Büyük Türk aydını Prof. Dr. Muammer Aksoy 33 yıl önce katledildi

Büyük Türk aydını Prof. Dr. Muammer Aksoy 33 yıl önce katledildi

Yaşamı boyunca tam bağımsız laik Türk cumhuriyeti için mücadele eden; yazılarıyla ve örgütçülüğüyle hem fikir hem mücadele insanı kimliğini taşıyan ödünsüz Kemalist Prof. Dr. Muammer Aksoy, 33 yıl önce bugün, 31 Ocak 1990’da, evinin önünde uğradığı suikast sonucu katledildi.

1917 yılında Antalya’da doğdu. 1939’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde doktora yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ticaret hukuku kürsüsünde asistanlık ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Medeni Hukuk Kürsüsü’nde öğretim üyeliği yaptı. 1957 yılında üniversite yasasında yapılan değişikliklerin üniversite özerkliğine zarar verdiği gerekçesiyle üniversitedeki görevinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi’ne girdi.



27 Mayıs 1960 sonrasında yeniden üniversiteye döndü, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde anayasa hukuku profesörü oldu. 1960-1961 yıllarında kurucu mecliste Antalya temsilcisi olarak çalıştı. 1961 anayasasının hazırlanması sırasında anayasa komisyonu sözcülüğü ve CHP parti meclisi üyeliği görevlerinde bulundu. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra sıkıyönetimce tutuklandı ancak yargılama sonucunda aklandı. 1977’de CHP İstanbul milletvekili olarak parlamentoya girdi. Avrupa konseyi Türkiye temsilciliği ve Türk Hukuk Kurumu başkanlığı görevlerini yürüttü. 12 Eylül 1980’den sonra Ankara Barosu başkanlığına seçildi.

61 ANAYASASI’NI YAPTI

1960 ihtilalinden sonra yeni Anayasa çalışmalarına katıldı. Kurucu Meclis üyesi olarak Antalya''yı temsil etti. 12 Mart''ta yargılandı, aklandı. Türk Hukuk Kurumu başkanlığı yaptı. 1977 yılında CHP''den İstanbul Milletvekili seçildi. 1980 sonrası Ankara Baro Başkanlığı da yaptı. Atatürk''e karşı saldırıların yoğun olarak başladığı günlerde (1989) yılında 1989’da Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bahri Savcı, Münci Kapani ve Bahriye Üçok gibi aydınlarla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)''yi kurdu. Mücadelelerinden birisi de petrolün millileştirilmesiydi.

Özellikle Atatürkçü düşüncenin yayılmasını benimseyen Muammer Aksoy, laiklik esasının tehlikede olduğunu savunmuştur.

SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİREN ÖRGÜTÜ EMNİYET MENSUPLARI DAHA ÖNCE DUYMAMIŞ

31 Ocak 1990 günü Ankara Bahçelievler’deki evinin önünde başından ve göğsünden kurşunlanarak öldürüldü. Olayın yaşandığı gece gazete ve ajanslara telefon eden bir şahsın olayı ''İslâmi İntikam Örgütü'', ''İslâmi Hareket'' adına üstlendiği bildirildi. Emniyet yetkilileri bu örgütün ismini ilk kez duyduklarını açıkladılar. Emniyetçiler, cinayetin çok profesyonelce işlendiğini, bir ipucu ve tanığının da bulunmadığını belirttiler.

YARGITAY CEZALARI ONADI

Cinayet uzun süre yanıltma ve hayali dinci örgütler üzerine atıldı. Ciddi bir ilerleme olmadı. Olayın üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra yapılan operasyonlarda, Bahriye Üçok ve Uğur Mumcu cinayetlerine de karıştığı ileri sürülen sanıkların, Aksoy cinayetine de karıştıkları ileri sürülerek bunlar Umut Davası''nda yargılandılar. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2013''te, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok''un öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan "Umut" operasyonuna ilişkin açılan ve Yargıtay’ın bozma kararından sonra tekrar görülen davada 3 sanığı "yasadışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu" örgütünü kurmak ve yönetmek suçundan 12 yıl 6''şar ay, 5 sanığı ise aynı örgüte üyelikten 6 yıl 3''er ay hapse mahkum etti. Dava daha sonra Yargıtay''a intikal etti. 10 Nisan 2014 günü Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı''nın öldürülmesinin de arasında bulunduğu birçok olayı kapsayan Umut Davası''nda, 8 sanığa verilen hapis cezalarını onadı. Kararda, "Tevhid Selam Kudüs Ordusu Örgütü"nün, 1988-1999 yılları arasında Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı''nın öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu 18 ayrı saldırıyı gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı ifade edildi.

AKSOY’UN EŞİ CİNAYET ANINI ANLATIYOR

Aksoy''un eşi Ülke Hanım, olay sonrası yaşadıklarını Milliyet gazetesine şöyle anlattı: "Bir ses duydum. Ama silah sesi olduğunu anlamadım. Egzoz sesi sandım. Sonra biri gelip ''Muammer Aksoy aşağıda boylu boyunca yatıyor'' dedi. Son günlerde ''yorgunum'' diyordu. Enfaktüs geçirdi sandım. Hemen aşağı koştum. Görünce şaşırdım. Nefes alıyor mu diye bakmaya çalıştım. Ağzından nefes vermeye çalıştım. Zanlar görünce de kalp krizinden kan boşanmış sandım. Sonra beni yukarı çıkardılar, ilaç verdiler" dedi.

TEHDİT EDİLİYORDU

Olaydan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan Ülke Aksoy, "Onu Atatürk düşmanları öldürdü. Her gün telefon ve mektupla tehdit ediyorlardı. Ben üzülmeyeyim diye bana söylemiyordu ama ben seziyordum. ADD''yi kurdu. Birileri bundan rahatsız oldu. Ayrıca TCK. 163. maddenin kaldırılmasına karşıydı. Muammer, türban bahane edilerek yapılan gösterilerin amacının başka olduğunu da söylerdi. Bu konuda da çok sert tepkiler almıştı" açıklamasını yaptı. Oğlu Arın Aksoy da yaptığı açıklamada, babasına gönderilen çok sayıda tehdit mektubu gördüğünü hatırlatarak, "Özel bir örgüt düşünemiyorum. Babamın çok düşmanı vardı. Aksak gördüğü her konuda çıkar konuşur, görüşlerini açıklardı. Her açıdan mükemmel bir insandı" dedi.

UĞUR MUMCU, AKSOY’UN CENAZESİNDE EN ÖNDE YÜRÜMÜŞTÜ

Muammer Hoca''nın Ankara''da yapılan cenaze töreninde, tabutunun önünde fotoğrafını gazeteci yazar Uğur Mumcu taşımıştı. O da aynı kanlı eller tarafından 24 Ocak 1993 günü karlı bir Ankara gününde katledildi. Mumcu, hocasının ardından Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde şunları yazmıştı: "İçim acıyla doldu. Prof. Aksoy''u baba gibi severdim. Aksoy da beni oğlu gibi. (...) İsteseydi yabancı şirketlerin ve holdinglerin gözdesi olurdu. Bütün bunları elinin tersiyle itti; çileli yola, devrimciliğe, Atatürkçülüğe baş koydu. Ve bu uğurda da baş verdi. En son çabası laikliğin savunulmasıydı. Aksoy, bir inanç ordusunun adıydı. Öylesine yiğit ve öylesine inançlıydı. Aksoy''u öldüren kurşun, Atatürk''e, Atatürkçülüğe sıkılmıştır."

İlgili Haberler