Diyarbakır’da şehit olan uzman çavuş Mehmet Koçak’ın eşi Dilek Koçak, Yozgat’taki cenaze töreninde arz-ı endam eden geçici İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’e, “Askerler bölgede eli kolu bağlanmış vaziyette bekliyor, milleti oyalıyorsunuz” serzenişinde bulunmuş...
1997’de yürürlüğe giren Emasya Protokolü madde 9 ile gerekli acil durumlarda, askeri güçlere, mülki amirlerden bağımsız karar alıp uygulama yetkisi veriyordu. ‘Steril’liberaller ve asker lafı geçince kurdeşen çıkaran çevrelerin yoğun eleştirisi ve propagandası sonucu 2010 yılında bu protokol yürürlükten kaldırıldı. Mülki amirlerden izin almadan herhangi bir askeri operasyon yapma imkânı ortadan kaldırıldı. Çözüm süreci bahanesi ile bölge, örgütün hâkimiyetine fiili olarak terk edilince, asker sokağa çıkamaz hale geldi; çıkanlar ise enselerinden vurularak infaz edildi. En son kurulan pusuda hayatını kaybeden uzman çavuşun eşi bu durumu bütün çıplaklığı ile devletin yüzüne vurdu, hem de kocası ile musalla taşında vedalaşırken...
Emasya Protokolü’nün kaldırılması ile aynı zamanda askerin meşru müdafaa imkânı da kalmadı.. Her acil durumda operasyon için mülki amirin keyfini beklemek zorunda kalınca, bırakın bölgede asayişi temin etmeyi kendi canlarını koruyamaz hale düştüler... Mülki amirin ferasetine bırakılan bölgede artık terör düzen kuruyor... Terörist artık yargılama yapıyor, vergi topluyor ve neredeyse devletin bütün fonksiyonlarını ifa ediyor... Garnizona dalıp bayrak direğine çıkarak bayrağı indirip yakıyor...
Emasya Protokolü’nü kaldırmayı demokratlık zannedenler sonuçta aslanı çakala boğdurdular, boğduruyorlar...
Yalçın Bayer / Hürriyet
*
Başının üstünden kurşun geçmemiş komutanlarla mı sonuç alacaksınız?
13 yıldır askerimize, polisimize terörle mücadeleyi unutturdular. Şimdi bu kadrolardan dağdaki teröristlerle, kentlerdeki uzantılarıyla mücadele etmeleri isteniyor. Bir gün “güvercin”, bir gün “şahin” olunarak devlet yönetilemez, terörle mücadele politikaları bu kadar sık değiştirilemez.
Söyleyelim, birkaçı hariç çoğu Güneydoğu’yu bilmeyen ya da dönemlerinde terörle mücadeleye girmemiş, başının üstünden kurşun geçmemiş, taktik safhada mücadeleden uzak komutanlarla sonuç alınabilir mi? Bu mücadelenin içinde olmayanlar masa başında göbeklendi. Uzmanlar, “Sadece hava harekatlarıyla sonuç alınacağını sananlar sonunda hava alır” demekle acaba haksız mı?
Saygı Öztürk / Sözcü
*
Oy uğruna...
(...) İktidar gerçekten terörle mi savaşıyor?
Yoksa bir erken seçimde HDP’yi baraj altına itmek, MHP’ye giden oyları geri almak için senaryo mu uyguluyor?
İkinci ihtimal ağır basıyor. İnsan kanı ve canı sağ iktidarlar için birkaç oy ve birkaç koltuk kadar önemli değildir inancı geçerliğini koruyor..
Melih Aşık / Milliyet
-
Ambargoyu kınarken kendisi ambargo yaptı
Ertuğrul Özkök, Ahmet Davutoğlu’nun Dolmabahçe’de “bazı genel yayın yönetmenleriyle” buluşmasını değerlendirirken “Posta, Sözcü, Cumhuriyet ve Zaman gazetelerinin genel yayın yönetmenlerinin çağrılmamasını eksiklik olarak gördüm” diye yazdı.
Oysa o toplantıda sadece bu dördü değil, Aydınlık, BirGün, Bugün, Ortadoğu, Yeniçağ, Yurt gibi daha bir çok gazete de yoktu. Özkök, bu gazetelerin yokluğunu “eksiklik” olarak mı görmüyor yoksa her biri kemikleşmiş okur kitlesine sahip bu yayın organlarını “gazete” den mi saymıyor...
Bu kafayla, AKP’ninki arasında fark var mı Allah aşkına!
*
Yandaş yazar ulus devleti sorgularken öyle bir itirafta bulundu ki...
Siz kullanılmayı iyi bilirsiniz tabii...
“Akiller Heyeti” yle Anadolu’yu gezip toplumu “Kandil’in mesire alanı, PKK’nın insani yardım örgütü, Öcalan’ın da barış güvercini” olduğuna inandırmaya çalışan Ahmet Taşgetiren, PKK yandaşlarına” ..insanların iyi niyetini harcadınız, da nereye kadar gidecek. Amerikan yönetimi, sizi ne kadar koruyacak? (...) Kullanılmaya fazla yatırım yapmayın, başınız döner, hüsrana uğrarsınız. Elinizde de sadece ” ihanete denk bir fatura “ kalır” diye sesleniyor.
Tecrübe böyle bir şey demek ki...
Kullanılıp, insanların iyi niyetlerini harcayıp sonra da elinde bir “ihanet” faturasıyla kalakalmanın ne demek olduğunu şu ara en iyi “akiller” bilir!
*
“Çözüm”le varılan yer...
(...) Kürtçü HDP’nin Hakkari Milletvekili Kürtçü Abdullah Zeydan şunu bile söyleyebildi:
“PKK’nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar”
“Sizi” dediği kim?..
Türk Milleti mi?..
İktidarın Türkiye’yi getirdiği nokta işte budur!..
Mehmet Türker / Sözcü
*