Ekonomist Meriç Köyatası Şubat, Mart, Nisan ve Eylül'de başımıza ne geleceğini açıkladı

Ekonomist Meriç Köyatası Şubat, Mart, Nisan ve Eylül'de başımıza ne geleceğini açıkladı

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası, önümüzdeki günlerde enflasyonun da dövizin de kolay kolay kontrol edilemeyeceğini ifade etti.

Doğru Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası, Merkez Bankasının faizleri sabit tutmasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Köyatası, “Bu saatten sonra Merkez Bankası faizleri düşürse de, artırsa da, sabit tutsa da artık bir şey fark etmez. Enflasyon kontrolden çıktı. Buna bağlı olarak piyasa faizleri ve döviz kuru da yukarı gidecek. Kuru ne kadar baskılarsanız, yükselişi o kadar hızlı olur” dedi.

Meriç Köyatası’nın açıklamaları şöyle:

"Merkez Bankası, politika faizini piyasanın beklentisine uygun olarak yüzde 14’te bıraktı. Başından beri söylediğimiz gibi Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesi, genel olarak faizleri düşürmez. Döviz kurunda ve faiz piyasasında artışlar yaşandı ve yaşanmaya devam edecek.

Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 19 iken Hazine’nin borçlanma faizi yüzde 17 idi. Merkez Bankası politika faizini indirdi, Hazine’nin 5 yıllık ve 10 yıllık borçlanma faizleri yüzde 17’den yüzde 25 ve yüzde 26 seviyesine çıktı. Diğer taraftan şirketlerin kullandığı kredilerdeki faiz de yüze 22 seviyesinden yüzde 39-40’lara geldi. Tüketici kredilerin seviyesi de yüzde 37’ye geldi."

"OCAK AYI ENFLASYONU CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK ENFLASYONU OLACAK"

"Döviz kuru da 8 liralardan 18 liraya fırladı. Merkez Bankası’nın arka kapıdan döviz satması nedeniyle de şimdilik 13.5 lira seviyesinde tutuluyor. Merkez Bankası’nın faizi pas geçmesi sonucunda dolar 13.5 liradan 13.35 seviyesine indi. Faiz düşmedi diye kurda 15 kuruşluk geçici bir düşüş yaşanıyor. Ben bu seviyenin uzun süre devam edebileceği düşüncesinde değilim. Kuru arka kapı satışlarıyla baskıladıkça, ani yükselişler daha da hızlı olacak. 14 liralık psikolojik sınır geçildiğinde sonrası daha da hızlı gider. Şubat ayının 3’ünde açıklanacak Ocak ayı enflasyonu Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyon artışlarından biri olacak gibi duruyor. Döviz kurunun Kasım aralık artışları, Ocak ayı başında elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 100’ü aşan zamlar, akaryakıt fiyatlarına iki üç günde bir gelen zamlar henüz enflasyona yansımadı. Gıda fiyatlarındaki artışlar her geçen gün sürüyor. Tarım borsalarında buğday ve yem bitkileri fiyatlarında artış sürüyor ve özellikle eylül ayında çok daha hızlı artacak. Kıtlık baş gösterecek. Ben Ocak ayı enflasyonunun en az yüzde 25 belki yüzde 30’ları bulacağını tahmin ediyorum.

Ocak ayın enflasyonu açıklandığında döviz kurunu da tutamazsınız, Hazine bonosu ve kredi faizlerini de tutamazsınız. Merkez Bankası’nın faiz indirmesi, dış piyasalardan dolara en az yüzde 6 – 8 oranında faiz ödeyerek borçlanması ve borçlanarak bulduğu dövizi arka kapıdan ucuz fiyattan bankalara satması, elinde para bulunduran büyük servet sahipleri ile ekonominin kötü yönetimi nedeniyle zor duruma düşen bankalara kaynak aktarma, banka kurtarma operasyonu diye düşünüyorum."

"HAZİNENİN BORCU DEMEK, MİLLETİN ÖDEDİĞİ VERGİ DEMEK"

"Kötü ekonomi yönetimi nedeniyle, piyasada işler de kötü gidiyor. Bankaların tahsil edemediği alacaklar arttı. Bankaların hem karı azaldı hem de sermaye yeterlilik oranları düştü. Anlaşılan o ki, Hazine, sözüm ona çaktırmadan 84 milyon kişiden alıp bankalara üzerinden destek veriyor. Devletin bir kurumu olan Merkez Bankası yüzde 14 faizle bankalara borç veriyor. Aynı bankalar ve büyük servet sahipleri aynı parayı yüzde 26 faizle devletin bir başka kurumu Hazine’ye satıyor. Hazinenin borcu demek, milletin ödediği vergiler demek. Bile bile bu operasyonu sürdürmenin sadece iki anlamı var. Milletten küçük bir azınlığa servet transfer ediyorlar. Kötü ekonomi yönetimi nedeniyle sermayeleri eriyen bankacılık sistemine kaynak aktarmaya çalışıyorlar. Eğer bankalar sıkıntıda ise kuru ve kredi faizlerini zaten tutamazsınız. Yok eğer bankalarda sıkıntı yoksa yapılan bu operasyon milleti devlet aracılığı ile bankalara soydurmak anlamına gelir.

Enflasyonunun yüzde 100’lere ulaştığı bir ülkede Merkez Bankası faizlerinin 14 puandan 13 puana düşmesi, aynı kalması ya da Eylül ayındaki 19 puana, hatta 25 puana yükselmesi bile artık fazla bir şey değiştirmez. Döviz kuru da, enflasyon da kontrolden çıktı. Şubat ve mart aylarında açıklanacak enflasyon rakamları ve tarımdaki kıtlık, bunun böyle olacağını bas bas bağırarak ilan ediyor."

İlgili Haberler