Milli Savunma Bakanlığı tarafından Yunanistan''da bugün düzenlenen bazı etkinlikler ve yapılan açıklamalar hakkında yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi;
"Her türlü akıl ve mantık doğrularını reddeden, tarihî gerçekliği görmezden gelerek çarpıtma çabalarını ısrarla sürdüren Yunanistan makamlarının “Pontus” iddialarını tamamıyla reddediyoruz. Bu mesnetsiz iddiaları ortaya atarak hem kendi halkına hem de tüm dünyaya karşı açıkça yalan söyleyen Yunan siyasilerin bu ahlaksız tavrını kınıyoruz.
Yunanistan geçmişe ait yüz karartıcı bir gerçeklik arıyorsa, vahşice Anadolu’yu istila ve işgale kalkışan atalarının kan donduran mezalimiyle yüzleşmelidir.
Çocuk, kadın, yaşlı demeden Anadolu’da barbarca katliam yapan Yunanlıların işlediği bu insanlık suçu Müttefik Devletler Tahkikat Komisyonu Raporu’nda yer almış ve Lozan Barış Antlaşması’yla da tespit edilerek, kayıt altına alınmıştır.
Her fırsatta Türkiye düşmanlığı gibi suni bir gündem oluşturmaya çalışanlar beyhude bir gayretin içindedirler, bu gerçek dışı söylemlerin Yunan halkına da zarar verdiğinin farkına varmalıdırlar..."
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN DA AÇIKLAMA GELDİ
‘Pontus’ iddialarına Dışişleri Bakanlığı da tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı''ndan yapılan açıklamada, "Yunanistan resmi makamları tarafından mesnetsiz ''Pontus'' iddialarının yıl dönümü bahanesiyle yapılan ve tarihi bütünüyle çarpıtmaya yönelik hezeyan dolu açıklamaları külliyen reddediyoruz. Yunan makamlarının tarihi akıl dışı bir şekilde çarpıtma çabalarını ısrarla sürdürdüğünü görmek üzücüdür. Türkiye karşıtı lobilerin bu çarpık iddiaları üçüncü ülkelerde gündeme taşıyarak kamuoyunu aldatmaya yönelik çabalarını da kınıyoruz" denildi.
''BARIŞ, İSTİKRAR İÇİN ÇABA SARF ETMEYE DAVET EDİYORUZ''
Tarihten husumet çıkartmaya ve genç nesilleri yanlış bir mecrada yönlendirmeye çalışanların çabalarının barış ve istikrara hizmet etmeyeceği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Gerçekle bağdaşmayan yapay tarih anlatımlarından medet ummak yerine, Yunanistan''ın Anadolu''yu işgal ve istila girişimi sırasında işlediği ve Müttefik Devletleri Tahkikat Komisyonu raporunda yer aldığı gibi Lozan Barış Antlaşması''yla tespit edilmiş insanlık suçlarıyla yüzleşmesi daha makul bir tercih olacaktır. Keza bu iddiaları ileri sürenlerin, 1821 Tripoliçe katliamı dahil, başta Türkler olmak üzere diğer dini veya etnik gruplara karşı işlenen vahşet suçlarını ve mezalimi hatırlamalarında da yarar olacaktır. Yunanistan''ı gerçekleri çarpıtmak yerine iş birliği temelinde barış, istikrar ve müreffeh bir gelecek için birlikte çaba sarf etmeye davet ediyoruz."