Bolat, yaklaşık yüz yıllık bir dönemde (1421-1520) vezirlik mevkiini işgal etmiş bulunan paşaları belirleyerek, bunları kimlikleri, kökenleri, kariyerleri ve ifa ettikleri icraatlar bağlamında mercek altına almak suretiyle özgün bir yere taşımakta. Osmanlı vekayinamelerini okuyanların en çok dikkatini çeken hususların başında, devlet adamlarının ve özellikle paşaların kendi aralarındaki rekabetler ve bunların doğurduğu sonuçların geldiğini belirten Kasım Bolat, çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
Bu konular benim de dikkatimi çekti. Ansiklopedi maddelerinde paşalar arasında değinilen bu rekabet havası, durumun aslında görmezden gelinemeyecek kadar önemli olduğunu gösterdi. Ancak hiç şüphesiz benim için can alıcı ve hayret ettiğim nokta; bu rekabet havası içerisinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa''nın 1683 Viyana Kuşatması''nda bozguna uğraması sonunda rakiplerinin sevinçten sarayda halay çekmeleri oldu. İşte bu yüzden giriş hikâyemi sadece Osmanlı tarihinin değil, Türk tarihinin bir dönüm noktası olan bu bozgun sonrasında yaşananlar ile başlattım. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Baltacı Mehmed Paşa ve Köprülü Mehmed Paşa örneğinden sonra çok az dikkat çekilen klasik döneme geçiş yaptım ve özellikle Osmanlı Devleti''nin fütuhat ve teşkilatlanma çağı olan dört padişah dönemine odaklandım.
Diğer yandan ikinci adamların devlet işlerindeki yetki ve sorumluluğunu tayin etmeye çalışırken bütün bunlarda padişahın konumunu da belirlemeyi
amaçladım. Zira 600 yıl hüküm sürmüş tek bir hanedana bağlı devlet, nasıl sağlam temeller üzerinde yükseldi ve bu süreçte ne gibi zorluklar yaşadı, sorusunun cevabını önemsiyorum. Eser için okumalar yapmaya başladığımda fark ettim ki paşalar arasındaki rekabet, sadece örneğini verdiğim 17. yy. ve
daha sonraki yüzyıllar için geçerli olmayıp daha kuruluşundan itibaren kendisini gösteren politik bir iklimdir. Diğer yandan en ilginci de bazı paşaların
"kul" oldukları halde efendileri üzerinde kurdukları otoritedir.
Bu kitapta asıl ön plana çıkarmak istediğimiz husus, vak''aların gelişme sürecinde paşaların ve padişahların nasıl bir rol oynadıklarıdır. Bunu yaparken de kaynakların izin verdiği kadar hem paşaların hem de padişahların karakter yapılarını ve psikolojik durumlarını analiz etmeye çalıştım. Önceliğim paşalar olduğu için de kitabın isminde "Paşalar ve Padişahlar" ifadesini vurguladım.
Kitaptakı konu başlıklarından bazıları şöyle:
Paşaların Akıl Oyunları ve II. Murad''ın Cülusu *İki Şahin Arasında Genç Bir Sultan: II. Mehmed *İstanbul''un Fethi ve "Allah''ın Lanetine Uğrama" Korkusu. *Çandarlı Halil Paşa''nın Katli Meselesi *Otlukbeli Savaşı: Kadim Çekişmeler Yeni Rekabet *Şehzade Mustafa''nın Ölümü *Mahmud Paşa-i Adni''nin İdamı ve Bir Devrin Sonu *Karamanî Mehmed Paşa ve Fatih Kanunnamesi *Fatih''in Ölümü ve İkinci Fetret Devri *Fatih Sultan Mehmed''in Cenaze Merasimi *Bayezid ve Cem''in Taht; Paşaların ise Güç Mücadelesi *Cem Taraftarlarının Sonu ve Bayezid''in Otoriteyi Kurması *Gedik Ahmed Paşa''nın "Depelenmesi" *Hased-i Akran Belası: Günah Keçisi Olarak Molla Lütfi *II. Bayezid''in "Şark Meselesi" ve Paşalar *Şahkulu Baba Tekeli İsyanı *Şehzade Selimşah''dan Yavuz Sultan Selim''e *Sahipkıran''ın Ahdi; İntikam Vakti *Sahipkıran''ın Son Yılları ve Ölümü *Yavuz ve Örnek Bir Vezir Profili Olarak Pirî Mehmed Paşa.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
***
Dünden bugüne kalanlardan seçmeler
Hasan Ayaz, "Tüm Bildiklerimiz Tarih Oldu" kitabıyla zaman tüneline soktuğu okurlarına geçmişte yaşanan bazı tarihi olaylardan hareketle içerisinde yaşadığımız döneme ışık tutacak bir demet sunuyor. Kitabı; "Millete ve Türk insanına geçmişten birtakım örnekler aktararak günümüzde farklı yansımaları görülen olayları bunlarla ilişkilendirmelerini sağlamak" amacıyla kaleme aldığını kaydeden Hasan Ayaz devamla şunları söylüyor:
"Evet, bu kitap birçok meseleyi bazı gizli kalmış yönlerine de atıfta bulunarak derli toplu bir şekilde öğrenme imkânı sunuyor. Makaleler arasında yolculuk yaparken Osmanlı''daki derin devlet gerçeğiyle yüzleşip Napolyon''a hayatının ilk mağlubiyetini tattıran Cezzar Ahmet Paşa ile gururlanıyorsunuz. Mübadelenin yürek burkan sahneleriyle hüzünlenip bir ailenin Osmanlı''da başlayarak bugünün İngiltere''sinde devam eden sıradışı hikâyesiyle şaşırıyorsunuz."
Okurunu kimi yerde heyecanlandırıp kimi yerde duygulandıran ve kimi yerde de şaşırtarak hayrete düşüren kitap, ülkemizde hızla gelişen bir saha olan popüler tarih yazımına da güzel bir örnek oluşturmakta. En dikkat çekici tarafı olayları güncelleştirerek geçmişle bugün arasındaki bağa işaret etmek olan kitaptaki önemli konu başlıkları şunlar:
*İstanbul''u beyaz Rusistilası *Siyah çoraplılar efsanesi *Dünya zaro Ağa''ya kalmadı *Osmanlı''da cellatlar ve Kara Ali *Osmanlı''nın IŞİD''i Kadızadeler *İstanbul ve deprem *Ekonomik darbe ve Galata bankerleri *Fatih ve Drakula * Napolyo''na Osmanlı tokadı *Osmanlı''nın "Derin Devleti" ve Halet Efendi *Meczuplar ve "Pazarola Hasan Bey" *Cihan pehlivanı kara Ahmet''in hazin sonu *Darbe bastıran 7-8 Hasan Paşa *Dünün goygoycuları *Hayırsızada''da katliam *Şerif Hüseyin''in ihanet sarmalı *Johnson''ın dedesi Ali Kemal *Mübadele dramı
POST Kitap Tel:(0212) 512 70 20
***
HAFTANIN KİTABI:
Karanlık yolculuk
Okurla buluştuğu andan itibaren kısa sürede büyük yankı yaratan "Baronlar Savaşı" ile Timur Soykan 6 yıldır devam eden Türkiye merkezli kanlı bir savaşı gözler önüne seriyor. "Bu kitapta yeraltı dünyasından devletin zirvelerine uzanan çok karanlık bir yolculuğa çıkıyoruz. Anlatacaklarımın tamamı belgelere dayanan iddialar" diyen Timur Soykan, Türkiye''nin Avrupa''nın Meksikası haline geldiği acı gerçeğine de dikkat çekip her yıl Afganistan''daki afyon üretiminden elde edilen tonlarca eroinin Türkiye üzerinden Avrupa''ya taşındığını kaydediyor. Kitapta neler yok ki; Uyuşturucu baronları… Devasa malikanelere sığmayan servetler… Milyarlarca dolarlık zehir piyasası… Eroin dolu gemiler… Profesyonel tetikçiler… Kanlı bir savaş… İstanbul''dan Dubai''ye, İran''dan Kanada''ya uzanan suikastlar zinciri... Diplomat görünümlü ajanlar… Kirli polisler… Siyasi bağlantılar… Büyük rüşvetler… Ve devlet içinde derin bataklık…Ve hiç duyulmamış skandallar…
Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82
***
Türk işi sudoku
İlk kez 1979''da icat edilen sudoku bulmaca 1984''den itibaren, isim babası olan bir Japon firmasının gayretiyle dünyaya yayıldı. Ne var ki, bu oyun bir süre yapıldıktan sonra meraklısına kolay görünmeye başlıyor ve zor görünenleri bile 5-10 dakika içinde çözülebiliyor. Elli yıldan beri rakamlarla haşır neşir bir hayat yaşayan Harita-Kadastro Mühendisi Cengiz Yalçınlar, SUDOKU''dan daha zengin yeni bir oyun icat etti. Yalçınlar''ın düşünme jimnastiği alanındaki söz konusu yeniliği; genç ya da yaşlı, düşünmekten üşenmeyen, düşünmeyi insan olmanın bir gereği bilen herkese yeni ufuklar açacak nitelikte. Yalçınlar''ın icat ettiği ve ÇAPRAZ ÇARPIM BULMACA adını verdiği yeni oyun dünya çapında büyümekte olan zor çözümlü sudoku boşluğunu doldurmaya adaybir buluş.
Hamle Yayınları Tel:(0532) 481 26 33
***
KÜTÜPHANEMDEN:
Bilgiçlik yapmadan tarihi sevdirerek okutmak
On parmağında on marifet olan bir ismin; Ergun Hiçyılmaz''ın kaleminden çıkmış ve ilginç bir konuyu işleyen güzel bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Altın Kitaplar''dan 1993 yılında 1. baskısı yapılmış olan kitabın adı: Başverenler Başkaldıranlar...
Osmanlı İmparatorluğu''nun son dönemi ile Cumhuriyet''in ilk yıllarının "karanlığına yeni bir ışık düşürmek" iddiasındaki kitapta kimlerin maceraları yok ki... Kitabın takdiminde şu ifade dikkat çekiyor:
"Dağların başı dik efeleri; Çakırcalı, Yörük Ali, Demirci Mehmet, efsane kişilikler; Resneli Niyazi, Yakup Cemil, Mebruke Hanım, Halide Edip, Topal Osman, Gavur Mümin, Deli Halit Paşa, Çerkez Ethem ve Enver, Talat, Cemal Paşalar ile başta Cavit Bey olmak üzere İzmir suikastinde başverenlerin bilinmeyen yönleri resmiyetin dışında ve gizlilik tanımayan bir anlayışla sunuluyor..."
Tarihi sevdirerek okutmak ama bilgiçlik yapmamak, okurla tarih arasında köprü olmak anlayışını savunan usta kalem Ergun Hiçyılmaz kitabın öndeyişinde şunları söylüyor:
"Başkaldıran"ı tarihin bir safhasında"Başeğen" olarak da görebiliriz, "Başveren" de..."Başkaldırıan"ın diğerinin de"Baş"ını aldığı görülmüştür. Aynı yola baş koyup beraberce mücadele edenlerin, nasıl olup da yol ayrımına girdikleri zaman zaman anlaşılmaz bulunmuştur. Özellikle günümüzden geçmişe bakıldığında... Bu kitap resmiyetin dar ve zorunlu kalıplarına karşı çıkan okuru, şimdiye kadar dikkate alınmamış ayrıntılara götürme çabasındadır ve bu anlayışla sunulmaktadır.
(Ahmet Yabuloğlu)