Virüsü üreten ekibin, aşısına güven olur mu?

Dünya virüs salgını ile boğuşuyor ama bütün devletler sonuçlarla meşgul! Oysa virüsün ortaya çıkış sebebini bulmadan çözüm üretmek mümkün değil. Üstelik insanlık yeni virüslerle de alenen tehdit ediliyor! Buna rağmen, başka hastalıklar için geliştirilmiş ilâçlar ile tedavi yollarına başvuruluyor. Halbuki virüsün, hücre oksijeni yetersiz hale gelmiş vücutlarda etkili olduğu artık anlaşıldı. Dolayısıyla, teşhis ve tedavinin bu alanda geliştirilmesi gerektiği de çok net!

Bu arada salgının, Vuhan'da nasıl kontrol altına alındığı üzerinde durulmuyor! Çin ise dünyaya ilaç ve tıbbi malzeme satmaya devam ediyor!

***

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, "iyi bir haber" diye açıklama yaptı, sonra "aşı bulundu" haberleri de ayrıntılı olarak gazetelerde yer aldı.

Ateş Kara, "İyi bir haber, küçük bir bant üzerindeki mikro-iğneler ile koronavirüsün hücreye tutunmasını sağlayan kısmını, savunma sistemine tanıtıp, koruyucu antikor geliştirmeyi amaçlayan aşı, hayvanlarda antikor cevabı oluşturdu, şimdi sıra bu cevap hastalıktan koruyacak mı ona bakmada..." ifadelerini kullandı.

Peki neydi Ateş Kara'nın "bulundu" dediği yöntem ve bulan kimdi?

Haberlerde, "Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapılan araştırmalar sonucunda corona virüsüyle savaşan antikorları üreten bir aşı geliştirildi. Aşının fareler üzerinde denendiği belirtildi." deniliyordu.

Haberlere göre aşıyı, Pittsburgh Üniversitesi'nden Dr. Andrea Gambotto ve ekibi bulmuştu!

***

Aynı Gambotto, bundan 14 yıl önce, 26 Ocak 2006'ta, kuş gribinin ölümcül H5N1 virüsünün DNA profiline dayanarak elde ettiği aşının, fare ve tavukları koruduğunu ve çok yakında insanlarda deneyeceğini duyurmuştu.

Bu bilgiyi ise adli tıp uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, 29 Ocak 2006 tarihi Hürriyet Gazetesi'nde, Türk kamuoyuna duyurmuştu.

Atasoy, "Biyoterör, komplo teorisi değil gerçeğin ta kendisidir" başlıklı yazısında, "Önümüzdeki 20 yıl içerisinde, özellikle biyoteknoloji ve nanoteknolojideki ilerlemelerle, 'Aptamer' adı verilen, kısa nükleik asit zincirleri kullanılarak, nefes almamız ya da hareket etmemiz için yaşamsal önemi olan, bazı hücre reseptörleri etkisiz hale getirilebilir. Hücrelerin belirli işlevlerini etkileyecek, DNA'yı değiştirip, parçalayacak, hastalıklara karşı direnci ortadan kaldıracak nano partikül boyutlarında 'moleküler zehirler' kullanılabilir." bilgisini de vermişti.

Atasoy, "Belirli genetik özellikleri taşıyan kişilere karşı 'genetik silahlar' üretilebilir." de demişti!

***

Başka bir haberde ise Andrea Gambotto'nun araştırmalarının, "Journal of Virology" dergisinde yayınlandığı, aşıların tavuk yumurtası içinde hazırlandığı ama insan hücrelerinden alınan parçalarla desteklendiği belirtiliyordu.

Araştırmada, bütün grip virüslerinin yüzeyinde görülen bir proteini kontrol eden hemagglutinin geninin DNA kodlarının yapay olarak üretildiği, daha sonra bu yapay DNA'nın yaygın bir nezle virüsü olan adenovirüse eklendiği, genizden hayvanlara verildiği ve hayvan vücutlarının bu virüse karşı antikor ürettiği bildiriliyordu. (28 Ocak 2006, Zaman)

Fakat bu çalışma, "Katil Grip Tartışması: Mutant H5N1 Yaratılmalı mı?" diye tartışılmaya başlandı. https://www.livescience.com/17623-deadly-h5n1-virus-recipe-debate.html'den ayrıntısını okuyabilirsiniz.

Wynne Parry imzalı, 23 Aralık 2011 tarihli haberde şu korkunç sorular soruluyordu:

"Tartışmalı yeni araştırmalarla, kuş gribinin, bütün memeliler arasında kolayca yayılmasını sağlamanın bir yolu bulundu. H5N1, insanlar arasında yayılabilecek bir forma dönüşebilir mi? Ve eğer öyleyse, nasıl?"

***

Uyarıyorum! "Virüsü yapay olarak ürettik" diyen ekibin, "aşısını da bulduk" açıklamasına güven duyulamaz. Üstelik Gambotto da Bill Gates gibi bu aşıya "terapötik aşı" diyor. Yani ciltten vücuda verilebilen moleküller...

İstifa tartışmasından daha önemli değil mi?

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları