm değildir Murat Kurum, seçilirse Ankara’nın vesayeti altında olacak. İmamoğlu tekrar seçilirse, Ankara’yı vesayetine almaya çalışacak.” diye bir tespit yaptı...

***

Tabii Türkiye, 1952 yılından beri resmen Amerikan-İngiliz vesayetindedir. Mevcut iktidar, kendi konumunu korumak için Amerikan-İngiliz vesayetine boyun eğmiştir.

İşte, Suriye’de Türk SİHA’sı düşürülüyor, ses çıkaramıyorlar; Irak’ın kuzeyindeki ilk saldırıyı Amerikan askerî şirket elemanlarının yaptığına dair her türlü delil ellerinde ama açıklama dahi yapamıyorlar. Yabancı vesayeti böyle bir şey...

Yazarın Diğer Yazıları