KKTC'de kurulan Ulusal Birlik Partisi(UBP)-Halkın Parisi (HP) milli koalisyon Hükümet Programı Başbakan Ersin Tatar tarafından Pazartesi KKTC Meclisi'nde okundu. Cumartesi, güven oylamasının ardından hükümet resmen göreve başlamış olacak. Program'da da vurgulandığı üzere en önemli konu ekonomik sorunlarla mücadele... Başbakan Tatar, bir kalkınma hamlesi yapma kararlılığında olduklarını ve popülizmden uzak duracaklarını da ifade etti.
Programdaki en önemli değişiklik Kıbrıs sorununa çözüm bulma arayışlarındaki köklü değişimdir. UBP-HP hükümeti federasyon çözüm modelini terketmiştir. Bu değişiklik Program'a şu şekilde yansımıştır:
"Kıbrıs konusunun da dahil olduğu dış politikamıza ilişkin uluslararası platformlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının sesinin duyurulmasını sağlayacak ve ülkemizin tanıtımını en etkin şekilde gerçekleştireceğiz.
Yarım asrı aşkın bir süredir devam eden sonu gelmez müzakere süreçleri, esasen yönetimi ve zenginliği paylaşmaya dayalı federal ortaklık modelinin tüketildiğini ve mevcut şartlarda federasyonun gerçekçi bir çözüm modeli olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Gelinen noktada Kıbrıs Rum liderliğinin, Kıbrıs Türk halkıyla yönetimi ve zenginliği paylaşmak istemediği gün gibi açıktır. Taraflar arasında zemin bağlamında ortak bir vizyon olmadığı gibi Kıbrıs Rum liderliğinin sahip olduğu zihniyet değişmediği sürece yakın gelecekte paylaşmaya dayalı federal bir ortaklık da mümkün görünmemektedir.
Bu nedenle parmağımızın arkasına saklanmadan ve müzakere edilmiş bir çözüm perspektifi ile barışçıl tutumumuzu muhafaza ederek bir yandan işbirliğine dayalı farklı ortaklık modelleri ile diğer yandan AB içinde iki devlet de dahil çok daha gerçekçi ve Kıbrıs'ın mevcut şartlarında gerçekleştirilebilir yeni fikirlerin artık masaya gelmesi gerekmektedir. Hükümetimiz yeni dönemde bu doğrultuda fikirlerin altını çizecek bir dış politikayı takip edecek ve Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanı da bu çerçevede her tür diplomatik girişimi yapacaktır.
Kıbrıs adası etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinin sadece Kıbrıslı Rumlara değil aynı zamanda Kıbrıslı Türklere de ait olduğu bilinciyle bu kaynaklarla ilgili olarak Adadaki iki tarafın işbirliği yapması ve bu kaynakların hakça ve adil bir biçimde paylaşılması önemlidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak denizlerdeki hidrokarbon kaynakları konusunda baştan beri attığımız adımlar hem barışçı hem de tutarlıdır."
UBP-HP hükümeti programında sunulan çözüm yolları ve reçeteler olumludur. Özellikle dış siyasetimizdeki değişim ve CB Mustafa Akıncı'nın rayından çıkardığı Kıbrıs sorununa çözüm bulmada izlenen yanlış yolun düzeltilerek, ayar çekilerek, yeniden milli çizgimize getirilmesi yüreklerimizi ferahlatmıştır. Hükümet programına taban tabana zıt bir siyaset izleyen, 'federasyondan başka birşey müzakere etmem' diyen CB Akıncı'nın bu durumda hemen görevini bırakması gerekmektedir.
***
Geçtiğimiz hafta sonu Güney Kıbrıs'ta Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimi yapıldı. Aylardır Rum propaganda mekanizması Kıbrıs Türklerinin sözkonusu seçimde oy kullanmalarını teşvik eden çağrılarda bulunmaktaydı. Bu arada Enosisiçi-Eokacı AKEL Partisi de, yıllardır Rum tarafında yaşamakta olan Türkçe konuşmasının dışında Türklükle alakası olmayan Niyazi Kızılyürek'i listesinden 1.sırada aday göstermişti. Kızılyürek hiç alakası olmayan bir şekilde Kıbrıs Türklerini temsil eden aday olarak sunulmuştu. Pazar günü yapılan seçimlere KKTC halkı rağbet etmemiştir. Rum yönetimininin 80 bin kişilik seçmen listesine göre yüzde 6.93, KKTC seçmen listesine göre yüzde 2.5, KKTC nüfusuna göre yüzde 1.2 oranında "Türkçe konuşan Kıbrıslı" Güney'e gidip oy vermiştir. Bu rakamlara göre Rum Yönetiminin AP seçimleri üzerinden oynamaya kalkıştığı oyunun tutmadığı anlaşılmaktadır. Kıbrıs Türkü devletine sahip çıkmış ve Rumun oyununa ,tuzağına düşmemiştir. Bu arada AKEL adayı Kızılyürek Rumların oyları ile AP'ye seçilmiştir. Rum siyasi partilerinden DİSİ Başkanı Averof Neofitu'nun seçim değerlendirmesi kokuşmuş Rum zihniyetini açıkça ortaya koymaktadır. Seçime önemli sayıda Kıbrıslı Türkün katılım gösterdiği yalanını söyleyen Neofitu, Kıbrıslı Türklerin seçime katılımını olumlu addettiklerini, çünkü bunun "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin fiili olarak tanınması, sahte devletin de göz ardı edilmesi" anlamına geldiğini söyleyerek saçmalamıştır!!!
KKTC'de yeni kurulan hükümetin sorunları çözmede ortaya koyduğu Program'ı uygulanması ve Kıbrıs Türk halkının devletimiz KKTC ile Anavatan Türkiye'ye olan, her geçen gün artan, sıkı bağlarıyla herşeyin daha güzel olacağı günler çok yakındır…
