İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu Genel Merkez’de basın toplantısı düzenledi. Ağıralioğlu, toplantıya Madenciler Günü dolayısıyla zor şartlar altında çalışan madencilerin gününü kutlayarak başladı.
Memleketin esas gündeminin hiç değişmediğini belirterek, geçtiğimiz günlerde açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları ve ülke içerisindeki vatandaşların gelir düzeyleri arasındaki makas açıklığının endişe verici bir boyutta olduğunun altını çizdi Hükûmetin birtakım ekonomik göstergelerle oynayarak ekonomideki kötü yönetimi gizleyemediğini söyledi.
Asgari ücretlilerin en önemli kesim olduğunu ve açlık sınırının altında yaşadığını söyleyen Ağıralioğlu, İYİ Parti olarak, %22,58 değerleme oranından az olmamak üzere, asgari ücretlilere makul bir iyileştirme beklediklerini sözlerine ekledi.
BİR MİLLET, EĞİTİMİN KALİTESİ VE MUHTEVASI İLE AYAĞA KALKABİLİR
PISA 2018 sonuçlarını değerlendiren Ağıralioğlu, “Ülkemizin az da olsa ilerleme kaydetmesi sevindirici bir gelişmedir. Ancak bu sevinç bir yönüyle de bize zül gelmelidir. Çünkü durumumuz hâlâ ortalamanın altındadır. Yani bu demektir ki biz çocuklarımıza Türkçeyi dahi öğretemiyoruz. Dil, bir kültürün mihenk taşıdır” dedi. Milli Eğitim toparlanamazsa ekonominin de toparlanamayacağını söyleyen Ağıralioğlu, “Bir millet, Maarif davasının büyüklüğü ile yani eğitimin kalitesi ve muhtevası ile ayağa kalkabilir” dedi. Hükümetin 2023 ve 2071 rakamlarını zikretmek yerine eğitim kalitesini acilen toparlanmasının icabına bakması gerektiğinin altını çizen Ağıralioğlu “Rakamların arkasında devlet iradesini koymak zorundayız” dedi.
"YASAYI AYNEN CUMHURBAŞKANINA GERİ GÖNDERSİNLER"
Termik santrallere 2,5 yıl daha filtre takılmamasına ilişkin kanun teklifinin Sayın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmiş olmasının gündemde oluşturduğu tartışmaları değerlendiren Ağıralioğlu, Halk sağlığı açısından olumlu bir adım olduğunu, ancak bu kararın mecliste AK Parti ve MHP grubunun oylarıyla alındığını hatırlatarak, vekillerin inanmasalar da savunmalarının, vicdanlarına sığmasa da destek vermelerinin millet vicdanında kabul edilmeyeceğini ifade ederek, “Millet menfaatlerinin gerektirdiği bir işi yaparken, hiçbir milletvekilimiz başkaca bir endişe taşımamalıdır” dedi. Partilerinin milletvekilleri ile iktidar grubunun milletvekilleri arasındaki farkın bu olduğunu sözlerine ekleyen Ağıralioğlu, “Biz parti disiplinimizle vicdanımız arasında karşılaşınca vicdanımızı, onlar parti disiplinlerini seçiyorlar” dedi.
İktidar grubunun inanamadıklarını yapma konusundaki ısrarının kuvvetler ayrılığına alamet olduğuna dair yorumlar için Ağıralioğlu, “Bu söz konusuysa parti disiplinlerine uysunlar yasayı aynen Cumhurbaşkanına geri göndersinler” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sorgulanması gereken bir sistem olduğunun tekraren altını çizen Ağıralioğlu “Bu sistem düzelmeden parlamentonun itibarını görmek, milletin itibarını görmek mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın “Sermaye grubu ile halkım arasında sıkıştım” sözlerini eleştiren Ağıralioğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerindeki tek yerin termik santral olmamasını temenni ediyoruz. Sermaye grubu ile halk arasına sıkışmanız gereken o kadar fazla yer var ki, onun başlangıcı olur inşallah. Sayın Cumhurbaşkanı inşallah bu hassasiyetini benzer meselelerde devamlı halkı seçmek gibi bir tercihte bulunur” dedi.
"25 YILIMIZI İPOTEK ALTINA VEREN…"
Ağıralioğlu, Mahir Ünal’ın lehine kulis yapıp veto edilince aleyhte cümle kurmuş olmasını önemsediğini belirterek Mahir Ünal ile bu konu hakkında yaptığı konuşmayı şöyle aktardı: “Siz bunun örneğisiniz. Bu yaşadığınızı aslında vicdanınızda bizimle düşündüğünüzü bilmemize rağmen aleyhte cümle kurmanızın kefareti sayacaksınız dedim. Bir gün önce bugün söylediklerinizin tam tersini söyleyerek bugün söylediklerinizin ne kadar kıymetli olduğunu ifade ederek aslında hem kendinizi hem partinizi hem parti grubunuzu he de siyaseti aşındırmış oluyorsunuz dedim”
Konuşmasının sonunda bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanı’nın ‘Bir yanda halkım bir yanda sermaye. Halkım ne derse o’ sözünü hatırlattınız ve halkı ile sermaye arasında sıkışacağı daha çok konu olduğunu söylediniz, bunlara örnek verir misiniz?” sorusuna uygulanan ekonomi politikaları üzerinden cevap veren Ağıralioğlu, “25 yılımızı ipotek altına veren yatırımlardan bahsediyorum. Geleceğimizi ipotek altına verirken kendi vatandaşlarımızı ödeme taksiti haline getiriyoruz. Vakıfbank'ın hissesinin devlet hazinesine devri ile alakalı olan sürecin başında da bu yatırımlar gelmektedir. Bu yapmış olduğunuz, yaptırmaya teşebbüs ettiğiniz yatırımların uyguladınız ekonomik modelin bankacılık sistemine maliyetidir. Yakında millet olarak bizleri de hazineye devredilecek miyiz diye düşünmeye başladım” dedi.
