Geçtiğimiz günlerde ay çiçek yağında yaşanan krizin derinleşmesi ile Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşı yağ alma mücadelesi görüntüleri geldi.
Uzun kuyruklar ya da yağ almak için yaşanan izdihamlar, 1970 yılları hatırlatırken, gündeme gelen yeni bir iddia ise adeta şok etkisi yarattı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın yönetmeliğine göre büyük lokantalarda, otellerde, yemek fabrikalarında biriken atık yağlar lisanslı şirketlere teslim edilmek zorunda.
İddiaya göre ise bu işletmelerde aşçı, bulaşıkçı gibi bazı elemanlar atık yağların bir bölümünü sisteme girmeyerek, el altından merdiven altı firmalara satıyor.
Söz konusu firmalar da bu yağları işleyerek ham yağların içine katıyor ve ham yağ miktarını artırıyor.
Bu zararlı yağların ise restoran, lokanta, yemek fabrikalarına ve bazı marketlere kilosu 5-10 lira gibi ucuz bir fiyattan satıldığı iddia ediliyor.
ATIK YAĞ GERİ DÖNÜŞÜMÜ NORMALDE NASIL YAPILIR?
Atık yağ geri dönüşümü ülkemizde ilgili lisansa sahip tesisler tarafından yapılmaktadır.
Söz konusu tesisler yarı mamul ya da ürün olarak atık yağları geri dönüştürmektedir.
Bitkisel atık yağlar sabun ve kimya endüstrisinde kullanılabilir. Ayrıca biyodizel ürünlere de dönüştürülebilir.
Sonrasında bu maddeler petrolle karıştırılır ve yakıt olarak kullanılabilir.
Bu yakıtların en güzel yanı ise diğer dizel yakıtlara göre ozon tabakasına olan zararlarının çok daha düşük olmasıdır.
Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre;
Kullanılmış kızartmalık yağların
Lavaboya dökülmesi,
Çöpe atılması,
Kanalizasyona boşaltılması,
Yemeklik yağlara, ham yağlara, mineral yağlara karıştırılması
Doğrudan yakıt olarak kullanılması yasaktır.