TELE 1''in haberine göre, cemaat yurtlarında yaşanan istismarların önüne geçilemiyor. Enes Kara‘nın cemaat yurdundaki baskılardan dolayı canına kıyması tarikat ve cemaatlerdeki yapılanmaları yeniden tartışmaya açtı. Cemaat evlerinde kalan öğrenciler yaşadıklarını anlatırken, vatandaşlar da sosyal medyada sık sık “tarikatlar kapatılsın” çağrısı yapıyor.
Cemaatlerde baskılara maruz kalan 18 yaşındaki B.A da bir dönem kaldığı Süleymancılar yurdunu anlattı. B.A, yurtta kapatılan bir cinsel istismarı anlattı.
18 yaşındaki B.A. Sivas’ta kalabalık bir ailenin çocuğu. Ailesi, maddi durum gerekçesiyle B.A.’yı Süleymancılar yurduna gönderildi.
B.A yurttaki ilk gününü şu sözlerle anlattı:
“Sabah 5’te namaz kıldık. Sonra herkes bir cüz okurdu. Yasin bilmeyenler de Ayetel Kürsi okurdu. Sabah namazından sonra okula gittik. Saat 16.00’da ikindi namazını kıldık. Namazdan sonra bir buçuk saat dini ders olurdu. Daha sonra ise akşam namazı ve yatsı namazı kıldık. Çarşamba ve perşembe günleri sohbetler oluyordu. İhvan dedikleri bir kesim var. Sohbetlere onlar katılırlardı. Onları özel bir odaya toplarlardı bize çay demlettirirlerdi. Çay dağıtırdık biz. ‘Namaz kılın, kadınlarla hiç konuşmayın’ derlerdi. Televiyon, sosyal medya, internet yasak. Her gelen mail şifreliydi. Elinize geçirseniz bile okuyamazdınız.”
B.A’nın ilk günü çok çarpıcı. Fakat yaşadıkları ve anlattıkları daha dikkat çekici. “Çocuk tacizleri oluyordu, duyuyorduk. Direkt üstü kapatılıyordu.” diyen B.A. kendisi gibi Süleymancılara ait başka bir yurtta kalan abisinin tanık olduğu bir cinsel istismar olayını ise şöyle anlatıyor:
“Abim Gümüşhane’deki yurtlarından birinde kalıyordu aynı şekilde zorunluluktan. O anlatmıştı. Hocalardan biri 8 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunmuş. Ama üstü hemen kapatılmıştı. Basına vs. yansımadı bile zaten. Bir hoca da çocuğu bir köşede kıstırarak cinsel istismarda bulunmuş. Bunlar sürekli konuşuluyordu.”
“KIZ YURTLARINI İZLİYORLARDI”
“Çocuğu ailesine verdiler, hocayı da attılar. Duyuyorduk bu tip olaylar ama hemen üstü kapatılıyordu. Hocaya bu olayı sormuştum. ‘Gümüşhane’deki yurtta böyle bir olay yaşanmış, ne düşünüyorsunuz?’ demiştim. O da bana ‘Her elmanın içinden bir çürük elma çıkar. Onları ayıklamak lazım.’ demişti. Çocuğa ne olduğunu sordum. Bilgisi yoktu. ‘Çocuğa biz yardım etmişizdir’ dedi. ‘Mastürbasyonun haram olduğunu söylüyorlardı. Hocalar kız yurtlarının camından içeriyi izlerdi, kızlar namaz kılarken.”
KİTAPLARA İZİN VERİLMEDİ
B.A kitap okumak istediğini ama bunun da sık sık engellediğni anlattı. B.A, “Ben o zamanlar çok kitap okuyordum. Felsefeye ilgim vardı. Bir hoca gelip ‘Ne okuyorsun?’ diye sordu. Felsefe okuyorum dedim. ‘Felsefe insanı ateist yapar’ dedi. ‘Neden sorgulayınca ateist mi olunuyor?’ dedim. Ben de gidip roman okuyayım dedim. Sabahattin Ali vs. okumaya başladım. ‘Onu da okumayacaksın’ dediler. ‘Neden?’ dedim. ‘Onlar da yazan her şey yalan’ dediler. Hocam ne okuyayım? dedim. ‘Süleyman Hilmi Tunahan’ın kitaplarını oku. Kur’an-ı Kerim oku. Yasin oku.’ dedi. Hocam her günüm onunla geçiyor zaten dedim. Sonra tarihe merak saldım. Onun için de ‘Cumhuriyet tarihi, insanlık tarihi hepsi yalan’ dedi" diye konuştu.
ŞAPKAYA GAVUR İCADI DEDİLER
Cemaat ve tarikat yurdundaki skandallar bununla da sınırlı kalmamış. B.A Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını ise şu ifadelerle anlattı: “Bir arkadaşımız şapka takıyordu. Çocuğun şapkasını kafasından alıp yırttı. ‘Atatürk’ün getirdiği gavur icatlarını, Yahudilerin getirdiği bu şeyleri sokmayacaksınız buraya’ dedi. Benim kolumda da bir bilekliğim vardı. Onu da sinirlenerek koparıp attı. Sonra da uzun uzun Atatürk’e hakaretler etti. Atatürk’ün Kur’an-ı Kerim’i yaktığını, yasaklattığını söyledi. Atatürk’ün ölümü için de toprağın onu kabul etmediğini, önce bir betona gömüldüğünü ancak o betonun da onu kabul etmediğini söylediler. Anıtkabir’in de bu şekilde yapıldığını söylüyorlardı. Anıtkabir için ‘Atatürk yeri’ diyorlardı. Beton da kabul etmeyince Anıtkabir gibi her yeri betondan bir yerin inşa edildiğini cesedinin ancak bu şekilde olduğu yerde durabildiğini söylüyorlardı" dedi.
ÖSYM KAYITLARINI SİLİYORLARDI
Bir diğer skandal ise KYK sonuçlarıyla ilgili. Çocuğun anlattığına göre cemaat üyeleri öğrencilerin şifresini alıp yurt başvurusunu engellemiş. B.A’dan dinleyelim:
"Yazın ÖSYM şifremi istediler. KYK’da kalan çocukların başvuru kayıtlarını siliyorlardı. Kendi yurtlarında kalabilsin diye. Öğrencilerin tamamen kendilerine bağlı olmalarını isterlerdi. İmam Hatip lisesine ya da ilahiyat fakültelerine bile karşıydılar. Bunların yerine kendileri eğitmek istiyorlardı. Tekamül dedikleri onlar için üniversiteye karşılık gelen yerleri vardı. Her öğrenciye ‘Üniversite okuyacaksan 4 sene oku, sonra da 1 yıl tekamül oku’ diyorlardı. Hoca yetiştirebilmek için öğrencileri tekamül dedikleri bu yerlere yönlendiriyorlardı. Bizi tekamül için Sivas’a götürmüşlerdi. Tekamülün ne kadar önemli bir yer olduğunu anlatmak için Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden bir doçent gelmişti. Çok şaşırmıştım. Adam resmen bir öğretim görevlisiydi. Bize tekamül anlattı. ‘Kendim tekamül okuyamadım. Ama 8 yıl boyunca Süleymancılarla kaldım. Öğrenciliğimin en güzel yıllarıydı’ dedi. Üniversiteye girince de aradılar. Okulumun yakınındaki yurdu söyleyip, ‘Tayinin buraya çıktı’ dediler. Kardeşimin de beynini yıkamaya başladılar" diye konuştu.
KADIN YATAK ODASINDAN ÇIKAMAZ
Cemaat yurdunda kadınlar da aşağılanmış. B.A, “Kadınlara çok saldırı vardı. ‘İslam’da kadının yeri yatak odasıdır. Kadın yatak odasından çıkmayacak. Erkeklerin ne zaman canı onlarla ilişkiye girmek isterse kadının yanına gider. Kadının hayatı hep yatak odasında geçecek. Kadının başka bir yaşamı olmayacak. Misafirliğe gitmeyecek. Misafir geldiği zaman ise kadın sadece kadınlarla erkek sadece erkeklerle konuşacak’ diyorlardı.” dedi.