Kimya Mühendisi Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, hastalıklara karşı reçetelerini paylaşıp özel kürlerin tariflerini anlattı.
YORGUNLUK HİSSİNİN KAYNAĞI KARACİĞER
Prof. Dr. Saraçoğlu, kronik yorgunluk hissi, ciltte sivilce oluşumu gibi şikayetlerin en temelde kaynağının karaciğer olduğuna dikkat çekerek, “Karaciğerin sağlıklı çalışması ve bu organın bağışıklık sistemini güçlendirmek için önerdiğim ve kitaplarımda da bahsettiğim besin öğelerinin en başında maydanoz, limon, enginar ve kereviz gelmektedir. Bu sebzelere beslenmemizde sıklıkla yer vererek ve yılda 3-4 defa kür şeklinde uygulayarak karaciğer sağlığımızı korumamız mümkün olabilmektedir” diye konuştu.
KAÇ GÜNLÜK KÜR
Özellikle maydanozun, karaciğerdeki ve cilt altındaki iltihabın dışarı atımını sağlayacak güçte moleküllere sahip olduğunu, limonla da bir araya geldiğinde moleküllerin aktif hale geldiğini söyleyen Prof. Dr. Saraçoğlu şunları söyledi:
“Bu sayede maydanoz limon kürü; karaciğerin bağışıklık sistemi, karaciğer yağlanması, hepatit B, sivilce gibi cilt sorunlarında da etkili. Kronik yorgunluk hissi, ciltte sivilce oluşumu, karaciğer yağlanması ve hepatit B için maydanoz-limon kürü çok faydalı. Maydanoz kürü şöyle yapılır; 15–16 dal maydanozu sapları ile beraber blendere atılır. Üzerine iki yemek kaşığı limon suyu ve yarım su bardağından biraz fazla su ilave edilir. İki dakika blenderden geçirilir. Günde bir defa sabah kahvaltıdan 15 dakika önce tamamı içilir. 15 günlük uygulamadan sonra 5 günlük ara verilir ve tekrar 15 gün uygulanır.”
“ÇINAR YAPRAĞI KİREÇLENMEYE KARŞI ETKİLİ”
Bunun dışında çınar yaprağının faydalarını da anlatan Prof. Dr. Saraçoğlu, “Çınar yaprağında bulunan sekonder metabolitler ile kireçlenmede etkindir. Çınar yaprağının kireçlenme dışında etkili olduğu hastalıklardan bazıları arasında bel ve boyun fıtığı, romatizma, epilepsi, uyku sorunu yer almaktadır. Çınar yaprağının antidepresan ve ağrı kesici özelliği de bulunmaktadır. Çınar yaprağının bir miktar tansiyonu yükseltme özelliği olduğundan tansiyon dengesine yardımcı olarak Kuşburnu bitkisi ile kullanılması gerekir” ifadelerini kullandı.
İKİ NESİLİ DE ETKİLİYOR
Obeziteye de dikkat çeken Prof. Dr. Saraçoğlu, “Maalesef ki, büyük şehir hayatının getirmiş olduğu hazır katkılı yiyecek, GDO'lu ürünlerin tüketiminin artması ile obezite, diyabet gibi hastalıklarla genç yaşta mücadele eden bir nesil yetişmekte. Unutmayın ki, ne yerseniz o'sunuz! Şöyle ki, bugün yediğiniz gıdaların zararları veya olumsuz etkilerinin size dönüşü 2 nesil sonrasında yani torununuzun bağışıklık sistemine etki etmektedir. Yıllardır dikkat çekmeye, anlatmaya çalıştığım konu ata tohumu, Anadolu topraklarının ayrıcalığıdır. Atalarımızın, Anadolu'nun geleneksel beslenme alışkanlıkları ile beslenme kültürümüzü yeniden gençlerimize kazandırmak, GDO'suz, ata tohumu ile üretilmiş ‘tahıl, sebze, meyve, et' ürünlerinin sürdürülebilir olması çok önemlidir” dedi.