Japonya, dünyanın en yüksek yaşam beklentisine sahip ülkelerinden biri olarak bilinir ve Japonların sağlıklı yaşam alışkanlıkları, özellikle beslenme tarzları, bu durumun temel nedenlerinden biri olarak görülür.
Japonya, dünyanın en yüksek yaşam beklentisine sahip ülkelerinden biri olarak bilinir ve Japonların sağlıklı yaşam alışkanlıkları, özellikle beslenme tarzları, bu durumun temel nedenlerinden biri olarak görülür.
Japon mutfağında çok çeşitli ve besleyici yiyecekler yer alır. Bu yiyeceklerin başında, özellikle Okinawa gibi uzun yaşam kültürüyle tanınan bölgelerde sıkça tüketilen Natto gelir.
Natto, Japonların yüzyıllardır severek tükettiği bir yiyecektir ve fermente edilmiş soya fasulyesinden yapılır.
Natto, fermente edilmiş soya fasulyesinden yapılan geleneksel bir Japon yemeğidir. İlk bakışta yapışkan, sümüksü yapısıyla birçok kişiyi şaşırtan bu yiyecek, keskin kokusu ve benzersiz kıvamı nedeniyle Japon mutfağına aşina olmayan kişiler için ilk başta çekici görünmeyebilir. Ancak Natto'nun sağlık üzerindeki olumlu etkileri ve yüksek besin değeri, bu yiyeceği Japon mutfağının vazgeçilmezlerinden biri haline getirir.
Natto'nun ana bileşeni olan soya fasulyesi, Bacillus subtilis adlı bir bakteri yardımıyla fermente edilir. Bu fermantasyon süreci, soya fasulyesini protein, vitamin ve enzimler açısından zenginleştirir. Natto, özellikle kahvaltılarda tüketilir ve genellikle soya sosu, hardal veya yeşil soğanla servis edilir. Japonya'nın farklı bölgelerinde farklı servis şekilleri ve tarifleri bulunur, ancak temel yapısı her yerde aynıdır.
Natto’nun kökeni net bir şekilde bilinmemekle birlikte, yüzyıllardır Japon mutfağının bir parçası olduğu kesindir. Natto'nun ilk kez nasıl ortaya çıktığına dair birkaç popüler hikaye vardır. Bunlardan biri, 11. yüzyılda Japonya'da meydana gelen bir savaş sırasında, bir grup askerin pişirilmiş soya fasulyelerini bir torbaya koyarak saklamasıyla başladığını söyler. Bu fasulyeler bir süre sonra doğal olarak fermente olmuş ve askerler onları yediğinde, ortaya çıkan tadı beğenmişlerdir. Bir diğer efsane ise Natto’nun Budist keşişler tarafından keşfedildiğini iddia eder.
Modern Japonya’da Natto, özellikle Edo döneminde (1603-1868) popüler hale gelmiştir. O dönemde fermente edilmiş yiyecekler Japonya’da zaten yaygın olarak tüketiliyordu ve Natto da bu kültürel beslenme alışkanlığının bir parçası olarak hızla yayılmıştır. Bugün ise Japonya’nın her yerinde bulunabilen, çok çeşitli şekillerde tüketilen bir yiyecek haline gelmiştir.
Natto yapımı, basit ama dikkat gerektiren bir süreçtir. İşte Natto yapımının temel adımları:
Soya Fasulyesinin Hazırlanması: Soya fasulyeleri bir gece boyunca suya yatırılarak şişirilir. Şişen fasulyeler yumuşar ve fermantasyon sürecine uygun hale gelir.
Buharda Pişirme: Şişen soya fasulyeleri buharda pişirilir. Bu işlem fasulyelerin yumuşamasını ve fermantasyon sürecine hazır olmasını sağlar. Bu aşama, fasulyelerin doğal nişastasının açığa çıkması açısından önemlidir.
Bacillus Subtilis ile Fermantasyon: Pişmiş fasulyeler, Bacillus subtilis adlı özel bir bakteri kültürü ile karıştırılır. Bu bakteriler, fermantasyon sürecini başlatarak fasulyelerin Natto'ya dönüşmesini sağlar. Bakteri kültürü ile karışan fasulyeler, belirli bir sıcaklık ve nem seviyesinde birkaç gün boyunca fermente edilir.
Olgunlaşma: Fermantasyon süreci tamamlandıktan sonra Natto birkaç gün daha bekletilerek olgunlaşır. Bu aşama, Natto'nun lezzetinin ve kıvamının oturmasını sağlar.
Servis: Natto genellikle soya sosu, hardal ve ince doğranmış yeşil soğan ile karıştırılarak servis edilir. Japonlar Natto'yu özellikle pirinç üzerinde tüketmeyi tercih ederler. Sabah kahvaltılarında sıklıkla yer verilen bu yiyecek, birçok Japon için vazgeçilmezdir.
Soya fasulyesi, yüksek protein içeriği ile bilinir. Natto, bu özelliğini fermantasyon süreci sonrasında da korur. Bitkisel protein içeriği sayesinde özellikle vejetaryen ve vegan beslenenler için harika bir protein kaynağıdır.
Natto, probiyotik özelliklere sahip bir besindir. Fermantasyon sürecinde oluşan probiyotikler, bağırsak sağlığına olumlu katkılarda bulunur. Bağırsak florasının dengelenmesine ve sindirimin iyileşmesine yardımcı olur.
Natto, K2 vitamini açısından oldukça zengin bir kaynaktır. K2 vitamini, kemik sağlığını destekler ve kemik yoğunluğunun korunmasına yardımcı olur. Ayrıca, kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkileri olduğu bilinir. K2 vitamini, kan damarlarındaki kalsiyumun kemiklere yönlendirilmesine yardımcı olarak damar sertleşmesini önler.
Natto'da bulunan "nattokinaz" adlı enzim, kan pıhtılaşmasını düzenlemeye yardımcı olur. Bu enzim, kanın aşırı pıhtılaşmasını önleyerek kalp krizi ve felç gibi rahatsızlıkların riskini azaltabilir.
Natto, yüksek miktarda antioksidan içerir. Antioksidanlar, serbest radikallerin vücuda zarar vermesini önler ve yaşlanma karşıtı özelliklere sahiptir. Bu da Japonların uzun ömürlü yaşamalarının bir diğer sırrı olabilir.
Natto'nun içerdiği K2 vitamini ve kalsiyum, kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Osteoporoz gibi kemik erimesi sorunlarına karşı koruyucu bir etkisi olabilir.
Natto, bağışıklık sistemini güçlendiren önemli vitaminler ve mineraller içerir. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı vücudu daha dirençli hale getirir.
Natto, binlerce yıllık geçmişi ve sayısız sağlık faydasıyla Japon kültürünün önemli bir parçası olmuştur. Eşsiz tadı ve kokusu her ne kadar bazı insanlara başlangıçta garip gelebilse de, Natto'nun besleyici değeri ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri onu Japonya'nın vazgeçilmez yiyeceklerinden biri haline getirir.
Japonların sağlıklı ve uzun ömürlü yaşam sırlarından biri olan Natto, sadece Japonya'da değil, dünya genelinde de giderek daha fazla ilgi çekmektedir. Hem lezzetli hem de şifa dolu bu geleneksel yemeği deneyerek, sağlığınıza önemli katkılar sağlayabilirsiniz.
