Siz kendinizi kiminle karşılaştırıyorsunuz?

Siz kendinizi kiminle karşılaştırıyorsunuz?

Sosyal medya, insanları yanlış yöntemlerle kilo vermeye yönlendiriyor. Nasıl mı? İşte yanıtları...

Ualbert tarafından yayımlanan araştırma verilerine göre, kadınların yaklaşık yüzde 90’ı kendilerini diğer sosyal medya kullanıcılarıyla karşılaştırdıklarını belirtirken, bu oran erkeklerde yüzde 65…
Dünya genelinde 4,7 milyar kullanıcı sosyal medyada aktif halde bulunuyor. Bu durum özellikle insanların ideal vücut ve güzellik algısını her geçen gün değiştiriyor.

Bu kişilerin yüzde 40’a yakını ise karşılaştırdıktan sonra kendisi hakkında daha olumsuz bir algıya kapılıyor. Çeşitli fotoğraf, video gibi içeriklerin efektler aracılığıyla güzelleştirildiği sosyal medya gönderilerinin ise insanların benlik duygusuna zarar vermesinin yanı sıra, vücut imajına da olumsuz yönde etki ettiğine dikkat çekiliyor.

Sosyal medyanın tamamen gerçeği yansıtmadığını, kişilerin en formda oldukları anı, en iyi ışıkla çektikleri fotoğraflarla paylaştıklarını söyleyen spor ve beslenme bilgi platformu Güç ve Fitness Kurucusu Yankı Tansuğ, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Sosyal medyadaki kişilerin birçoğu, tıpkı televizyonda olduğu gibi şov dünyasının bir parçasını temsil eder. Bu platformlarda paylaşılan gönderilerin çoğu takip edenlerin kendi bedenlerini dışlamalarına neden olurken, bedenlerinden beklentilerini de değiştirir. Sosyal medyadaki bilimle temellenmeyen paylaşımlar da büyük bir yanlış bilgi havuzunun oluşmasına yol açıyor ve insanlar ideal vücut formuna kavuşmak için sağlıksız beslenme yöntemleri uygulayabiliyor. Oysa spor ya da egzersiz yaparak ve sağlıklı gıdalar tüketerek fit bir görünüme ve sağlıklı, dinç bir bedene kavuşmak mümkündür.”

“HAYATA BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMEK ŞART”

Zayıflamak için önce hayata bakış açısının değişmesi gerektiğinin altını çizen Tansuğ, “İnsanlar yaşamlarındaki olumsuz fikir ve duyguları kalıcı olarak değiştirmediği sürece kilo verse de alsa da nihayetinde başa dönüyor. Bu yüzden bireylerin önce neden değişmek istediklerini, bu durumun onlar için ne kadar önemli olduğunu saptamaları gerekiyor. Bu sorulara cevap bulduktan sonra başlatılan süreç, sosyal medyanın olumsuz etkisini en aza indiriyor.” diye konuştu.

SPOR HAYAT KALİTESİNİ YÜKSELTEN BİR EYLEM Mİ?

Türkiye’de bilimsel kanıta dayalı sosyal medya kanallarının az sayıda olduğuna dikkat çeken Yankı Tansuğ, “Sağlıklı ve dinç bir vücut yapısına ulaşmak için destek istenen sosyal medya sayfalarının hangisinin seçileceği çok kritik bir aşamayı oluşturuyor. Çünkü her sayfa doğru bilgi ve pratikler sunmuyor. Bu noktada bilimsel araştırma sonuçları ile tasdiklediğim önerilerimin yer aldığı platformum üzerinden, insanların hem fit hem de sağlıklı bir bedene ulaşmalarını sağlıyorum. Sosyal medyada 6 yıldır faaliyet gösteriyorum ve mevcut programlarımı takipçilerim arasındaki coğrafi sınırları ortadan kaldırmak için uzaktan katılım odaklı hazırlıyorum” şeklinde konuştu