6 Şubatta Kahramanmaraş ve çevre illerde meydana gelen depremler beraberinde hukuki soruları da getirdi. Bu hukuki sorulardan biri da miras ve ölüm karinesi. Peki, ölüm karinesi nedir?
ÖLÜM KARİNESİ NEDİR?
Normalde bir kişinin ölümü ile miras devreye girer. Ölümün ispatlanması için, cesedin bulunması gerekir. Cesedin hekim tarafından değerlendirilmesi ile ölü hakkında ölüm belgesi düzenlenir ve Nüfus Hizmetleri Kanunu gereği yetkili makamlar ölüm olayını Nüfus Müdürlüğü’ne bildirirler, kişinin nüfus kaydı ‘ölü’ olarak kapatılır.
Oysa bazı durumlarda kişinin cesedi, cesedinin bir parçası dahi bulunamaz ve dolayısıyla ölüm de bu şekilde ispatlanamaz. Kişinin cesedinin bulunmamasına rağmen, nüfusa ölü kaydı düşülebilir, sanki ölmüş gibi kabul edilip, malvarlığı, terekesi mirasçılarına geçer, evliliği sona erer.
Kahramanmaraş Depremi’nde de bazı vatandaşlarımızdan halen haber alınamamaktadır. Bu vatandaşlarımızın hukuki durumları iki şekilde çözüme kavuşacağı söylenmektedir; gaiplik kararı ve ölüm karinesi.
ÖLÜM KARİNESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Türk Medeni Kanunu (TMK) md 31’e göre, bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolması ihtimalinde, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.
Biraz daha açmak gerekirse; bir kimsenin cesedi bulunamadığı için gerçekten ölüp ölmediği tespit edilemiyorsa, bu kişinin ölümüne mutlak şekilde bakılabileceği bir ortamda kaybolmuş şartıyla, o kimse hukuken gerçekten ölmüş sayılmaktadır. Örnek vermek gerekirse; havada infilak eden bir uçaktakilerin cesetleri, hiçbir parçaları bulunmasa bile, ölümlerine mutlak gözüyle bakılacak bir durumda kaybolduklarından, ölü kabul edilirler.
Okyanusta fırtınada batan bir gemide bulunanlar tüm aramalara rağmen bulunamazlarsa, öldükleri kabul edilir. Bir kömür madeninde meydana gelen grizu patlaması ve madeni çökmesi neticesinde, o esnada madende bulunan, ama cesetleri bulunamayanlar da kesin olarak ölü kabul edilir.
Bu olayların özellikleri şudur; cesedi bulunmayan kişinin kaybolduğu bu olaylarda, kişinin ölümüne mutlak gözüyle bakılmaktadır. Kişinin ölmüş olduğundan şüphe duyuluyorsa, ölüm karinesi geçerli olmaz ve kişi ölü kabul edilmez.