İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
25 Kasım'da kadınların darp edilmesine yönelik konuşan Dervişoğlu, "Haksızdırlar, suçludurlar ve tam da bunun korkusu içindeler. İlk fırsatta İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" dedi.
Dervişoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:
"7 Aralık’ta Emekli Kurultay’ı düzenleyeceğiz, emekliliklerin sıkıntılarını ele alacağız. Genel olarak şiddeti ülkemiz için en hayati konuların başında görüyoruz.
Son 10 yılda 200 bin çocuğumuz cinsel istismara uğradı. Son 10 yılda bilinen 5 bine yakın kadın cinayeti işlenmiştir, vahşetin boyutu bu rakamlardan daha yüksek, etkisi ise daha derindir.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ"
Pazartesi günü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günüydü. Valiliğin yolları kapamaları da bunun tezahürüdür. Her sıkıştıklarında dinden, imandan dem vuruyorlar. Bahsedilen iman sizin bahsettiğiniz iman mıdır bilemiyorum.
Haksızdırlar, suçludurlar ve tam da bunun korkusunda içindeler. Korkmayacağız, direnmekten asla geri durmayacağız. Türk kadınının yanında, mücadelesinde omuz omuza, meydanlarda yumruklarımız havada durmaya devam edeceğiz.
İlk fırsatta İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız.
YENİDOĞAN ÇETESİ
Yenidoğan çetesinin başı "hastanelerde hasta kavgası var" demiştir. Bu, hak ve ihtiyaç sahibi değil, parası olanın tedavi edildiği bir sistem kurulmuş demektir.
Bu olaylar yaşanırken, şu anda Sağlık Bakanı 'neden istifa edecekmişim ki' diyor. Elbette siz Türk milletine görev yapamadığınız için neden istifa edesiniz ki sizin göreviniz sarayın çıkarlarına hizmet etmek.
"İŞTE BU BÖLÜCÜLÜKTÜR"
Geçen hafta ettiği boyundan büyük laflarla, saraydan geçici görev onayı alma çabasını sürdüren Milli Tahrifat Bakanı Yusuf, şimdi de Şehircilik Sekreteri Kurum'la belediye kreşlerini kapatmanın yollarını aramaktalar. Din bezirganlığının ve zübüklüğün ortak payda olduğu saray rejimi, şehirleri inşaatla talan ederken, Hastalıklı zihinler eliyle bu rantı üretebilir kılmaktadır. Her sözleriyle ve icraatlarıyla Kadınlara ve Çocuklara dünyayı dar etmektedirler. AKP’li belediyeler istediğini yaparlar, çünkü arkasında saray ve rant baronları vardır. Ama muhalefet belediyeleri seçilerek geldikleri o görevlerini yapamazlar. Millete hizmet götüremez, ihtiyaçlarını gideremezler. Kendine işletmediğin kanunları eğip bükerek başkasına misliyle işletmek, devlet yönetiminde biz-onlar ayrımı yapmak. İşte bu bölücülüktür.
MADENCİLERE DESTEK, ÖZELLEŞTİRMEYE TEPKİ
Bugün bini aşkın işçi Çayırhan'da haklarını savunmaktadır. Sebebi Termik Santralin özelleştirme altında talan edilmesi, emekçilerin ise işsizliğe mahkum edilmesidir. AKP kadrolarının 2002 yılında günümüze 72 milyon doların üzerinde özelleştirme yapılmıştır. Satıyorlar ama üstümüzdeki borç yükü artıyor.
Bugün Çayırhan Termik Santrali'nin özelleştirmesi birilerini memnun ederken, yıllarca emek vermiş işçilerimizi mağdur etmiştir. Emekçi kardeşlerimizi selamlıyor, parti olarak yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Haklı arayışlarında sonuna kadar yanı başlarında olacağım.
TEĞMENLERİN İHRAÇ TALEBİNE ELEŞTİRİ
Halleri o kadar perişan ki Türk ordusuna açtıkları savaşı görmüyoruz sanıyorlar. Teğmenler ihraç istemiyle disipline veriyorlar. Gencecik teğmenler üzerinden toplumsal infial yaşatacak olaya girilmesinin kime ne faydası vardır? Onlar bizim evladımız, ihraç edilecek değil sahiplenilecek değerlerimizdir.
"PARTİLİ MİT BAŞKANLIĞI GÖREVİ BAŞLAMIŞTIR"
Milli İstihbarat Teşkilatı'mızda Saray'ın yarattığından fazlasıyla nasibini almaktadır. Partili MİT Başkanlığı görevi başlamıştır. MİT iktidar partisinin yöneticilerine düzenli olarak brifing vermektedir. Saray'ın örnek aldığı şey, bir Cumhuriyet devleti değil maalesef bir muhaberat devletidir. Muhalefete söylüyorum, Türk devletinin MİT başkanı siyasetçi gibi haber taşımaz, kulis bilgi gibi haber taşımaz.
BAHÇELİ'NİN ÖCALAN ÇAĞRISI: "ERDOĞAN SESSİZLİĞİNİ NE ZAMAN BOZACAK?"
Terörist başının Meclis kürsüsüne gelip tartışmasından başlayan tartışmalar DEM yöneticilerinin İmralı'ya gidip görüşmesi ortaya atılmıştır. DEM Partililer bu ziyaretin temini için talepte bulunmuşlardır. Geride bıraktığımız hafta içinde İmralı canisiyle ilgili 6 aylık bir görüş yasağı getirilmişti. Bu yasağın olduğunu bile bile konuyu gündeme getirmelerine dair elbette söyleyeceğimiz şeyler var ama asıl merak ettiğimiz Erdoğan'ın sessizliğini ne zaman bozacağıdır.
Bu duruma sayın Cumhurbaşkanı hangi pencereden bakıyor bunu öğrenmek istiyoruz. Devlet Bahçeli sözünün sonuna kadar arkasındaymış. Peki Sayın Erdoğan, Devlet Bahçeli'nin sözlerinin arkadasında mıdır, bu millet merak etmektedir."