Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, hükümette yapılan toplantılarda, "Kış aylarına hazırlık, toplumun ilgisizliği, kurallara uyulmasının sağlanması" gibi konular masaya yatırılıyor.
Bu toplantılarda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aracılığıyla yapılan araştırmaların, toplumun binde 2.5’inin pozitif olma olasılığını ortaya koyduğu belirtiliyor.
Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre bunun, şu an toplumda 200 bin kişinin pozitif olduğu anlamına geldiği ifade ediliyor. Bazı bilim adamlarının hesaplamalarında bu rakamın 500 bine çıktığı aktarılıyor.
"60 GÜN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"
Toplantılarda, ikinci dalga beklentisinin olduğu kış aylarına yaklaşılırken, hem toplumdaki pozitif vaka oranını düşürmek hem de duyarlılığı artırmak için yeni bir eylem planı yapılması gerektiğine ilişkin değerlendirmeler yapıldığı öğrenildi.
Uzmanların, “Kurban Bayramı dahil, okulların açılacağı ilan edilen 31 Ağustos tarihine kadar olan süre çok önemli. İşi gücü bırakıp, 50-60 günü iyi yönetmek gerekir. Eğer, yaz koşullarında birbirinden uzak olan, açık havada olan bu pozitif kitleyi, bayramda ve okulların açılması durumunda bir araya getirirseniz, bu geçtiğimiz mart ayından daha büyük risk demektir” şeklinde görüş belirtiği öğrenildi.
BAĞIŞIKLIK DÜŞÜK
Bu nedenle, en az 50 günlük bir eylem planı hazırlamak, kış gelmeden bulaşı azaltmak, toplumdaki pozitif oranını düşürmek, sağlık kuruluşlarını kış koşullarına hazırlamak gerektiği ifade ediliyor. Toplumsal yayılım oranından yola çıkarak, kış koşullarında toplumu kapalı mekanlara sokmadan önce, yeni kararlara ve kuralların uygulanmasını sağlamaya ihtiyaç olduğu kaydediliyor.
Kurban Bayramı'nda uygulanacak kısmi yasak ile sonrasında alınacak bir dizi kararın, kış aylarına hazırlanmayı sağlayabileceği, aksi durumda ikinci dalganın korkutucu olabileceği öne sürülüyor.
Uzmanlar, toplumda beklenen oranda bağışıklık oluşmamasının da riski arttırdığını belirtiyor. Kurban Bayramı sürecinden sonraki vaka sayısının okulların açılıp açılmayacağı ile ilgili kararı etkileyeceği, yeni kuralların oluşmasında etkili olacağı yorumları yapılıyor.
Koronavirüs testisinin rastgele değil, yayılma oranının yüksek olduğu tahmin edilen yerlerde, bölgelerde ve iş gruplarında yapılmasının daha doğru olduğu ifade ediliyor. OSB’ler gibi yerlerin önemli olduğu vurgulanıyor.