Milletin Meclisi bu olmamalı. Prof. Dr. Cevdet Bozkuş yazdı

Milletin Meclisi bu olmamalı. Prof. Dr. Cevdet Bozkuş yazdı

AKP'li Alpay Özalan'ın, TBMM Genel Kurulu'ndaki Can Atalay özel oturumunda TİP Milletvekili Ahmet Şık'a saldırdı. Saldırı sonrası Prof. Dr. Cevdet Bozkuş Meclis'te olmaması gereken şeyleri yazdı. İşte o yazı...

16 Ağustos 2024 günü TBMM oturumunda yaşanan olayları izlerken bir vatandaş olarak utandım utandım utandım.

Cumhuriyetin 2. Yüzyılının meclisi bu olamaz. Oturumu yöneten meclis başkan vekili ve olaylara sebep olan vekiller nerede olduklarının farkında değiller. Beyler bulunduğunuz yer 86 milyon vatandaşın verdiği yetkiyi kullanan kurum olan TBMM’dir. O kurumun saygınlığının farkında olmalısınız. Bu meclisin kuruluş amacı;

23 Nisan 1920'de Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'nce işgaline direniş göstermek üzere kurulmuştur. Asli görevi yürütmeyi denetlemektir ve yasama erkini kullanır. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi, TBMM'nin varoluşunun temel dayanağını oluşturur.

Oturumu yöneten Başkan Vekili her zaman olduğu gibi aynı adam. Verilen görevi eksiksiz yerine getiren birisi. Onun gibi olmak istemezdim.

Kürsüde konuşan bir milletvekili darp ediliyor. Yerlerde sürükleniyor. Bu meclise yakışmayan görüntüler.

Darp eden yine aynı adam. Üstelik meclis idare amiri. Adını yazmak istemiyorum. Bu mecliste böyle vekiller olmamalı. Geçmişte de benzer olaylara karışmış, başka bir marifeti olmayan birisi.

Bir kadın milletvekili darp edildi. Kanlar akmaya başladı. Meclis zemini kan damları ile görüntülendi. Bu meclis bunu da gördü.

Kuzey Kore Meclisi görüntüleri ile çok benzeştik.

AKP gurubu bu olaylarla ne yapmak istiyor. Bu ülkeye ve bu millete çok haksızlık ediyorsunuz. Millet sizi meclise neden gönderdi. Bunu bile bilmiyorsunuz ya da işinize geldiği gibi hareket ediyorsunuz.

Ülke iyi yönetilmiyor. Meclis bu hale geldi. Bu sizleri rahatsız etmiyor mu?

Devletin yönetim şeklini belirleyen Anayasanın 6. maddesinde yer alan "Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa'dan almayan bir Devlet yetkisini kullanamaz. TBMM'nin, kendinin yasal dayanağı olan Anayasa'nın bütününü veya temel ilkelerini reddederek yeni bir Anayasa yapma yetkisi yoktur. Yasa ve Anayasa değişikliklerinin halka ait egemenlik haklarını da koruyan bir toplumsal sözleşme olan Anayasa'ya aykırı olup olmadığı Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir. Bu açık ifadeye karşın;

Orhan Can Atalay;

2023 de milletvekili seçilmesi karşın hapse atıyorsun.

Yetkin olmadığı halde milletvekilliğini iptal ediyorsun.

Anayasa mahkemesi bu kararı yok hükmünde sayıyor.

Anayasayı ve Anayasa mahkemesini yok sayarak milletvekili içeride tutmaya devam ediyorsunuz.

AKP grubu vekilleri siz anayasa ve anayasa mahkemesi üzerinde değilsiniz. Hem ülkeye hem de meclisin itibarına zarar veriyorsunuz.

Bu meclise asla yakışmıyor. Anayasa mahkemesi kararları herkesi bağlar. Bu ihlaldir. Bu yönetim anayasayı işine geldiği yorumlama hakkına sahip değildir. Anayasa partilere, kurumlara ve kişileri göre değişmez. Bu anayasa herkesin güvencesidir. Bu yanlıştan bir an evvel dönmeniz lazım.

TBMM, açıldığından bu yana milli iradenin yansımasının simgesi oldu. TBMM'nin ilk Başkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1920 tarihinde Meclisin 4. toplantı yılının açılışında da bunun önemine dikkati çekti. Atatürk'ün sözleri tutanaklara şöyle yansıdı:

"Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlı ğımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir.

Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.''

AKP grubu vekilleri Büyük Önderin bu sözü çok önemli. Ülkeyi ve Atatürk’ü birazcık seven herkesin kulağına küpe olmalı. Yoksa siyaset tarihinde hüsran yaşayan çok örneklerle dolu.

Süleyman’a kalmayan bu dünya hiç kimseye kalmaz.

İlgili Haberler