Suriye'de dört yıldır süregelen nispi durgunluk, Hayat Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki radikal grupların ani saldırılarıyla bozuldu. Çarşamba günü başlatılan saldırılar, Halep'in batısındaki 12 köyün ve önemli bir askeri üssün kısa sürede ele geçirilmesiyle sonuçlandı. İdlib'in Sarakib şehri çevresinde ikinci bir cephe açılırken, Halep-Damascus bağlantısını sağlayan stratejik yollar da tehlikeye girdi. HTŞ'nin saldırılarını, Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu (SNA) dahil olmak üzere diğer muhalif grupların da desteklediği bildirildi.
ÇATIŞMALARIN İNSANİ VE BÖLGESEL BEDELİ
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, son çatışmalarda 102 HTŞ militanı, 61 rejim askeri ve 19 SNA savaşçısı hayatını kaybetti. Ayrıca, rejim ve Rusya'nın karşı bombardımanları sonucunda 38 sivilin yaşamını yitirdiği aktarıldı. Bombardımanlarda, Rus savaş uçaklarının ve kamikaze dronlarının etkin kullanımı dikkat çekiyor. HTŞ, saldırıların gerekçesi olarak rejim güçlerinin İdlib'e yönelik artan saldırılarını gösterirken, operasyonlarını "Saldırıları Caydırma" olarak adlandırdı.
TÜRKİYE VE DİĞER AKTÖRLERİN ROLÜ
Türkiye'nin şu anki durumu belirsizliğini koruyor. Daha önce 2020'de bölgede bir askeri operasyon gerçekleştiren Türkiye, uluslararası basında HTŞ ve SNA arasındaki olası iş birliği ile doğrudan bağlantılı görülüyor. Aynı zamanda İran ve Rusya destekli rejim güçleri ile de mücadele eden HTŞ, ilerleyişini Hizbullah'ın kontrolündeki Şii köylere doğru genişletiyor. İran Devrim Muhafızları’ndan bir generalin öldürüldüğü iddiası ise İran’ın çatışmalara aktif olarak dahil olduğunu gösteriyor.
BÖLGEDEKİ DENGEYİ BOZAN YENİ SÜREÇ
Son gelişmeler, 2020’de Türkiye ve Rusya arasında sağlanan kırılgan ateşkesi tehdit ediyor. Saldırıların devam etmesi halinde, Suriye'nin kuzeybatısında insani ve askeri krizin derinleşmesi bekleniyor.