10 kentte büyük yıkıma yol açan ve doğrudan 13 milyon insanı etkileyen depremler sonrası ilk andan itibaren aralıksız yardım faaliyeti yürüten ve son günlerde topladıkları yardımlar nedeniyle iktidar çevrelerince hedef gösterilen Babala TV kurucusu Oğuzhan Uğur, yeni açıklamalarda bulundu.
Uğur, MHP lideri Devlet Bahçeli''nin kendilerini hedef göstermesi hakkında konuştu. Kahramanmaraş ve Hatay''da baraj duvarlarının patladığı yönünde paylaşım yaptığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan ve savcılığa giderek ifade veren Uğur, "Bahçeli’nin açıklamasıyla biraz irkildik. Kendisinin yanlış bilgilendirildiği kanaatindeyim. Konunun örgütlü kötülük olduğunun farkındayız. Bunlarla uğraşacağıma belki iki tane tır koordine edecektim" dedi.
Uğur, "Büyük bir çirkinlik yaşandığını dile getiren YouTube fenomeni, "Beni zaten korkutamazlar. Ben yıllarca Silivri’ye gitmiş gelmiş adamım. Ayrıca çoluğum yok çocuğum yok, gider yatarım" ifadelerini kullandı. Halk TV yazarı İsmail Saymaz''ın sorularını yanıtlayan Uğur''un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İlk dakikadan itibaren birçok insanın hayatına dokunduğumuz için, sosyal medyada halk “Ulan Oğuzhan Uğur, ulan Haluk Levent size helal olsun, devlet sizin gibi çalışmıyor” dedikleri için… Bizim ismimiz ön plana çıkıp yetkililer eleştirilince, yaptığımız yardımların ne kadar büyük olduğunu görmemek için öyle başlıklar koydular ki, bizi yıpratırlarsa bir tek yardım yapan kendileri kalacaktı. Çünkü bizden başka yardım yapan yok.
"BU DA ONLARI ÇOK SİNİRLENDİRİYOR"
Aynen öyle. Onların zoruna giden bu oldu. “Devletimiz burada, AFAD burada” diyemediler. Biz oradaydık daha önce çünkü. Bizi aradan çıkartıp “Her türlü yardımı biz yapıyoruz” demeye çalıştılar. Halbuki ilk iki gün yaşanan koordinasyon sıkıntısının siz de farkındasınızdır. Zaten bütün halka tweet atsalar, TV yayını da yapsalar, orada acıyı yaşayan 13 milyon insan var. Bu insanlar görüyorlar. Ve bu insanlar konuşuyor bizim yardımlarımızı. Bu da onları çok sinirlendiriyor.
"KOSKOCA BAHÇELİ..."
Ben de hiçbir endişe yok. Çünkü hiçbir hatamız olmadığının farkındayım. Alnımız açık. Üzüldüğüm şey şu: Bize gelen gönüllü çocuklar 20-25 yaşında. Bu çocuklar elbette korktular. Düşünsenize, koskoca Bahçeli çıkıp bir şeyler söylüyor, Soylu açıklama yapıyor. Çocuklar zaten bu insanlardan hep korktular. Ben de onların korkusunu gidermek için mesai harcadım. Hukuk profesörleri kalktı, Babala’ya geldiler. Dediler ki “Merak etmeyin, suçunuz yok.” Topladım çocukları, dedim ki “Korkmayın, buradayız.”
Dün bir video paylaştım. Paylaştığım videoda “AFAD’a gerek yok, ben yaparım” diyorlar. Biz jandarma komutanlarıyla eşzamanlı çalıştığımız için birisi yolluyor tırı, diyor ki “Bunun koordinasyon için AFAD’ı arayayım mı” O da diyor ki “AFAD’a gerek yok, ben hallettim.” Onu bile alıp…
"BENİ KORKUTAMAZLAR..."
Büyük bir çirkinlik var. Beni zaten korkutamazlar. Ben yıllarca Silivri’ye gitmiş gelmiş adamım. Ayrıca çoluğum yok çocuğum yok, gider yatarım. Ekibimizdeki koordinasyonun bozulmasını neredeyse sağlıyorlardı ama toparladık. Babala TV tweetlerini durdurdum. Durdurmamın sebebi korkmak değildi. Sebebi şu: artık göçük altından çok ses almıyoruz. Az ihbar geliyor. Biz tırlarımızı, çadırlarımızı koordine etmeye devam edelim. Mesela yurt dışından elektrik için güneş panelleri geliyor, hemen valiliklerle iletişime sokuyoruz.
SİLİVRİ''YE NEDEN GİTTİ?
Oğuzhan Uğur’un babası Emekli Albay Hasan Atilla Uğur Ergenekon davasında 5 yıl 8 ay 10 gün tutuklu kaldıktan sonra 10 Mart 2014 tarihinde tahliye oldu. 2019 yılında 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar yargılandı ve beraat etti.
HASAN ATİLLA UĞUR KİMDİR?
Hasan Atilla Uğur (19 Aralık 1957) Türk asker. PKK lideri Abdullah Öcalan''ın yakalanmasından sonra ilk sorgulamasını yapan kişidir.
Askeri kariyeri
1972''de girdiği Kuleli Askeri Lisesinden 1975''te mezun oldu. Aynı yıl Kara Harp Okuluna girdi. 1979''da jandarma teğmen rütbesiyle mezun oldu. Piyade Okulu ve Jandarma Subay Okulunu bitirdikten sonra Foça''da bulunan Jandarma Komando Eğitim Komutanlığında komando eğitimi aldı. 1981 yılından itibaren başta Doğu ve Güney Anadolu Bölgesi olmak üzere birçok bölgede Jandarma Birlik Komutanlığı görevinde bulundu. 1998 yılında Antalya''ya inen teröristlerin etkisiz hale getirilmesini sağlayan birliğin komutanıydı. 1999 yılında Kenya''da yakalanarak Türkiye''ye getirilen Abdullah Öcalan''ın İmralı Adası''nda sorgusunu yaptı.
2000-2001 yıllarında Hizbullah''a karşı yapılan operasyonlarda önemli görevler aldı. 2002-2004 yılları arası Jandarma Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde bulundu. J.Gn.K.lığı Teknik İstihbarat Daire Başkanı görevindeyken FETÖ ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayarak üst makamlara sundu. 2004-2005 yılları arası Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı görevinde bulundu. 2005-2007 yılları arası Çanakkale Eğitim Alay Komutanlığı görevinde bulundu. 2007 yılında bu görevde Albay rütbesindeyken kendi isteğiyle emekli oldu.
Ergenekon davası
Ergenekon soruşturması kapsamında 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alındı. Savcı Zekeriya Öz tarafından mahkemeye sevk edilerek hâkim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından tutuklandı. 5 Ağustos 2013 tarihinde açıklanan mahkeme kararları sonucunda "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti''ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan, suçun işlendiği tarih göz önünde bulundurularak eski TCK''nin 147. maddesi gereğince, 20 yıl hapis cezasına, "Kişisel verileri ele geçirme" suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca "Ateşli Silahlar Kanunu''na muhalefetten" 2 yıl 3 ay hapis ile 4 bin 500 lira hapis cezası da uygulandı ve toplamda 29 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tam olarak 5 yıl 8 ay 10 gün tutuklu kaldıktan sonra 10 Mart 2014 tarihinde tahliye oldu. Hakkındaki kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi 21 Nisan 2016''da, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararı bozdu. 2019 yılında 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar yargılandı ve beraat etti. Karar kesinleşti.
Siyasi yaşamı
12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde Cumhuriyet Güçbirliği''nden Antalya milletvekili adayı olduysa da seçilemedi. Tutukluyken Abdullah Öcalan''ın sorgusunda yaşanan olayları kitap haline getirmiştir. Ayrıca hayatını ve güncel konuları anlattığı "Dün Bugün Yarın" adlı kitabı 2019 yılında Destek Yayınları tarafından yayımlanmıştır.