Süleyman Soylu'nun açıklamalarının hedefi neresiydi. Tolga Şardan'a bir kaynak aktardı

Süleyman Soylu'nun açıklamalarının hedefi neresiydi. Tolga Şardan'a bir kaynak aktardı

T24 yazarı Tolga Şardan bugünkü yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarının perde arkası ve hakkında soruşturma olduğu halde yakın koruma verilen kişiyi açıkladı. Şardan, Soylu "Görüştüğüm bir kaynak; PKK ve DHKP-C üzerinden CHP'ye yüklenirken, perde arkasından da AKP'ye mesaj verdiğini iddia etti" yazdı.

Gazeteci Tolga Şardan bugün “Demir Yumruk" dosyasının lider sanığı da "yakın korumalı" çıktı!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Şardan yazısında, “İçişleri Bakanı''nın isteği üzerine Ankara Valiliği''ne verdiği dilekçe sonrasında Hüseyin Eryılmaz''a olumlu yanıt verilmesiyle birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü''nden yakın koruma görevlendirildi.” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''nun "İstanbul Büyükşehir Belediyesi''nde işe alınan 1668 kişinin veya yakınının terör örgütü irtibatı/iltisakına dair kaydı ve adli kayıt bulunduğu belirlenmiştir" gibi ifadeleri üzerinden bazı değerlendirmelerde bulundu.

İşte Şardan’ın yazısının ilgili bölümleri:

"Demir Yumruk" dosyasının lider sanığı da "yakın korumalı" çıktı!

İçişleri Bakanı''nın isteği üzerine Ankara Valiliği''ne verdiği dilekçe sonrasında Hüseyin Eryılmaz''a olumlu yanıt verilmesiyle birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü''nden yakın koruma görevlendirildi

Organize suç örgütü lideri hükümlüsü Sedat Peker''in ifşaatlarıyla başlayan süreçte ortaya çıkan en önemli konu başlıklarından birisiydi; haklarında koruma kararı verilen kişilere "yakın koruma polisi" tahsis edilmesi konusu.

Mesela bizzat Peker''in kendisi bu isimlerden birisiydi. Keza Ankara''da yürütülen Bataklık soruşturması kapsamında adı dosyada yer alan ancak sonrasında takipsizlik kararı verilen Yeniköy Motors adlı firmanın sahibi Nevzat Kaya''nın da "korumalı yaşam" sürdüğü gündeme geldi.

Yine Peker''in açıklamaları sonrasında kamuoyunda tanınan ve FETÖ Borsası iddialarının içinde yer alan Cihan Ekşioğlu''nun koruma polisi olduğu anlaşıldı.

Büyüteç''te benzer yeni bir olayın perdesini aralayacağım.

Polisin geçen haziranda başlattığı "Demir Yumruk" operasyonunu anımsayacaksınız.

Ankara Emniyeti''nin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı''nın koordinesinde 29 kente yayılan soruşturmada, demir çelik piyasasını manipüle ederek fiyat istikrarını bozan, sektördeki firmaları devre dışı bırakarak tekelleşen, kurdukları paravan şirketler üzerinden 105 milyar liralık sahte fatura ile kamuyu 25 milyar lira zarara uğratanlar gözaltına alındı.

Soruşturma dosyasına bakıldığında haklarında yolsuzluk yaptıkları iddiası bulunan üç ayrı grup vardı.

Dosyanın en tanınmış kişisi Erol Evcil''di. Diğer grupların liderleri Melih Karabacak ile Hüseyin Eryılmaz''dı.

İşte soruşturma dosyasında yer alan suç örgütlerinden birisinin lideri olduğu iddiasıyla Ankara''da yargılanmaya başlanan iş insanı Hüseyin Eryılmaz hakkında yakın koruma kararı olduğu ortaya çıktı.

Aldığım bilgiye göre; aynı zamanda Kayseri''de de yaşayan Eryılmaz, can güvenliğinin sağlanması çerçevesinde, daha önce Kayseri Valiliği''nden verilen koruma talebinin yenilenmesi için başvuruda bulundu. Ancak dönemin Kayseri Valisi Şehmuz Günaydın, talebi uygun görmedi.

Kayseri Valiliği; Eryılmaz''ın başvurusunu reddetti.

Hakkında henüz yakalama kararının olmadığı günlerde, yakın koruma görevlendirilmesi konusunda Kayseri Valiliği''nden olumsuz yanıt alan Eryılmaz, soluğu Ankara''da aldı.

Eryılmaz, iddiaya göre Ankara''ya gelerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile makamında görüşerek Kayseri''de yaşadığı sıkıntıyı bizzat aktarıp sorunun çözülmesini talep etti.

Soylu, sorunun çözülmesi için Ankara Valiliği''ni adres gösterdi. İçişleri Bakanı''nın isteği üzerine Ankara Valiliği''ne verdiği dilekçe sonrasında Eryılmaz''a olumlu yanıt verilmesiyle birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü''nden yakın koruma görevlendirildi.

Böylece Eryılmaz da hakkında adli soruşturma başlatılan "yakın korumalı" kişiler arasında yerini aldı.”

Hüseyin Eryılmaz

Süleyman Soylu''nun açıklamalarının asıl hedefi neresi?

“İçişleri Bakanı Soylu, belediyelerde yürütülen terör soruşturmaları hakkındaki açıklamalarıyla hafta sonu bir kez daha gündemdeydi.

Soylu''nun açıklamalarını yinelemek yerine farklı bir süreci aktarmak istiyorum.

Anımsanacağı üzere; Soylu, CHP''li belediyelerin yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdı. Özellikle CHP''li belediyelerde işe alınanları "birinci yakınları" üzerinden vurmaya çalıştı.

İlginçtir, görüştüğüm kimi kaynaklar Soylu''nun son açıklamalarıyla bilhassa CHP''yle birlikte kendi partisini de işaret ettiğini öne sürdüler.

Görüştüğüm bir kaynak; PKK ve DHKP-C üzerinden CHP''ye yüklenirken, perde arkasından da AKP''ye mesaj verdiğini iddia etti.

Son dönemde muhalefetin yanı sıra AKP içinden de eleştirilerin hedefi olmaya başlayan Soylu''nun "aba altından sopa gösterdiği"ni söylemek yanlış olmayacak. Ana muhalefet partisini terör örgütleriyle "iltisaklı" göstermek isteyen Soylu, belki de FETÖ üzerinden mensubu olduğu partiye mesaj veriyor, kim bilir?

Zira, 15 Temmuz''un baş aktörlerinden TSK mensubu eski Tümgeneral Mehmet Dişli''yle "iltisaklı birinci derece yakını ağabeyi" Şaban Dişli, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Hollanda''ya büyükelçi atandı.

Yine 15 Temmuz''dan sonra "silahlı terör örgütü" tanımlaması yapılan FETÖ''den gözaltına alınan Mehmet Pakdemirli ile "iltisaklı kardeşi" Bekir Pakdemirli yine Erdoğan tarafından kabine üyesi yapıldı.

Bu örneklerin yanında bir de Soylu''nun kendi imzasıyla yaptığı atamalardaki kimi mülki idare amirlerinin FETÖ''cü çıkması, Bakan''ın "iltisak" yorumlarına son derece açık.

Hangi birinden başlamak gerekir acaba?

Kendi memleketi Of''a atanan kaymakamın dışında imzasını koyduğu kararnamelerde görev verilen kaymakamların "FETÖ iltisakı" nedeniyle devlet görevinden ihraç edilmesi, kendi bakanlık döneminde emniyet teşkilatına alınan bazı polis amir ve memurlarının yine "FETÖ iltisakı" sebebiyle cezalandırılması nasıl açıklanacak?

Sonuç olarak Soylu''nun açıklamasını bir de bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekecek.”

İlgili Haberler