Vahdettin, San-Remo’da sürgünde bulunduğu günlerde ABD Başkanı’na bir mektup yazmış.
Bugün sizlerle bu mektubu paylaşacaktım.
Ancak, hafta sonu o kadar ağır olmasın, Çarşamba’ya yazarız.
Seçimler kutsanabilir mi?
Türkiye’de sürekli seçimler yapılıyor.
Seçimler, demokrasinin tek şartı gibi kutsanıyor.
Halk seçimlere gidiyor, dernekler seçimlere gidiyor, yargıçlar seçimler yapıyor, her yanımız “demokrasi!..”
Sonra da sonuçları görüyoruz!..
Bakınız, Alman düşünür Niçe (Nietzsche) bu konuda kafa yormuş, seçimler konusunda pırıltılı bir söz söylemiş. Tabii aynı zamanda çok tartışmalı bir söz.
Niçe diyor ki;
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz.
Sadece seçim yaptığını zanneder.
Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!
Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!”
Zalim ve madrabazlar!..
Şimdi bu söz, seçimlerin “galibi” için “Yanlış ve halka hakaret ediyor” biçiminde yorumlanabilir; “mağlubu” için ise, “Ne kadar doğru” biçiminde..
Bırakalım Türkiye’yi, bakalım Irak’a.
Irak Başbakanı Maliki, Türkiye dahil birkaç ülkeyi ziyaret ediyor. Medyadaki haberlere göre “Irak’ta hükümet kurulması için yardım istiyor!..”
Niye?
Irak’lı oy veriyor ama, hükümeti Türkiye ya da Mısır mı kuracak?
Peki, Irak’ta seçim yapılmış da ne olmuş?
Irak gibi ülkelerdeki “seçim!” , “demokrasi” olduğunu gösterir mi?
Böyle bir ülkede, dün Saddam döneminde de “seçim” yapılıyordu, bugün ABD etkisi altında da..
Bu seçimler demokratik midir?...
Bu tür ülkelerde, “seçim yapılıyor diye demokrasi var” diyebilir miyiz?
Ne diyordu Niçe?
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder.”
Peki böyle bir seçimle “iktidara gelenler” meşru mudur?
Bakalım tekrar, ne diyor Niçe?
“Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!”
Ağanın lafının üzerine laf, filozofun sözünün üzerine söz söylenir mi?
Demokrasi var, söyleyin.
DEĞİRMEN
1- Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, 3 yıl önce Hayrünnisa Gül’den kaçmamış, yer değiştirmiş!..
Genelkurmay, durup dururken “Kurtuluş Savaşı’nı biz yapmadık” diye açıklama yaparsa, ona da inanırım. Çünkü doğrudur, o savaşı Mustafa Kemal’in askerleri yapmıştı!..
2- Habertürk Televizyonu, acaba Ceviz Kabuğu “konu arşivi” ni mi ele geçirdi?..
Baksanıza, neredeyse aylardır, istisnasız eski CK konularını tartışıp duruyorlar..
