Seçimin Analizi: YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAMADI!..
Nihayet 29 Mart yerel seçimleri tamamlandı. Büyük oranda belli olan sonuçlara göre iktidar partisi AKP, elindeki illerden 15’ini diğer partilere kaptırdı. 15 kentimizin belediye başkanlığı AKP’den diğer partilere geçti. Büyük çoğunlukla CHP ve sonra MHP’ye..
Bu çok önemli bir sonuç. AKP’nin elinden giden 15 ilin önde gelenleri şunlar: Antalya, Aydın, Sinop, Tekirdağ, Giresun, Balıkesir, Isparta, Manisa, Siirt, Van ve Şanlıurfa.
HALKIN “SİVİL
BALANS AYARI!..”
Bu kentlere baktığımızda, 28 kez gitmesine karşın Başbakan Erdoğan’ın Antalyalıları ikna edemediğini görüyoruz. Erdoğan da buradaki sonuçtan büyük şaşkınlık duyduğunu açıkladı zaten...
Manisa ise, sivri ve tartışmalı açıklamaları ile ve özellikle Ordu’yu eleştiren sözleriyle gündeme gelen Bülent Arınç’ın memleketi idi. Eski TBMM Başkanı AKP’li Arınç’ın dağıttığı mesir macunlarının da Arınç’a (ve dolayısıyla AKP’ye) yaramadığını görüyoruz. Sağduyulu halkımız, Arınç’ı da cezalandırmış oldu. Bu bir genel seçim olsaydı, Arınç belki de seçilemeyecekti!...
Siirt’in önemi başka. Burası, Başbakan Erdoğan’ın “Yiğit düştüğü yerden kalkar” dediği yerdi. Erdoğan, 3 Kasım 2002 genel seçimleri öncesi Siirt’te okuduğu şiirden mahkum olmuş, siyaseten yasaklanmış, buradan milletvekili olan Mervan Gül’ün daha sonra istifası (ve birtakım gelişmeler!) sonucu buradan milletvekili seçilmişti. Bu kez, yiğit Siirt’te ayağa kalkamadı!...
Şanlıurfa’da ise, “Biz ceket koysak seçtiririz” sözleri de boşa çıktı. Kendi mevcut belediye başkanı Eşref Fakıbaba’yı aday göstermeyen AKP, bağımsız giren aynı kişiye başkanlığı kaptırdı.
AKP son genel seçime göre yaklaşık yüzde 8 oranında oy kaybetti.
Bu, AKP ve yandaş medyanın ileri sürdüğü son zamanlardaki iddiaların halk tarafından onanmadığını gösteriyor. Eğer, bu iddialar halk tarafından benimsense idi, AKP hem mevcut oylarını korur, hem de üzerine ek yapardı.
AKP’nin demokrasi ve hukuk açısından buradan ders alması ve hukukun üstünlüğü için elinden geleni yapması gerekiyor. Yoksa, bir sonraki seçimde, bugün halkın gösterdiği sarı kart, kırmızıya dönüşecektir.
Bu açıdan 29 Mart yerel seçimleri AKP için halkın “sivil balans ayarı” olarak değerlendirilebilir.
KAÇ MİLYON
SANDIĞA GİTMEDİ?
Bu seçimlerde henüz tartışılmayan bir noktayı seçim gecesi ART ekranı ve Avrasya Radyo’da gündeme getirdim.
Seçimlere katılım oranı ne oldu?..
Şu ana kadar -nedense- bu rakam açıklanmadı ve üzerinde durulmadı.
Oy verme yeterliğine sahip 48 milyon insanımızın ne kadarı sandığa gitmedi?..
Benim belirlemelerime göre, 48 milyon seçmenin yaklaşık 10 milyonu yine sandığa gitmedi!..
Bunu ayrı bir yazıda değerlendirmeliyiz. Belki de büyük çoğunluk sandığa gitti ama, seçmen sayımız 48 milyon değil!..
Olur mu olur!..
Yoksa niçin 10 milyon civarında insan hiçbir seçimde sandığa gitmesin ki?..
BİR OKUYUCUNUN
ÇIKARDIĞI DERS!..
Seçimden herkes farklı ders çıkarıyor. Bir okuyucu ve izleyicimden gelen (CHP’li ve Marmaris’de yaşıyormuş) elektronik iletiden ders çıkaran olur mu ki?
“... benim gözlerimden yaşlar akıyordu. Eşim, annene bir şey mi oldu diye sorunca, ben de AKP’nin birinci, CHP’nin ikinci olmasına üzülüyorum, kahroluyorum, dedim.
Eşim, politikaya ilgi duymaması ve anlamamasına rağmen bana şunları söyledi:
Deniz Baykal o partinin başında olduğu müddetçe biz daha çok ağlarız. Kemal Kılıçdaroğlu’nu televizyonda gördüğümde onu dinleyesim, güvenesim ve oy veresim geliyor.
Bunu Deniz Baykal’a nasıl anlatacağım? Veya anlatsam bir faydası olur mu?
CHP’nin değiştiğini görecek miyiz?
Vatansız kalıp ağlayacak mıyız?
Aç kalıp dilenecek miyiz?”
Ben 21 Kasım 2008’de, seçimlerden 4 ay önce yazdığım makalemde, CHP’nin yanlışlıklarına değinmiş ve “Ankara ve İstanbul belediye başkanlıkları şimdiden AKP’ye hayırlı olsun” demiştim. Bunu dün bir okuyucum hatırlattı.
Bunları da ayrı yazıda yeniden irdelemeliyiz.