Karadeniz Bölgesi’nde yaz mevsimlerinde yayla turizminin arttığını söyleyen Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Dr. Huri Özkan Yılmaz, “Sağlıklı ve kronik hastalığı olmayan bireylerde bu sıcak yaz döneminde yayla çok ideal bir yaşam alanı oluşturmaktadır. Ancak özellikle KOAH hastaları gibi kronik hastalıkları olanların yayla gibi yüksek rakımlara çıkmaları oksijen seviyesinin düşmesine neden olmakta ve sağlıkları açısından risk oluşturmaktadır” dedi.
Yaz mevsiminin gelmesi ile hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyrettiğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Dr. Huri Özkan Yılmaz, sıcak hava ile birlikte nemin de yüksek olmasının hava sıcaklığının daha fazla hissedilmesine yol açtığını söyledi.
Karadeniz Bölgesi’nde bu mevsimlerde yayla turizminin arttığını ifade eden Uzm. Dr. Huri Yılmaz, “Bu mevsimlerde yerli halk, şehrin nemli havasını terk edip kendi yayla evlerine geçmektedir. Sağlıklı ve kronik hastalığı olmayan bireylerde bu sıcak yaz döneminde yayla çok ideal bir yaşam alanı oluşturmaktadır. Ancak özellikle KOAH hastaları gibi kronik rahatsızlıkları olanların yayla gibi yüksek rakımlara çıkması oksijen seviyesinin düşmesine neden olmakta ve sağlıkları açısından risk oluşturmaktadır” dedi.
“YÜKSEK RAKIM NEFES DARLIĞINI ARTIRIR”
Nemin daha az, hava akımının daha fazla, çevre kirliliğinin daha az olması sebebiyle yaylaların iyi bir tercih oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dr. Huri Özkan Yılmaz, kronik hastalığı olanlar için uyarılarda bulunarak, “Kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, kalp yetmezliği ile astım hastalığı olan ileri yaş hastaların oksijen satürasyon değeri düşük ya da sınır seviyelerde ise yüksek rakımlara çıkmaları, oksijen seviyelerinin daha da düşmesine neden olabilir. KOAH hastalarında deniz seviyesinden yukarı çıkıldıkça ve rakım yükseldikçe nefes darlığı artar, bu nedenle KOAH hastalarının yaylalar gibi yüksek alanlara çıktıkça kendilerini daha iyi hissedecekleri bilgisi yanlıştır. KOAH hastalarının bin 500 metre rakımda semptomları artar. KOAH mevsimsel olarak sonbahar ve kış döneminde enfeksiyon nedeniyle başlayan bir hastalık olmasına rağmen, yaz mevsiminde de yükselen nem oranı bu hastaların durumunu kötüleştirir. Sağlıklı bir yaşam için solunan havadaki nem oranının ideal olması gerekir. İdeal nem oranı da yüzde 45-50 arasında değişir” ifadelerine yer verdi.
“AŞIRI NEMLİ ORTAMLARDAN KAÇINMALIDIR”
KOAH hastaları için ideal nem oranının yüzde 45-50 civarında olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Yılmaz, “Artan nem oranı aşırı terleme, sıvı kaybı, tansiyon yüksekliği ve göğüste sıkışma hissinin artmasına neden olur. Aşırı sıcak havalarda KOAH’lı hastalar öncelikle saat 12.00-17.00 arasında mümkün olduğunca dışarda bulunmamalı, bol su içmeli, aşırı nemli ortamlardan kaçınmalıdır. Rahat bol pamuklu ipek kumaş kıyafetleri tercih etmelidir” şeklinde konuştu.
“KOAH HASTALARI DENİZ KENARINI TERCİH EDEBİLİR”
KOAH hastalarının deniz kenarlarını tercih etmeleri gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Yılmaz, şunları söyledi:
“Astım, polen alerjisi olan kişilerin de temiz hava bol oksijen diyarı olan yaylaları tercih etmeleri daha doğru olabilir. Ancak yaylalarda ağaç ve yabani ot çeşidinin daha fazla olması ve polen mevsiminin daha uzun sürmesi sebebiyle yine de yaylalar bu kişiler için riskli olabilir. Özetle polen alerjisi olan kişilerin değil, ev tozu alerjisi olan kişilerin yaylayı tercih etmesi daha sağlıklıdır. Astımlı hastaların tatilde kaldıkları ev ya da otelde yerde halı olmaması da sağlıkları açısından önemlidir. Aynı zamanda havuzdaki klor oranının yüksek olması sebebiyle havuz yerine denizi tercih etmeleri uygun olacaktır. Hastaların gerek tatil gerekse yayla gibi mekân değişikliklerinde yanlarına mutlaka ilaçlarını almaları ve doktor kontrolünde olmaları, ilaçlarını değiştirmemesi ve bırakmamaları önemlidir.”