‘Özür grubu’ isyanı tüm hızıyla sürüyor

‘Özür grubu’ isyanı tüm hızıyla sürüyor

‘Özür grubu’ isyanı tüm hızıyla sürüyor

Özür grubu mağduru öğretmenler için eğitim sendikaları hareketli günler yaşamaya devam ederken, Müfettişler Derneği de tepki gösterdi.


Eğitim Sen Genel Başkanı Yıldız, “Sorun yaşayan bütün öğretmenlerimizle omuz omuza vererek, hukuksal ve örgütsel anlamda ortak mücadeleye hazırız” dedi.

Özür grubu atamalarında yaşanan mağduriyeti konu alan tepkiler dinmek bilmiyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Ankara’da düzenlenen eylemde yaptığı konuşmada, “Kılavuzda öğretmenlere tayin yapılmaması durumunda ücretsiz izne ayrılabileceklerinin belirtilmesi, Bakanlığın konuya ne kadar gayri ciddi yaklaştığını ve binlerce öğretmenle resmen alay ettiğini göstermektedir” dedi.  Norm açığı branşlarda bile kontenjan açılmadığını belirten Yıldız, şöyle konuştu: “Bakanlık, bugüne kadar elini attığı her işi olduğu gibi, özür grubu sorununu da eline yüzüne bulaştırmıştır. Mağdur öğretmenlerimizin tepkilerini bireysel olarak göstermelerinin anlaşılır olduğunu biliyoruz. Fakat her geçen gün çığ gibi büyüyen bu tepkiyi örgütlü bir şekilde göstermedikçe, MEB’nin somut adım atması beklenmemeli.”

Veli Demir’in açıklaması
Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir de şunları ifade etti: “Kılavuzun, eğitim özrünü dışlayan düzenlemeleri ile il-ilçe emrine atanma hakkını ortadan kaldıran düzenlemelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açtık. Ama Bakanlığın apar-topar uygulamaya soktuğu keyfi atama süreci sürmekte. Bakan Ömer Dinçer, ülkenin dörtbir yanından yükselen mağduriyet çığlıklarına kulaklarını tıkamaktan vazgeçmelidir.”

Ceylan: Bu nasıl anlayış?
Müfettişler Derneği Başkanı Doğan Ceylan ise görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Zorunlu atamaya tabi olup başka illere atanan personelden eşleri sınıf öğretmeni olanlar mağdur. Çünkü onlar için atama mümkün görünmüyor. İl eğitim denetmenleri de bu kapsamda. Bir ay önce görev yeri zorunlu değiştirilen denetmenlerin eşleri sınıf öğretmeni olanlar atanmıyor. Aileleri parçalanıyor. Sadece denetmenler değil binlerce kamu görevlisi bu durumda. Böyle bir devlet anlayışı olur mu?”