Sorumsuzluk, iradesizlik ve kargaşa
Bill Gates, yine dolar milyarderleri listesinde yer alıyor.
Dünyanın en zengin adamları listesinin başlarında bulunmak ve bunu yıllarca sürdürme başarısını göstermek, herhalde beraberinde birçok meziyeti, hüneri, taktiği ve sabrı da gerektiriyor.
12 yıl kadar önce, Londra’da görüşme fırsatı yakaladığımız, dünyanın en büyük bilgisayar şirketi Microsoft’un sahibi Bill Gates’e ‘kulak’ vermenin zamanı hiç geçmiyor.
Bill Gates’in “Gelecek bugün başlıyor” sözü, sık sık hafızamızı tazeliyor.
Bill Gates’in yankılar uyandıran “Dijital Sinir Sistemiyle Düşünce Hızında Çalışmak” adlı eserinde, insanoğlu ile gelecek ilişkisi âdeta sorgulanıyor ve sonunda keşfediliyor.
“Kötü haberleri arayıp bulmak gibi doğal bir alışkanlığım var. Kötü haber hızlı gelmeli” diyen Bill Gates’in cesur, fakat gerçekçi yaklaşımı ile “Kötü haber üretme ve yayma” alışkanlığını, kesinlikle birbirine karıştırmamak icap ediyor. Tabii ki “Her sabah taze bir başlangıç” olmalı, hatta “Gelecek bugün başlamalı.”
Ancak, gerçeklerden asla uzaklaşılmamalı.
Gerçekler, acı da olsa, kabullenilmeli. Buna karşılık yalan - dolan, iftira illetlerinden hızla uzaklaşılmalı.
Türkiye’nin bunca iç ve özellikle dış meselesi varken, toplumun her kesiminde boy atan “kirlenme”, büyük bir talihsizlik ve tehlikeli bir gelişme olarak kabul ediliyor. Kirlenmeden, sadece belirli bir kesimi veya kuruluşu, kurumu sorumlu tutmak, “adilâne” bir davranış değildir sanırız.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, bireylerin yanı sıra ülkenin çoğu kuruluş ve kurumlarında “kirlenme” kendini az veya çok gösteriyor.
Sanki sistemin çivisi çıkmış bulunuyor.
Hem hukukun üstünlüğü yok, hem kargaşa bütün çarpıklığıyla hüküm sürüyor.
Oysa, bu kirlilik çevresinden süratle uzaklaşılması kamuoyunun acil beklentisi oluyor.
Hiç olmazsa, asgari müştereklerde birleşmek sağduyusunu göstermek, artık kaçınılmaz bir şart görünüyor.
Her sabah kalkıldığında, neyin insanları beklediği bilinmiyor.
“Sakin” gibi görünen hayat akışı, aslında çoğu acı sürprizlerle insanımızı tedirgin ediyor.
Bugün “yurdum” gerçekten de “kritik” günler yaşıyor.
Bir yandan “malum” iç tehlikeler, diğer yandan AB’nin
“değişken” baskı ve tavrı, ABD’nin anlaşılamayan “katı” girişimleri, Türkiye üzerinde “ kara bulutlar” oluşturuyor.
Bu yüzden, “Her sabah taze bir başlangıç olsun” diyoruz ve ekliyoruz: “Gelecek, bugün başlıyor.”
Aslında, bu ölümlü dünyada hırsa, kine, yalana - dolana, iftiraya, kısacası kirletmeye neden tevessül edildiği anlaşılmıyor.
İnsanoğlu, her sabah taze bir başlangıç yapacağı yerde, neden “çıkmaz sokaklara” dalıyor?
Hâlbuki her sabah iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa taze başlangıçlar yapan, daha doğrusu yapabilen, eninde sonunda mutluluğa da erişiyor.
... Ve “Gelecek bugün başlıyor” ise, Türkiye’nin istikbali önündeki engeller, ne yazık ki beraberinde yolsuzlukları, tedirginlikleri ve endişeleri getiriyor.
Sanki “dijital” bir sorumsuzluk, iradesizlik ve kargaşa Türkiye’yi sarmalamış bulunuyor. Bu ağır atmosferden süratle uzaklaşmamız, en fazla “sessiz çoğunluk” denen geniş halk tabakalarını çok yakından ilgilendiriyor. Her şeyden önce, olaylardan, gelişmelerden, hatta beklenmedik facialardan gereken dersi almamız kaçınılmaz hale gelmiş bulunuyor.
Yeri gelmişken, “Son Mücahit” in cenaze töreninde yan yana gelebilme sağduyusunun yarattığı atmosfer, Türkiye’yi, hatta Kuzey Kıbrıs’ı, rahmetli Denktaş’ın cenaze töreninde olduğu gibi “gökkuşağı” sarmalaması beklentisini doğuruyor.
Unutulmamalı ki, “Gelecek bugün başlıyor.”