Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, 1873 yılından sonra, Fransız Tarihçi-Arkeolog Ernest Renan’ın, batılı arkeologlara şöyle seslendiğini yazdı: “Arkeolojik bulgular Türkleri işaret ediyorsa da, siz onları Türklere mal etmeyin. Sonu kötü olur. O zaman Türkleri Anadolu’dan sürmek zorlaşır. Türkler hiçbir uygarlık kurmadılar. Aksine kurulmuş uygarlıkları yıktılar. Türkler Barbardır. Kızılderililere ne yapıldıysa, Türklere de o yapılmalıdır.”
Serdaroğlu diğer yandan, “1873’e kadar, Anadolu’daki arkeolojik bulguların Türklere ait olduğu belgelenmişti.” diye belirtti.
8 Ocak 1918’de ABD Kongresinde okunan ve tarihe “Wilson Prensipleri” olarak geçen bildirinin 12. Maddesine değinen Serdaroğlu, “Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki diğer ulusların yaşam güvenlikleri ve özerk gelişimleri sağlanmalıdır.” diye açıkladı. Serdaroğlu, devamında, “10 Ağustos 1920 Sevr’e geldiğimizde, 62-63-64’üncü maddeleri şöyleydi;
“Fırat’ın doğusunda Kürtlerin özerkliğini İngiltere-Fransa-İtalya’dan 3’er üyeli komisyon hazırlayacak. Osmanlı, komisyon kararlarını 3 ay içinde kabul etmeyi ve yürürlüğe koymayı şimdiden kabul eder. Kürtler 1 yıl sonra bağımsızlık için Milletler Cemiyetine başvurursa, Türkiye bölgedeki tüm haklarından vazgeçer…” ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK BU EMPERYALİST OYUNU YIRTTI ATTI"
“Atatürk, Türk Tarihini çok iyi inceleyen ve gerçekleri bilen bir liderdi.” diyen Serdaroğlu, Atatürk için “Anadolu’nun en az 7 bin yıllık öz be öz Türk Yurdu olduğunu biliyordu” dedi. “Atatürk, Kurtuluş Savaşımız sonunda, bu emperyalist oyunu yırttı attı" diyen Serdaroğlu,
“Bir daha böyle tuzaklara düşmeyelim diye de “TÜRK TARİH TEZİNİ” anlatan dört cilt olarak tarih kitabını yazdı. Buna bağlı olarak da gerçek Türk Tarihini anlatan Tarih Kitapları hazırlattı.10 Kasım 1938’da Atatürk vefat edince, bu kitapların hepsi rafa kaldırıldı. 1939 yılında, daha sonra Başbakan olacak Şemsettin Günaltay’ın, yazdığı tarih kitabı okullara dağıtıldı. O andan itibaren, Atatürk’ün yazdığı Türk Tarih Tezi kalkmış, yerine Grek Tarih Tezi oturtulmuştu. Bu teze göre, Anadolu’daki tüm medeniyetlerin kaynağı Greklerdi. Doğal olarak Anadolu da bir Grek yurdu oluyordu!” şeklinde yazdı.
Serdaroğlu, 12 Mayıs 1939’da, Kültür Reformu kapsamında Türk-İngiliz Ortak Beyannamesi imzalandığını ve yabancı ülkelerin eğitimcilerinin, eğitim sistemimizi istedikleri gibi değiştirdiklerini vurguladı. Serdaroğlu, Halkevlerinde dahi, İngiliz öğretmenlerin görev yapmaya başladıklarını aktardı.
Köy Enstitülerinin, gerçek işlevlerinden uzaklaştırılmalarının esas nedeni, yabancı eğitimciler ve onların devletlerinin baskıları olduğunu belirten Serdaroğlu, “Nitekim, Köy Enstitülerinin Kurucuları Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç, tek parti döneminde yani 1946 yılında R. Şemsettin Sirer (Bakan) ve R. Peker (Başbakan) imzaları ile görevden alındılar. 09.05 1947’de Köy Enstitülerinde Kız-Erkek Öğrencilerin birlikte ders görmesi yasaklandı. 1954 yılında da kapatıldı.” dedi. Serdaroğlu, İngilizlerin 1949 yılına kadar hem eğitim sistemimizi, hem de tarihimizi diledikleri gibi çarpıttıklarını, amaçlarının Türklerin Anadolu ile, geçmişimizle olan bağlarını kopartmak olduğunu belirtti.
1947 yılında Marshall Yardımının kabul edildiğini ve1949 yılında da bu görevi Amerikalılara devrettiklweini açıkladı. Serdaroğlu, “1949 yılında Türkiye-ABD bir anlaşma imzaladı. Anlaşmanın bir adı, “Fulbright Eğitim Komisyonu”, diğer adı ise; “Türkiye-ABD Kültürel Mübadele (değişim) Komisyonu idi. Komisyon, Türk Eğitim sistemini yeni baştan hazırlayacaktı. 9 Üyeli komisyonun 4 üyesi Türk, 4 üyesi Amerikalı, Başkanı da ABD Ankara Büyükelçisi olacaktı” ifadelerini kullandı.
Serdaroğlu açıklamasında, "Tarihimizin nasıl kendi elimizle çarpıtıldığını anlatabildim mi? Bu komisyon hala görevdedir ve merkezi Ankara’dadır. DOĞRU Parti bu komisyonu, sorumluluk aldığı ilk gün kaldıracaktır. “Helalleşme” kavramının Türk Siyasetine sokulmasından hemen sonra, Atatürk’ün Türk Tarih Tezinin, nasıl Grek Tarih Tezine çevrildiğini, tarih gerçeklerle anlatmaya çalıştım." diye yazdı.
Son sözlerinde Serdaroğlu şöyle yazdı:
“Helalleşme “ kavramını, Türk Siyasetine ilk sokan Erdoğan’dı. 17/25 Hırsızlık-Soygun-Rüşvet olaylarından sonra, FETÖ tarafından kandırıldığını söyleyip, Türk Milletinden helallik istemişti. Şimdi de Kılıçdaroğlu “Helalleşme Turlarına” çıkacağını söyledi. İnşallah yazdıklarım helalleşmek isteyenlere ışık tutar…Tarikat ve Cemaatlerden başka hiçbir yerde “Helalleşme” diye bir kurum yoktur. Ne Anayasamızda, ne Cumhuriyet Tarihimizde, ne de Türk Devlet töresinde ben “Helalleşme” görmedim. Gören, bilen var mı?"