Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, İçişleri Bakanlığı genelgesiyle marketlerde elektronik eşya, giyim, zücaciye gibi ürünlerin satışına izin verilmemesinin, sektör temsilcileriyle yapılan görüşmeler sonucu alındığını belirterek, "Bu ürünlerin üretimine izin veriliyor. Ürünü üreten işçi fabrikaya gidiyor. Ama fabrikadan çıkan ürün tezgaha konamıyor. O zaman bu ürünler internette tutturabildiği fiyata satılmaz mı? Ki, bu oldu…
Biliyorsunuz, tam kapanmada semt pazarları açılamayınca, marketler ve e-ticaret siteleri piyasada iyice tekelleşti. Halcinin, çiftçinin elinde ürünler kaldı. Günün sonunda olan tüketiciye oldu. Fiyatlar aldı başını gitti." diye yazdı.
Çiftçinin 50 kuruşa mal ettiği ürüne, markette 5 liranın altına alınamadığını işaret eden Güngör, "Bazen bir taş atarsınız ama attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez. Hatta taşı attığınız yere bir şey olmaz. Belki de hiç atmak istemediğiniz yerin başını kanatır." ifadelerini kullandı.
Dilek Güngör''ün yazısının ilgili kısmı şu şekilde;
Biliyorsunuz, tam kapanmada semt pazarları açılamayınca, marketler ve e-ticaret siteleri piyasada iyice tekelleşti. Halcinin, çiftçinin elinde ürünler kaldı. Günün sonunda olan tüketiciye oldu. Fiyatlar aldı başını gitti.
***
Düşünün, çiftçide, halde 50 kuruşluk salatalığı markette 5 TL''den aşağı alamaz hale geldik. 2 TL''lik domatesi 7 TL''den aşağı yiyemez olduk. Pazarda en lüksü 5 TL bilemedin 6 TL''ye satılacak malta eriği için 25 TL''den bir kuruş eksik saysanız kasada tarttıramadık.
O zaman semt pazarlarını kapatınca marketi, e-ticaret sitesini tekel hale getirmedik mi?
(Neyse ki, dün akşam yeni genelgeyle 2 gün bari olsa pazarların açılması kararı alındı da tüketici ve üreticinin bir nebze de olsa mağduriyeti önlendi)
Velhasıl…
Bazen bir taş atarsınız ama attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez. Hatta taşı attığınız yere bir şey olmaz. Belki de hiç atmak istemediğiniz yerin başını kanatır.