DHA’nın haberine göre; Prof. Dr. Esin Korkut, toplumda sıkça görülen reflü hastalığının ramazan ayında şiddetlenmemesi için tavsiyelerde bulundu.
Korkut, “Sağlıklı ve düzenli yeme alışkanlığı ramazan ayında özellikle önemlidir. Uzun süreli açlıktan korunmak için mutlaka sahur yapılmalıdır. İftardan sonra yaklaşık bir buçuk saat aralıklarla iki ara öğün alarak yeme düzeni oluşturulmalıdır. Sahurdan hemen sonra yatılmamalı, reflü sıklığınıza göre bir süre beklenmelidir. Egzersiz, sindirim sistemini çalıştıracağından özellikle büyük bir yemekten sonra, mümkün olduğunca dışarı çıkın ve yürüyün” sözlerini kullandı.
Korkut, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesiyle birlikte tahriş ve göğüs arkasında yanmaya bağlı reflünün oluştuğunu belirterek şunları söyledi:
“Uzun süre aç kaldıktan sonra iftarda fazla ve hızlı yemek yenmesi mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasına ve mevcut şikâyetlerin artmasına ya da ortaya çıkmasına yol açar. Bu sebeple sağlıklı ve düzenli yeme alışkanlığı ramazan ayında özellikle önemlidir. Mide ekşimesi semptomları sadece ne yediğinizle değil, aynı zamanda ne kadar tükettiğinizle de ilişkilidir. Aşırı yemek, zaten reflüsü olanlarda mide ekşimesi ve şişkinlik, geğirme gibi semptomları kötüleştirebilir. Uzun süreli açlıktan korunmak için mutlaka sahur yapılmalıdır. Sahur ve iftarda büyük porsiyonlar yerine, küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. Az az, sık sık yeme şekli tercih edilmelidir. İftardan sonra yaklaşık bir buçuk saat aralıklarla iki ara öğün alarak yeme düzeni oluşturulmalıdır”
“SAHURDAN HEMEN SONRA YATMAYIN, REFLÜ YASTIĞI KULLANIN”
Prof. Dr. Korkut, asit ve gıda reflüsünün sadece büyük öğünlerle veya çok hızlı yemek yemekle olmayacağına dikkati çekerek, “Aynı zamanda yemekten hemen sonra yattığınızda da olur. Son yemeğiniz ile yatma vaktiniz arasında iki veya üç saat programlayarak bundan kaçınabilirsiniz. Sahur yemeğinden sonra hemen yatılmamalı, reflü sıklığınıza göre bir süre beklenmelidir. Uyumak için kullandığınız yatağın baş tarafını, ayak tarafına göre yaklaşık 30 cm daha yüksekte olacak şekilde ayarlayın. İki ya da üç yastık kullanarak uyumak aynı etkiyi oluşturmaz. Bu amaçla hazırlanmış reflü yastıkları oldukça faydalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“YİYECECEKLER KİŞİDEN KİŞİYE FARKLI ETKİ GÖSTEREBİLİR”
Çeşitli yiyeceklerin asit reflüsü ve mide yanmasını şiddetlendirebileceğini ve bunların kişiye özgü olabileceğine değinen Prof. Dr. Korkut, şöyle devam etti:
“Bu nedenle öğün takipleri yapılarak gıdaların nasıl etkilediği takip edilmelidir. Yağ, tuz veya baharat açısından zengin yiyecekler genellikle en kötü tetikleyicilerdir. Ağır yağlı, baharatlı, acılı gıdalar yerine daha hafif olan çorba, süt ürünleri, sebze ve zeytinyağlı yemekler tercih edilmelidir. Lifli yemekler kendinizi tok hissetmenize yardımcı olur, bu da mide yanmasına neden olabilecek aşırı yeme olasılığınızı azaltır. Bu nedenle tam tahıllar (yulaf ezmesi, tam buğday, kahverengi pirinç), kök sebzeler (tatlı patates, havuç, şalgam, pancar) ve yeşil sebzeler (brokoli, kuşkonmaz, karnabahar, yapraklı sebzeler) gibi lif açısından zengin öğünler tercih edilmelidir.”
“KAFEİNDEN KAÇININ, İFTAR SONRASI YÜRÜYÜŞE ÇIKIN”
Ramazan ayı boyunca kafein ve gazlı içeceklerden uzak durulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Korkut şunları söyledi:
“Kafein ve enerji artırıcı içecekler asit üretimini arttırır ve mide ekşimesine neden olduğu bilinmektedir. Bunun yerine kafeinsiz veya bitki çayları tercih edilmelidir. Gazlı içecekler reflüyü tetiklediği için bu tür içeceklerden kaçınılmalı, bunun yerine ılık su, yağsız ayran, doğal üzüm suyu ve şekersiz komposto gibi içecekleri tüketin. Egzersiz, sindirim sistemini çalıştıracağından özellikle büyük bir yemekten sonra, mümkün olduğunca dışarı çıkın ve yürüyün. Reflü için ilaç tedavisi görüyorsanız, diğer tedavi ilaçlarınız gibi Ramazan ayında da tedavinizi aksatmayın. İlacınızı doktorunuzun önerisi doğrultusunda iftarda ya da sahurda almayı asla ihmal etmeyin”