Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kaya, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de başta Suriye olmak üzere, Orta Asya ve Afrika ülkeleri ile Afganistan, Irak ve Uzak Doğu'dan yaklaşık 5 milyon misafir, sığınmacı ve düzensiz göçmen olduğunu anlattı.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 13 Haziran'da açıkladığı verilere göre, Türkiye'deki kayıtlı Suriyeli sayısının bir önceki aya göre 6 bin 907 kişi artarak 3 milyon 613 bin 644 kişiye ulaştığını söyleyen Kaya, bu sayıya diğer ülkelerden gelenler de dahil edildiğinde oranın toplam nüfusun yüzde 5'inin üstüne çıktığını dile getirdi.
Göç İdaresi'nin Suriyelilere ilişkin verilerini paylaşan Kaya, şu bilgileri verdi:
'TÜRKİYE'DE KURULAN SURİYELİ ŞİRKET SAYISI 15 BİN 159'
"Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin yüzde 46.3'ü 0-18 yaş arasında. Bu istatistik hem riskleri hem de avantajları kendi içinde barındırıyor. Genç olmaları eğer doğru yürütülen bir süreç olmazsa içinde şiddet eğilimleri gibi süreçlere yönelebileceklerini gösteriyor. Aynı zamanda bu genç nüfusun doğru yönetilebildiği takdirde hem Türkiye'nin sosyal hayatına hem de ekonomisine artı bir değer sağlayabilir."
Kaya, Türkiye'de kurulan Suriyeli şirket sayısının 15 bin 159 olduğunu kaydederek, "Yani 'Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin tamamı devlet yardımı veya farklı yardımlarla hayatlarını idame ettiriyorlar' gibi bir algının da bu açıdan farklı değerlendirilmesi gerektiğini, hem yasal açıdan çalışma izni olanlar hem yasa dışı çalışmaya devam edenler, bir de kurdukları şirketler aracılığıyla ticari hayata atılmış olanları da gördüğünüzde olayın aslında algının dışında farklı boyutları olduğunu da ifade etmek istiyorum" değerlendirmesini yaptı.
'TÜRKİYE DURUMU KENDİSİ İÇİN AVANTAJLI KONUMA GETİRMELİ'
Türkiye'nin dünyada nadir görülen bir nüfus hareketliliğiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En başta düştüğümüz yanlış, bu insanların geldikten sonra 3-5 ay içerisinde kendi vatanlarına geri döneceklerine dair yanlış bir öngörü üzerine kurgulanması. İş buradan başladığı için sonrasında sürecin yönetilmesi yanlış noktalara gitti. Mesela, Almanya gibi gelişmiş bir ülke 1 milyona yakın mülteci kabul etmesine rağmen, yaptığı plan ile bu durumu kendi ekonomisi için avantajlı hale getirme yoluna girmiştir. Türkiye'nin de bir an önce bu durumu kendisi avantajlı konuma getirecek bir süreci acil eylem planını hayata geçirmek gibi bir zorunluluğu var."
Kaya, nefret söylemlerinin gettolaşmayı beraberinde getirdiğini, plaj sorunları gibi tartışmaların sağlıklı çözüme engel olduğunu ve fotoğrafın bütününün görülmesine perde oluşturduğunu, bu konuda empati yapılması gerektiğini ifade etti.
'SURİYE'DE GÜVENLİK ENDİŞELERİMİZ TAVAN YAPMIŞ DURUMDA'
S-400 konusuna da değinen Kaya, "Biz bugün neden S-400'leri almak zorunda hissediyoruz kendimizi? Çünkü 911 kilometreyle en uzun sınırımız olan Suriye'de şu anda güvenlik endişelerimiz tavan yapmış durumda. Aynı zamanda Doğu Akdeniz diye bir sorun var ki tartışmaları Avrupa Birliği'nden, Amerika Birleşik Devletleri'nden her gün açıklamalar geliyor. Bu Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin de güvenliğimizi doğrudan tehdit ettiği gerçeği var" diye konuştu.