Mehmet Büyükekşi'nin başına gelecekleri tek tek açıkladı
Uzun zamandır elim kalem tuttukça yazıyor, dilim döndüğünce de anlatıyorum…
Mehmet Büyükekşi…
Türk futbolunun önündeki en büyük engel…
Bir ara aday olmayacağı konuşuldu, milletin yüzü güldü…
“Yürü git” diyenden tutun da, “inşallah bir daha futbola bulaşmassın” diyen milyonlarca insanın hevesi kursağında kaldı!
Adam aday…
Belli ki, Türk futbolunun yakasından düşmeyecek…
Büyük bir ihtimalle de seçimi kazanacak ve hiçbir şey olmamış gibi, futbolu katletmeye devam edecek!
Servet Yardımcı da, İsmail Uyanık da adaylıktan çekilirlerken, bin ton laf ettiler, dağlardan taşlardan ses geldi, yönetenlerden “tık” çıkmadı…
Servet Yardımcı’nın açıklamalarına yer verildi, dahası kamuoyuyla paylaşıldı…
Ses getirdi mi?
Eh işte…
Son olarak İsmail Uyanık zehir zemberek laflar etti, maalesef kimse oralı olmadı…
TFF adaylığı için gerekli imza sayısına ulaşamayan İsmail Uyanık, 35 yıldır içinde olduğu Türk futbolunun portresini, “İmza değil, tehdit organizasyonu” diyerek çizdi…
İmza toplamanın tehdit unsuru haline geldiğinin altını çizen Uyanık, diğer aday olan Servet Yardımcı’ya da sitem ederek, “65 imza yeterken 140 imza alıyor. Kulüpler, delegeler tek yere imza verilebiliyorken neden fazla imza toplayıp diğer adayların önünü kesiyorsun?”
Doğru bir pencereden bakıldığı zaman hak vermemek mümkün değil…
Kim ne derse desin, Samsun Türk futbolunda hem söylemleriyle, hem eylemleriyle, hem de yutkunmadan konuşmalarıyla İsmail Uyanık önemli bir figür…
Ama, onun da 140 imza toplayan Servet Yardımcı gibi önüne set çekildi!
Ülkenin futbolunu “hisseli harikalar kumpanyası”na benzeten İsmail Uyanık, futbolun siyasetin oyuncağı haline geldiğinin altını çizmiş…
İtirazı olan var mı?
Samsunspor eski Başkanı İsmail Uyanık’ın en iddialı cümlesi ise, “Kirli düzen diyen bu düzenin bir parçasıdır! Açıkça söylesinler kimmiş, neymiş bu kirli düzen. Bu yüzden insanları aptal yerine koymasınlar. Ortada kirli bir düzen falan yok. İktidar ‘çekil’ dedi Servet Yardımcı çekildi. Bunu bu şekilde anlatmaktan korktukları için ‘kirli düzen’ diye bir senaryo yazıyorlar” diyor…
Kendisinin iddiası böyle…
Ama, yabana atılacak bir iddia da değil.
*
Türk futbolunda bir sinema oynandığı gerçeğini kimse sümenaltı edemez…
Çünkü, her şey ortada…
Bu sinemanın, daha doğrusu bu filmin baş aktörü de Mehmet Büyükekşi…
Geri kalanlar figüran…
Yani delegeler…
Tabii ki hepsi değil…
Bunların arasında, Türk futbolunun marka değerinin artmasını isteyen, samimi insanlar, mütevazi delegeler de var…
Ama, güçleri yok ya da çoğunluk değiller…
Bir de gözünü hırs bürümüş, “ben olmazsam kimse olmasın” diyen, federasyon başkanlığını, yöneticiliğini yaşam biçimi yapanlar da var…
Mehmet Büyükekşi gibi…
Kulaklarını tıkamış onca eleştiriye…
Hoş, duyma özrü var ki, kulaklık kullanıyor!
Fiziki kusurları bir şekilde geçer, ama ondaki bu koltuk hırsı geçer mi, bilemiyorum…
Kendisini sadece kulüpler değil, Almanya’ya götürdüğü gazeteciler de destekliyor…
Medya anlamında sahipsiz değil…
Hepsi olmasa da, bir kısmının başkanı…
Gazeteci olmamasına rağmen, gazeteci rolü oynayanlar destekliyor kendisini…
Onları yok sayıyorum zaten…
Benim için yok hükmündeler…
Her neyse…
Konumuz gazeteciler değil zaten…
Ortada Türk futbolunu katleden, yerin yedi kat dibine sokan bir adam varken, yok saydıklarımızla zamanı zayi etmemek lazım…
Mehmet Büyükekşi, tekrar koltuğu oturmak için de maşallah her yolu deniyor…
Valla hacılara hocalara, medyumlara, falcılara gitmediği kaldı!
Belki de gitmiştir…
Kim bilir…
Gece pekmez içenin sırrını Mevla bilirmiş…
Çok uzatmayacağım;
Soru şu; futbol cahili bir insanın sözlerine inanıp ya da aldanıp sandığa gidenler, en az Mehmet Büyükekşi gibi, Türk futbolunun ve kulüplerinin geleceklerine “ipotek” koyduklarının farkında olacaklar mı?