Paralı asker şehit sayılır mı?
Başbakan Erdoğan, milleti tartışmaya soktuktan sonra sonunda konuştu ve yeni bir şey söylemediğini ortaya koydu.
Sınıra “özel ordu” değil, “özel birlikler” yerleştirilecekmiş.
Yani, AB’nin ve ABD’nin istediği şey, dolandıra dolandıra anlatılarak, millete kabul ettirilmek isteniyor.
Hoş, kabul etmek istemese ne yapacak ki?..
“Özel Birlik” çok karışık bir kavram. Bir kere ordumuzda “birlik” genel bir kavram. Alay, tabur, kolordu, vd gibi net bir sayıdan oluşmuyor. Bin kişiden de “Birlik” oluşuyor, “binlerce” kişiden de ve hatta çok daha az sayıdaki askerden de.
Üstelik bunlar sivillerden alınıp, eğimle “paralı asker” mi yapılacak, yoksa mevcut askerlerimiz (700 bin kişilik ordumuz) içinden mi seçilecek, o da belli değil.
Kafalarında bellidir de, bizler safız ya, biraz daha çenemizi yoralım, nasıl olsa sonunda bizler yorulunca lütfedip söylerler ve emri vaki yaparlar..
***
Şimdi bu konuda başka bir boyut da tartışmaya açıldı.
“Bu paralı askerler ölürse şehit sayılacak mı?”
Başbakan diyor ki, “Bunlar o bölgeye şehit olmayı göze alarak gidecekler!”
Şehitlik kavramı bulunulan yere, bakış açınıza ve “niyetinize” göre belirleniyor.
Şehitlik, dinimizde iki ayette özellikle vurgulanıyor:
“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.” (Al-i İmran, 3/169)
“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.” (Bakara, 2/154)
Bu ayetler ışığında şehitliğin yeniden tartışılması ve halkın nezdinde tanımlanması gerekir.
***
Şehitlik kavramı Kurtuluş Savaşı sırasında da öne çıkmıştı. Vahidettin, bir fetva ile Atatürk ve arkadaşlarının idamına hükmetmişti. Bu dînî girişimin Anadolu’da çok tutacağını biliyordu.
O yüzden Atatürk de, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’den karşı fetva almıştı. Şehitliğin -daha önce de yazmıştım- çeşitleri var.
***
Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre şehitlik üç çeşit:
“Şehit” denilince, Allah yolunda ve vatan uğrunda canını feda eden kimse akla gelir. Esasen şehit, genelde bu anlamda kullanılır. Bununla beraber başka şekillerde ölenlerden şehit olanlar da vardır. Ayrıca bazı şehitler vardır ki, onlara uygulanan hükümler diğer şehitlere uygulanmaz. Bunun için İslâm alimleri şehitleri, kendilerine uygulanan dünya hükümleri ve Allah katındaki durumları itibariyle üç kısma ayırmışlardır. 1. Hem Dünya ve Hem de Ahiret Bakımından Şehit Olanlar Bunlar; a) Savaşta gayr-ı Müslimlerle veya eşkıya ve yol kesicilerle yapılan çatışma sonunda öldürülmüş olanlar, b) Savaş alanında, üzerlerinde öldürülmüş olduklarına dair belirti olduğu halde ölü bulunanlar, c) Kendisine haksız yere yapıldığı bilinen bir saldırı sonunda öldürülmüş olan ve bundan dolayı da varislerine diyet olarak bir mal verilmesi gerekmeyen herhangi bir Müslüman, d) Malını, canını ve ırzını korurken haksız yere öldürülmüş bulunan kimse, Nitekim Peygamberimiz: “Malını koruma uğrunda öldürülen şehittir. Canını koruma uğrunda öldürülen şehittir. Dinini koruma uğrunda öldürülen şehittir..” (Tirmizî) buyurmuştur. İşte bunlar, hem dünya hükümleri itibariyle hem de ahiret bakımından şehittirler. Bu durumdaki şehitler yıkanmaz, üzerlerindeki elbiseler çıkarılmaz, öylece namazları kılınarak gömülürler. Şehidin kefeni, üzerindeki elbisesidir. Ancak üzerinde bulunan ve kefen cinsinden olmayan palto ve ayakkabı gibi şeyler çıkarılır. 2. Ahiret Şehidi: “Düşmanla veya Devlete başkaldıran ve yol kesenlerle yani eşkıya ile savaşırken yaralandıktan sonra hemen ölmeyip; tedavi olan yemek yiyen, su içen veya bir süre uyuyan veyahut savaş alanında ölmeyip başka bir yere nakledildikten sonra ölenlerdir.” Bunlar, Allah katında şehittir ve şehit mükâfatı alacaklardır. Ancak bunlara dünya hükümleri uygulanmaz. Bunlar, diğer ölüler gibi yıkanır, kefenlenir ve namazları kılınarak defnedilirler. Bir hata sonucu öldürülen Müslüman da ahiret şehididir. Ayrıca boğularak, yanarak, bir yıkıntı altında kalarak ölenler ile aile ve çocuklarının geçimini sağlamak için helâl yoldan çalışıp kazanırken ölen kimseler ve ilim yolunda ölenler de ahiret şehidi sayılır. 3. Dünya Şehidi: Bu, inanmadığı halde Müslüman görünen ve Müslümanların yanında savaşırken öldürülen kimsedir. Bu da şehit sayılır, yıkanmadan namazı kılınarak elbisesiyle gömülür. Ancak, inancı olmadığı ve yalnız dünya ile ilgili amaçlar için savaşarak öldürüldüğünden -dünya hükümleri bakımından şehit sayılır ise de- Allah katında şehit değildir. Burada önemli olan iki hususa işaret etmekte yarar vardır. Birincisi, yapılan işler kişinin niyetine bağlı olarak değerlendirilir. Nitekim Peygamberimiz bu konuda şöyle demiş: “Ameller ancak niyetlere göre değerlenir. Herkese ancak niyet ettiği şey vardır.”