İHA’nın haberine göre; Kalp ve Damar Cerrahisi Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Atilla Saraç, varisin bacaklarda şişlik, kaşıntı, kahverengi lekelere hatta varis yarası, varis kanaması ve hatta nadiren de olsa akciğer embolisine yol açarak hayatı tehdit edebileceğine dikkat çekti.
Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nden Dr. Öğr. Üyesi Atilla Saraç, son 15 yıla kadar varis ameliyatlarının açık cerrahi yöntemle yapıldığının altını çizerek, bu işlemin cerrahi kesiler gerektiren ağrılı bir işlem olması nedeniyle hastaya genel anestezi verilerek uygulandığını ifade etti.
“20 DAKİKADA LOKAL ANESTEZİ İLE UYGULANABİLİYOR”
Eskiden ameliyat sonrası oluşan ağrı nedeniyle hastanın hemen işe dönüşünün gerçekleşmediğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Atilla Saraç, “Günümüz teknolojisi ile artık varis tedavisi çok kısa bir sürede yapılıyor ve iyileşme de bir o kadar kolay. Varis hastalığı ameliyatları, 15-20 dakika gibi kısa bir sürede lokal anestezili işlemle hızlı, dikişsiz, kesisiz bir şekilde yapılabiliyor. Bu nedenle hastalarımıza tedavilerini ihmal etmeden bir an önce işlem yaptırmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
“VARİS AMELİYATINDAN SONRA HASTALAR YÜRÜYEREK TABURCU OLUR”
Varisin toplardamarlardaki kanın temizlenmek üzere kalbe, oradan akciğerlere iletilemeyip bacaklarda göllenmesi sonucu oluşan damar genişlemesi hastalığı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Saraç, “Bu durum venöz yetmezlik olarak adlandırılmaktadır. Bacaklarda şişlik, kaşıntı, kahverengi lekeler varis yarasına, varis kanamasına yol açabilir hatta nadiren de olsa akciğer embolisi ile hayatı tehdit edebilir” ifadelerini kullandı.
Birçok kişinin şikâyet ettiği bir rahatsızlık olan varisin, eğer tedavi edilmezse bir damar hastalığına yol açabileceğini işaret eden Dr. Öğr. Saraç, “Varis şikâyetlerinde; mavi, mor şeklinde damarların görünmesi, şişlik, kaşıntı gibi bazı durumlar görülebilir. Varis ameliyatı sonrası hastalarımız operasyondan kısa bir süre sonra aynı gün yürüyerek günlük hayatlarına dönebilmektedir" diyerek açıklamalarını bitirdi.
