Her dediği doğru çıkan Meriç Köyatası, çarpıcı dolar kuru ve enflasyon açıklaması yaptı. Doğru Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası "ENAG enflasyonu çok kısa sürede üç haneli rakamlara gelecek ve yılı yüzde 100’ün üzerinde, büyük bir ihtimalle yüzde 120 seviyesinde kapatacak. Dolar için 24 – 29 lira, Euro için 28-33 lira aralığını bir kenara not edin diye yazıyorum. Bir yıl sonra ölmez sağ kalırsak, görüşürüz" açıklamasını yaptı.
Köyatası "Her yılbaşında, o yıl için öngörülerde bulunmak adettendir. Türkiye’nin mevcut şartlarında ekonomik öngörüde bulunmak güç ama geleneği bozmamak gerek. Şu ana kadar görüşlerine genel olarak katıldığım çoğu arkadaşın 2022 öngörülerini epey iyimser buldum. Ben biraz daha karamsarım" dedi.
Doğru Parti ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası "Uluslararası piyasalarda etkinliği ve güvenilirliği yüksek olan İsviçreli Banka UBS, Aralık 2021’de Türk Lirası ile ilgili bir rapor yayınlamayacağını duyurdu. Temel gerekçe ise Türkiye’de hiçbir şeyin öngörülemez olması. Gerçekten de Türkiye’de ne zaman neyin olacağını kestirmek özellikle yabancılar için güç. Biz artık alıştık. Burası Türkiye, her an her şey olabilir. Belirsizlikler had safhada. Saray Yönetimi, her an birbiriyle çelişen akıl ve bilim dışı kararlar alabilir. Böyle bir ülkede ekonomik tahminde bulunmak zor iştir" diye konuştu.
"ERKEN SEÇİM OLMAYACAK"
Köyatası: "Öncelikle, erken seçim olacak mı? Ben mevcut ekonomik şartların daha da kötüleşeceğini, erken seçim olmayacağını öngörüyorum.
Ekonominin en önemli sorunu, enflasyon ve işsizlik… Enflasyon konusunda TUİK’in rakamlarına inanmıyorum. Bağımsız bilim insanlarının oluşturduğu ENAG enflasyonunu kabul ediyorum. O da şu anda yüzde 80 seviyesinde. Ocak ayı enflasyonunun (sadece bir aylık enflasyonun) yüzde 25’i geçeceğini tahmin ediyorum.
Birçok ekonomist arkadaşımız, enflasyonun iki üç ay içinde üç haneli rakamlara geleceğini, yaz ve sonbahar aylarında düşeceğini öngörüyor. Belki yaz aylarında biraz düşüş olabilir ama sonbahar aylarını hiç de iyi görmüyorum.
ENAG enflasyonu çok kısa sürede üç haneli rakamlara gelecek ve yılı yüzde 100’ün üzerinde, büyük bir ihtimalle yüzde 120 seviyesinde kapatacak. Neden derseniz, hammadde fiyatlarındaki gelişmeler, üretici fiyatlarında biriken maliyetler, giderek artan kamu açıkları ve döviz kurundaki artışın etkilerinin devam edeceğini öngörüyorum. Ama daha büyük tehlike var. Çoğu arkadaş, tarım sektöründe özellikle Eylül ayından itibaren başlayacak kıtlığı ve doğacak açlık tehlikesinin henüz tam olarak farkında değil."
"Enflasyon beklentisinden sonra gelelim kur tahminine" diyen Köyatası "Türkiye, döviz üretemeyen bir ülke… Bir taraftan 453 milyar dolar dış borç yükü var. Diğer taraftan dış ticaret açığı ve cari açık veriyor. İhracat artıyor ama ihraç mallarımızın fiyatı düşerek artıyor. Yakın bir gelecekte, Türk ekonomisinin döviz üretme yeteneğinde bir gelişme olmayacak. Turizm gelirleri konusunda salgın hastalık nedeniyle bir tahminde bulunmak olanaksız. Ancak turizmde işler iyiye gitse bile, Türkiye cari açık vermeye devam edecek. Çünkü ekonominin çarkları, tamamen ithalata bağımlı" dedi.
Köyatası "Bir yıl içinde Türkiye’nin ödemesi gereken dış borç miktarı 167 milyar dolar. Hükümetin dövizi aşağıda tutmak için Merkez Bankası’nın ekside olan rezervleri ile yaptığı müdahaleler sürdürülebilir değil. Net rezervlerimizin eksi bakiyesi her hafta artıyor. Dünya ekonomisinde yakın bir gelecekte likidite bolluğu görülmüyor. Aksine, Covid salgını nedeniyle artan likiditenin geri çekilmesi gündemde. Bütün bunlar dövizin yukarı yönlü hareket edeceğini gösteriyor" diye konuştu.
"ÖLMEZSEK GÖRÜŞÜRÜZ"
"Hükümet istediği kadar, yeni enstrümanlar bulmaya, yeni kararlar almaya çalışsın" diyen Köyatası "Kur hiçbir zaman sonuna kadar baskı altında tutulamaz. Bir şekilde enflasyona göre, kendini düzeltir. Dolar, geçtiğimiz yıl yüzde 81, Euro yüzde 67 arttı. TÜİK’in yüzde 36’lık enflasyonu değil, ENAG’ın yüzde 83 seviyesindeki enflasyonunu ciddiye aldı. Ben, diğer ekonomist arkadaşlar kadar iyimser değilim. Yıl sonunda kurdaki artışın enflasyona paralel olarak yüzde 100’ler seviyesinde olacağını öngörüyorum. Dolar için 24 – 29 lira, Euro için 28-33 lira aralığını bir kenara not edin diye yazıyorum. Bir yıl sonra ölmez sağ kalırsak, görüşürüz" dedi.
Köyatası "Bu öngörümü değiştirebilecek iki ihtimal var. Birincisi, Türkiye’ye bugüne kadar hiç alışık olmadığımız büyüklükte yabancı sermaye yatırım gelir. Bunun için de iki senaryo olabilir. Sağda solda söylendiği gibi İngiliz ve ABD güdümündeki, Katar, BAE, Suudi gibi Arap ülkeleri fonları Türkiye’ye gelir ve ne var ne yok satın alır. Ya da her tarafından cari fazla fışkıran ve elinde 2 trilyon dolardan fazla ABD Hazine bonosu tutan Çin, “Türkiye ABD ve İngiliz kontrolünde Arap ülkelerine satılamayacak ve bırakılamayacak kadar stratejik bir ülke deyip yüksek miktarda bir fonla Türkiye’nin Hazine Bonolarını ve fiziki varlıklarını satın alır. (50 – 75 milyar dolar arasında bir fon) Uzak ihtimal olmasına rağmen bunlar da düşünülmesi gereken ihtimallerdir" diye konuştu.
"TÜRKİYE ZEHİRLİ BÜYÜME SÜRECİNDE"
Meriç Köyatası: "Bu tahminleri değiştirecek ikinci ihtimal ise ülkenin erken seçime gitmesi ve AKP-MHP iktidarının sona ermesi. Bu şartlarda tüm beklentiler olumlu yönde gelişeceği için, yeni hiçbir ekonomik icraat yapılmasa bile Türkiye’nin dış borçlanma faizlerinde, düşüş, buna paralel olarak kurda ve enflasyonda düşüş gelecektir."
Her dediği çıkan adam Meriç Köyatası "Normalde ekonomik tahminlerde bulunurken, o ülkenin GSMH büyümesi, milli gelir büyümesi tahmini de yapılır. Ancak Türk ekonomisi çok ciddi bir şekilde benim adına zehirli büyüme dediğim, fakirleşen büyüme sürecine girdi. Ekonomi büyüdükçe, toplum fakirleşiyor. Hem ülkenin genel olarak borçları artıyor, hem tüketicilerin borçları artıyor. Çok küçük bir kesim büyümeden nasibini alıyor. 2021 yılında ekonominin yüzde 10 seviyesinde büyüyeceği söyleniyor. Bırakın insanların bu büyümeden refah artışı payı almasını, çalışanların milli gelirden aldığı pay düşüyor, herhangi bir teknolojik gelişme olmamasına rağmen, ekonomi büyürken işsizlik artıyor, fakirlik artıyor. O nedenle, bu sağlıksız zehirli büyüme modelinde büyüme tahmini yapmanın hiçbir anlamı da yok" dedi.
Köyatası sözlerini şöyle tamamladı: "Ancak bir aksilik olmaz ise düşük işçilik maliyetli ihracat sektöründe büyüme devam edecek. İnşaat sektöründe her an her şey olabilir. Balon da patlayabilir ya da aksine satılık vatandaşlık maksadıyla, elde kalan inşaatlar, Suriyeli sığınmacılara satılmak için spekülatörler tarafından peynir ekmek gibi satın alınır. Bu arada, yüksek gelir gruplarının kar realizasyonu amaçlı gayrimenkul yatırımlarını artırması da söz konusu olabilir. Onun dışında, iç piyasaya yönelik çalışan sektörlerde ciddi bir durgunluk ve stagflasyon tehlikesi uzak ihtimal değil. Türkiye’den bağımsız gelişebilecek dünya olayları ya da Türkiye’nin dış ilişkilerinin etkisini de bu tahminlerde şimdilik değerlendirme dışı bıraktık."