Merkez Bankası''nın iş dünyasındaki sanayicileri arayıp döviz bozdurmalarını istediği öne sürülüyordu.
Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz, köşesinde bu iddiaları da yorumladı.
RİCA TUTMAYINCA STOKÇULUKLA SUÇLADILAR
Döviz nakit akışındaki bozulmanın Merkez Bankası''nın iş insanlarını arayıp ''Dolar satabilir misiniz?'' diye sormasına neden olduğunu söyleyen Oğuz, "Bu rica (!) işe yaramayınca bizzat Başkan, İSO’ya geldi ve ''stokçusunuz, liste çıkardık'' deyiverdi" ifadelerini kullandı.
Oğuz, hükümetin Merkez Bankası üzerinden sanayicileri döviz stokçuluğu ile suçlamasının ortalığı karıştırdığını ifade ederek, "Sosyal medya %80 sanayiciyi desteklerken bildik troller karalama yarışına girdi bile" dedi.
Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz''un yazısının devamı ise şöyle:
SANAYİCİYE SOPANIN ADI MERKEZ BANKASI1-Son dönemde döviz nakit sıkıntısı had safhaya geldi. Öyle ki spot piyasa ile tabela kurlar arasında farklar doğdu.
2-FED faiz artırırken TCMB faizi sabit tutmaya devam etti. Kur artmayı sürdürdü. Bu arada döviz nakit akışı durdu.
3-Merkez Bankası’nda iş dünyasına telefonlar gitmeye başladı: “Rica ediyoruz dövizlerinizi bozdurun.”
4-CDS’ler 900’e çıktı. Makul dış kaynak temininde yaprak kıpırdamamaya başladı.
5-Döviz sat ricası boşa çıkınca “”hakkınız kötektir” kabilinden sanayiciye kendi mekânında Merkez Sopası geldi.
Bunun anlamı şudur; “Rezervim eridi, ihracatçının dövizini bozdurttum ama yetmiyor.
Zaten Ortadoğu’dan 50 milyar $ gelecek dedikodusu da işe yaramadı. Ey sanayici, ya pamuk eller cebe… Yoksa ensenize çökerim.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Sanayiciye neden döviz üzerinden bir baskı geliyor?
İhracatçıya önce döviz üzerinden %20’lik kısıtlama geldi. Sonra %40’a çıkarıldı. Bu da yetmeyince dövizlerinizi bozun çağrısı geldi. Lira basabiliyoruz ama döviz basamıyoruz.
Sanayide kısıtlamalar artarsa ne olur? En büyük risk nedir?
İhracatımızın dayanağı da sanayi… Eğer sanayi döviz stokçusu diye zora sokulur, işyerlerine Maliye baskınları sürer ve üretim bizzat kamu eliyle zaafa uğratılırsa, Türkiye ekonomisi felakete gider. En büyük risk; doğal döviz kaynağımız ihracatın da bu süreçten zaafa uğratılması ve büyümenin hızla küçülmeye dönmesidir. CDS’ler 900’u bulmuşken turizm ve ihracat dışında döviz getirenimiz olmaz.İŞ DÜNYASI KORKUTULMAKTAN YORULDU
Yolunda giden neredeyse tek şey olan sanayie “döviz bahanesiyle” saldırı, acaba hangi sonuçları doğurur? Bakıyoruz; sanayide yükselen ivme, enflasyona, kura, salgına rağmen korundu. Hele ki sanayimiz, salgın döneminde tedarik zincirinin ülkemize kaymasıyla, makroekonomik verilerdeki bozulmalara rağmen yükseldi.
Türkiye ekonomisi, ince buz tabakası üzerinde hızla gitmek zorunda olan kayakçı gibi… Buz tabakasının kalınlığı, sanayinin üretimdeki payı…Yavaşladığında suya gömülmemiz ise sanayi katmanın henüz yeterince kalınlıkta (dayanıklılıkta) olmamasıdır. Hal böyle iken iş dünyasını, STK’ları sürekli korkutarak bu katmanı daha da zayıflatmanın gereği yok.
Dikkat edilirse iş dünyası yavaş yavaş bu korkutmalardan sıkıldı. Henüz söylemiyor ama söylenmeye başladı. Merkez’in İSO buluşması ardından gelen tepkilere bakıyoruz, yalnızca sanayici değil, tüm iş dünyası artık korkutulmaktan yorulmuş. Bu yüzden hükümet korkutmaktan vazgeçse iyi olur.