Tarihler 30 Ekim 1918''i gösterirken Limni Adası''nın Mondros Limanı''nda demirli Agamemnon zırhlısında Mondros Mütarekesi imzalandı. Çanakkale''de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk askerinin destan yazmasına rağmen, düşman gemileri Çanakkale Boğazı''ndan geçerek İstanbul''a demirledi, 15 Mayıs 1919''da İzmir işgal edildi. Atatürk, 13 Kasım 1918''de İstanbul Boğazı''ndaki düşman donanmasına bakıp “Geldikleri gibi giderler” dedi.
Mayıs 1919''a kadar İstanbul''da çeşitli temaslarda bulunan Atatürk, vatanı kurtarmak için Anadolu''ya geçme kararı aldı. Atatürk''ün 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu''ya atanması kurtuluş planlarını hayata geçirmek için önemli bir fırsattı. Atatürk, bu görevi kabul etti. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını Samsun''a götürmek için Bandırma Vapuru ayarlandı ve geminin kaptanlığına da İsmail Hakkı atandı. Yolculuk için bütün hazırlıklar yapıldı.
“BİZ İDEALİ VE İMANI GÖTÜRÜYORUZ”
Mustafa Kemal''i ve beraberindekileri taşıyan Bandırma Vapuru, 16 Mayıs''ta İstanbul''dan yola çıktığında, Kız Kulesi açıklarındayken İtilaf Devletleri denetim görevlilerince vapurda, silah ve kaçak malzeme araması yapıldı. Arama sürerken, "kaptan yeri"nde bulunan Mustafa Kemal''in kararlılığını göstermek amacıyla hareket hazırlıklarını çabuklaştırmasını söylediği kaptan, demir aldırmaya başladı. Subayların gemiyi terk etmelerinin ardından Karadeniz''e yönelen Bandırma''nın güvertesinde Mustafa Kemal Paşa, yanındakilere şunları söyleyecekti:
“Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu''ya ne silah ne cephane götürüyoruz. Biz ideali ve imanı götürüyoruz.”
SAMSUN''A AYAK BASARAK BAŞLATMIŞ OLDU
Güç koşullar altında süren yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun''a ulaşan Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler, askeri bando eşliğinde halk tarafından sevgiyle karşılandı.
Mustafa Kemal Paşa, yurdun Kurtuluş Mücadelesi''ni Samsun''a ayak basarak başlatmış oldu. Düşman işgaline karşı bilinçlendirilerek halkın Kuvay-ı Milliye''ye destek olması sağlandı. 11 Ekim 1922''de Mudanya Mütarekesi imzalanana kadar Türk Kurtuluş Savaşı devam etti.
ATATÜRK''ÜN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI OLDU
Atatürk''ün isteği doğrultusunda 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" adıyla milli bayramlar arasında yer alan 19 Mayıs, 7 Mart 1981''de "Atatürk''ü Anma" ibaresi eklenerek "Atatürk''ü Anma ve Gençlik veSpor Bayramı" oldu, 1995''te kararnameyle "ve" bağlacı kaldırılarak "Atatürk''ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak değiştirildi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi hayatını gerçekleştireceği ve ülkesinin geleceğini kuracağı stratejinin başlangıç noktası. Bu tarihten itibaren kendi geleceğini, ülkenin aydınlığa çıkabilmesi için riske atıyor. Hayati kararlar vererek ve isabetli bir strateji geliştirerek, liderlik yeteneğini ortaya koyuyor. Kurtuluş harbinden sonra silah arkadaşı Rauf Orbay, “Mustafa Kemal Paşa mücadeleye atılmasaydı, bu memleket kurtulamazdı”, diyor. 19 Mayıs’ta Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla başlayan Kurtuluş Harbi, doğru bir stratejinin geliştirilmesinin, uygulanmasının ve aynı zamanda kelle koltukta karar vermenin hikayesidir.
Peki, Mustafa Kemal Atatürk’ün kelle koltukta başladığı yolculukla Türk milletinin zor günler geçirdiği dönemde ülkemizi nasıl aydınlığa çıkaracağız?
Bu sorunun da cevabı için yaklaşık 100 yıl önce yükselen o sese kulak verelim:
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.