İstanbul'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nu karalamak için yapılan kumpaslarla söze başlayan usta gazeteci Yılmaz Özdil, “Para sayma görüntülerini” hatırlatarak bütün yandaş medyanın bu haberi servis etti ve köpürtmeye çalıştıklarını belirtti. Söz konusu paralar için “Rüşvet paraları falan diyen oldu, ‘İşte seçimi kazanmak için böyle para dağıtıyorlar’ falan diyen… Elbette hepsinin palavra olduğu ortaya çıktı.” dedi.
Söz konusu olan görüntülerin tarihinin saklandığını ve sakladıkları tarihin aslında 2019 yılına ait olduğu, CHP'nin o tarihte İstanbul il başkanlığı için yeni bir bina satın aldığı, bu görüntülerin de o olduğu ortaya çıktığını belirtti. Ortada zaten gizli saklı bir şey olmadığını ama bu alışverişin Ekrem İmamoğlu ile zaten alakası olmadığını ama bunların Ekrem İmamoğlu’nu karalamak için iftiralar olduğunu belirtti.
“NASIL İFTİRA ATSAK DİYE KAFA YORUYORLAR”
Bazı kişilerin “Nasıl yapsak da iftira atsak” diye kafa yorduklarını, şu sözlerle açıkladı:
5 yıl önce Ramazan'ın ilk günüydü. Dünya hukuksuzluk tarihine geçen bir kararla İstanbul seçiminin sonucunu iptal etmişlerdi. 5 yıl sonra bugün yine Ramazan'ın ilk günü böyle bir kumpas kuruyorlar. Dindar denilen arkadaşların din duygusu işte bu. Neticede bu meselenin de yalan olduğu ortaya çıktı ama benim bu konuda özellikle dikkatinizi çekmek istediğim bir başka nokta var. Adalet bakanımız Yılmaz Tunç çıktı, bu kumpas meselesi ile ilgili bir açıklama yaptı. Dedi ki “Soruşturma açıldı.” O görüntülerde böyle para sayan kişilerin ifadelerinin alınacağını söyledi. “Kara Para” dedi “Kara para varsa bunlar ortaya çıkacak” dedi. Soruşturma açarak bu kara paranın peşinde olduklarını söyledi.”
“17-25 ARALIK OLAYLARINDA YATAK ODALARINDAN ÇIKAN AYAKKABI KUTULARI İÇİNDEKİ BALYA BALYA DOLARLAR VE PARA SAYMA MAKİNELERİ UNUTULDU”
2013 yılının 17-25 Aralık yolsuzluk skandalını hatırlatan Özdil “Makarayı biraz geri saralım” diyerek olanları hatırlattı. Ayakkabı kutularına istiflenen dolar balyalarını, yatak odalarındaki büyük boy kasaları ve para sayma makinelerinin yakalandığı belirten Özdil, “Hayırsever denilen Rıza Zarrab ile birlikte Halkbank Genel Müdürü, İçişleri bakanımızın oğlu, ekonomi bakanımızın oğlu tutuklandı. Şehircilik bakanımızın oğlu gözaltına alındı sonra bırakıldı. Ekonomi bakanımız, İçişleri Bakanımız, Şehircilik bakanımız istifa ettirildi. Avrupa Birliği bakanımız da istifa etmedi ama bakanlıktan alındı. Aradan birkaç saat geçti bu istifalarda sonra televizyonlar böyle “Şok şok şok” diye duyurmaya başladı. Gerçek şok bir gelişme. O istifa ettirilen Şehircilik bakanımız açıklama yaptı. “Başbakanın da istifa etmesi lazımdı. Ne yaptıysak onun talimatıyla yaptık.” dedi. Daha ne desin harbi harbi söyledi. Sonra 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu yürüten bütün polisler bütün savcılar bütün hakimler görevden alındı. Bunların hepsi FETÖ’cülükle hapse atıldı veya yurt dışına kaçtılar. 17-25 Aralık yolsuzluk davası kapatıldı, savcılar değiştirildi, polisler değiştirildi, yasalar değiştirildi. Pür-i pak hale getirildi. Yetmedi 17 Aralık'ta el konulan paralar faiziyle iade edildi.
“BANYO LİFLERİNİN İÇLERİNE BİLE PARA DOLDURMUŞLARDI”
Rıza Zarrab’ın adamı vardı Abdullah Habbani. Abdullah Habbani’nain iş yerinde mesela 1 milyon lira 8 yüz bin Euro 6 bin dolar 2 kilo altın ele geçirilmişti. Geri verildi. O kadar süre el konulduğu için bu paranın üstüne 55 bin lira da faiz ödendi. Habbbani bu paralarını bavulla taşıdı. Faiz gelirini de alay eder gibi Kızılay'a bağışladı. İçişleri bakanımızın oğlunun yatak odasındaki büyük boy kasalarda 350 bin lira 350 bin euro 90 bin dolar ele geçirilmişti. Geri verildi. Üstüne 20 bin lira faiz ödendi. Halkbank genel müdürünün ayakkabı kutularında 5 Milyon 900 bin dolar yakalanmıştı. Bu paraların hayırseverlere ait bağışlar olduğunu söylenmişti. Bu yüzden bu para İstanbul Valiliğine teslim edilmişti. Prosedür böyleydi çünkü. Halkbank Genel müdürümüz valiliğe başvurdu, bu parayı iade aldı. Elbette faiziyle aldı ama medyadan gizlendi ne kadar faiz aldığı. Orası açıklanmadı. Adli emanete teslim edilmişti ayakkabı kutuları onları almadı. Ayakkabı kutusu boştu, iki adet de banyo lifi vardı. Banyo lifi vardı. Meğer Halkbank Genel müdürümüz sadece ayakkabı kutularına değil banyo liflerine de para sokuşturmuştu kaldı adli emanette İki tane de para sayma makinesi var İçişleri Bakanının oğlunun yatak odasında ele geçirilmişti onları da kimse almadı ama onlar bir değerdi. Bu yüzden para sayma makineleri Milli Emlak müdürlüğüne gönderildi. İhale yöntemiyle satıldı 200 lira gelir elde edildi. Hazineye aktarıldı, binlerce lira faiz ödendi 200 lira.
YOLSUZLUK KOMİSYONU’NDA ‘YÜCE DİVANA GİTMESİNLER’ KARARI ÇIKARDILAR
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Yolsuzluk Komisyonu kuruldu, bu yolsuzluğu araştırma Komisyonu kuruldu. Güya soruşturulacak meclis yolsuzluğu araştırma komisyonunda. 9 AKP'li üye 4 CHP'li üye bir de MHP'li üye vardı. 9’a 5 oyla “Yüce divana gitmesinler” kararı çıktı. Yani yüce Divanda yargılanmalarına bir durum yok kararı çıktı. Meclis yolsuzluğu araştırma komisyonundaki AKP ile 9 milletvekilinin 9’u da suç yok demişti bu Meclis. Yolsuzluk komisyonundaki AKP Denizli milletvekiline sordular komisyonda görüşünü. “Suç fiilleri işlemiş olabilirler ama samimi sohbetlerimizde gördük ki ortada dava açmayı gerektirecek herhangi bir delil yok” dedi. Yani bu gözümüzün önünde yaşanan kepazeliklerin hiçbiri delil değildi öyle söyleyeyim.
HANGİ MİLLETVEKİLİ 17-25 ARALIK İLE İLGİLİ NE DEMİŞTİ?
AKP Aksaray milletvekiline sordular görüşünü. “Akılbali temiz kudrete sahip her insan burada kurgu olduğunu görür.” dedi. Yani “Burada yolsuzluk var” diyenler temiz kudrete sahip değildi. “Yolsuzluk var" diyenler pis kudretliydi yani. AKP Kastamonu milletvekiline sordular, “En ince detaylarına kadar inceledik suça rastlanmadı” dedi. AKP Bursa milletvekiline sordular “Hassas şekilde inceledik herhangi bir suç izi görülmedi” dedi. AKP Bursa milletvekiline sordular “Suç ve delil yok” dedi. “Suç var dersek darbeyi desteklemiş oluruz.” dedi. Yolsuzluk var diyene darbeci yaftasını yapıştırmış AKP Bartın milletvekiline sordular görüşünü. “Ortada suç falan yok” dedi. “Sözde soruşturmada her şey hukuksuz dolayısıyla ortada suç yok” dedi. AKP Konya milletvekiline sordular “Suçun işlenmesinin önlenmiş olması çok dikkat çekicidir Bakanlara gönderildiği ve rüşvet olduğu öne sürülen paralara müdahale edilmemiş olması manidardır” yani diyor ki adam rüşvet alınmışsa bile niye rüşvet alınırken müdahale edilmedi de sonradan yakalandı? Bu çok manidar… AKP Konya milletvekiline sordular en şahane izahatlerden birini o yaptı. “Bakanlarımızın her şeyi kabul ettiklerini varsaysak bile suç işlediklerine dair makul şüphe oluşmadı.” dedi. Yani bakanlar kabul etse bile bende şüphe oluşmadı tatta makul şüpheyi de bırakın” dedi. Daha ne desin AKP milletvekili? Bakanlar kabul etse bile diyor makul şüphenin altında bile şüphe yok diyor. Tarihe böyle geçtiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi yolsuzluk araştırma komisyonunun bu açıklamaları üzerine bakanlarımız sıyrıldı. 17-25 Aralık halının altına süpürüldü.
“Bu kadar mevzuyu niye anlattık?” diyerek konuyu özetleyen Yılmaz Özdil açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“17-25 ARALIK KONUSUNU HALI ALTINA SÜPÜREN BAKAN KİMDİ”
Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturma komisyonunda “Ortada suç falan yok” diyen, “Bu sözde soruşturmada hukuksuzluk yapılmış” diyen, “Soruşturmada her şey hukuksuz dolayısıyla ortada suç yok” diyen 17-25 Aralık’ı halının altına süpüren AKP Bartın Milletvekili kimdi biliyor musunuz? Şu anki Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç. Evet 17-25 Aralık'ta “Ortada suç falan yok” diyen şu anki Adalet Bakanı.
“O DÖNEM ‘ORTADA SUÇ YOK” DİYEN YILMAZ TUNÇ ŞİMDİ SUÇ MUAMELESİ YAPIYOR”
17-25 Aralık kepazeliğinde “Ortada suç yok diyen” Rıza Zarraf'ın ayakkabı kutularına istiflenen dolar balyalarının odalarındaki para kasalarının, para sayma makinelerinin, Ekonomi Bakanımıza takılan yüz binlerce euroluk kol saatinin falan suç olmadığını söyleyen Bartın Milletvekilimiz Yılmaz Tunç şu anda bu İstanbul'daki düpedüz kumpasa suç muamelesi yapıyor ve derhal soruşturma açıldığını söylüyor. O görüntülerde para sayan kişilerin derhal ifadelerin alınacağını söylüyor. Kara para diyor kara para varsa ortaya çıkacağını söylüyor. “17-25 Aralık'ta suç falan yok” diyordu şimdi “Kara Para” falan diyor. Savcılarımızın kara paranın peşinde olduklarını söylüyor.
“BENDE PARA YAKALANMADI. BENDE SADECE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VAR” DİYEN BAKAN KİMDİ?
Bir hatırlatma daha yapan Yılmaz Özdil, 17-25 Aralık meselesinde şehircilik bakanı olan Erdoğan Bayraktar daha 2 yıl önce açık açık ne dediğini hatırlatarak Bayraktar’ın “17-25 Aralık sürecinde benim dosyamda hırsızlık yok. Bende para yakalanmadı. Bende sadece görevi kötüye kullanma var” dediğini söyeldi.
“BAYRAKTAR ‘SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ BENİ HIRSIZ ÇUVALININ İÇİNE KOYDU’ DEDİ”
Başka ne dediğini de hatırlatan Özdil, şu ifadeleri kullandı:
Bayraktar ayrıca “Reisimiz Sayın Cumhurbaşkanımız beni hırsız çuvalının içine koydu. Liderim beni aynı hırsız çuvalına koyunca dört bakanla beni de hırsız diye tasvir ettiler” dedi. “Beni de hırsız çuvalına koyarak bakanlıktan attılar dedi. E İnsan merak ediyor şimdi bu İstanbul'daki düpedüz kumpasla alakalı olarak soruşturma açıldığını kara para peşinde olduklarını söyleyen Adalet Bakanı, Şehircilik Bakanımızın itiraf ettiği bu hırsız çuvalı ile alakalı olarak herhangi bir girişimde bulundu mu? Yoksa hırsız çuvalı lafında da suç yok mu?