(...) Birinci ve İkinci Dünya Savaşları 4'er yıl sürdü. Yeni savaş 50 yıl sürebilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin başındaki bela çok büyüdü. Türkiye, süper güçler arasındaki boğazlaşmada birinin tarafında yer almaya zorlanıyor. Sınırımızda din maskeli radikal örgütler ve devlet görünümlü terör örgütleri (Dün El Kaide, bugün IŞİD, yarın başka bir isim) eski sömürgeci devletler (Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya, Portekiz) başkentlerine intihar bombacılarını yollamaya başladılar. ABD ile Rusya ve hatta Çin gibi süperler ise Orta Doğu petrol ve doğal gazını kontrol edip sömürme üstünlüğü için bilek güreşine tutuştular. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları Orta Doğu'yu paylaşıp, cetvelle haritalar çizmek üzerine olmuştu. Şimdi de "eski haritalar ömrünü tamamladı, yenilemeliyiz" deyip durmaktalar.
* * *
Yeni haritalar!
Yeni ittifaklar!
Yeni hesaplar!
Hepsi sınırımızda!
Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre dünyada her gün yaklaşık 90 milyon varil ham petrol tüketiliyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde bu miktar her geçen yıl daha da artacak.
Kaynak önem kazandı.
Kaynak ise Orta Doğu'da.
Irak işgal edildi.
Haritası üçe bölündü.
Şii bölgesindeki yataklarda 115 milyar varil, Kuzey Irak' da Kürt Barzani bölgesinde ise 45 milyar varil ve çok yüksek miktarda doğalgaz rezervleri var. Şii bölgesinin Bağdat yönetimi, Kuzey Irak Barzani yönetiminin tek başına petrol ihraç etmesine rıza göstermiyordu. Ve önümüzdeki 10 yıl içinde kendi petrol üretimini günde 10 milyon varile çıkarmayı hedefledi. Bunu başarırsa ABD'nin kontrolündeki Suudi Arabistan ile Katar'ın petrole dayalı gücünü kıracaktı. İşte tam bu ortamda IŞİD denilen din maskesi görünümlü terör devleti ortaya çıktı. IŞİD, Irak'a ve Suriye'ye girdi ya da sokuldu, "Tahran-Bağdat-Şam hattı" koparıldı, Irak Şii yönetiminin Suudi Arabistan'a rakip olması önlendi. Irak' da, Suriye'de milyonlarca sivil çaresiz insanın hayatı drama dönüştü, mülteci oldular. Barzani güçleri Kerkük'ü de ele geçirdi. Exxon Mobil, Chevron, Hunt Oil, Addax Heritage Oil, Oryx Petroleum, BP, Shell, Total adlı petrol devleri ile Barzani yönetimi anlaşma imzaladı. Bunlar olurken Rus ve Çin petrol şirketleri de Orta Doğu'da yeni petrol sahalarına yerleşen anlaşmalar yaptılar. Libya'da Kaddafi öldürüldü, Libya petrolü de pay edildi. Kuzey Irak' da yeni petrol zengini yapılan Barzani için "Akdeniz'e ulaştıracak koridor" açma da hedeflendi. PYD'ye, PKK'ya hava desteği ve silah yardımı hızlandırıldı, IŞİD ile kavgaya tutuşturuldu. Kürt, Arap'ı vuruyor. Arap Kürt'ü vuruyor. Sünni Arap, Şii Arap'ı vuruyor.
* * *
Bu Türkiye'nin savaşı değil.
Ama geldi bulaştı...
Necati Doğru / Sözcü
*
Batı ellerini ovuşturarak izliyor
(...) Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, "Gerginlik dönemi en zor anlardır. Çünkü savaş döneminde angajman kuralı olmaz. Gerginlik döneminde ise angajman kuralları çok önemlidir. En küçük bir hatanız ülkenizi savaşa sokar" diyor ve şunları ekliyor:
"Bu işlerin şaka götürür tarafı yok. 'Ben kabadayıyım vururum' demekle ülkeyi savaşa sokarsınız. Şu anda gelişmeleri ABD'liler ve batı ülkeleri ellerini ovuşturarak izliyor ve bizi de batağa sokmaya çalışıyorlar. O zaman ülkemiz yangın yeri olur. Hükümet, bir çok şeyi çok acemice yapıyor ve beraberinde de büyük sorunlar geliyor."
Rusya bir uçak kaybetti diye Suriye'ye desteğini kesmeyecektir. Durup dururken bir de Rusya'ya muhatap olduk. Daha önce hava sahası ihlali yaptıklarında ülkemize gelip bilgi vermişlerdi. Bu önemli bir gelişmeydi. Belki yine aynısı olacaktı...
Saygı Öztürk / Sözcü
*
GÜNÜN SORUSU
Büyüklerimiz dün Rus uçağını düşürmemizin gerekçesini, "Hava sahamızı ihlal etti" diye açıkladı... Doğrudur, böyle bir ihlal olmuştur. İyi de biz her hava sahamızı ihlal eden uçağı düşürüyor muyuz? ..
Melih Aşık / Milliyet
*
Komşudaki iç savaşa benzin dökmenin bedellerinden biri
Hükümetin Suriye politikasının bizi getirdiği son nokta Rusya ile bir çatışma olasılığı!
Böyle bir ihtimalin olmadığını söylemek için dünya dengeleri, NATO, Amerika, AB gibi birçok gerekçe ileri sürülebilir ama (...) Putin, esasen bu tür gerilim ve kavgalardan güç alan, içerideki iktidarını sağlamlaştıran bir lider.
Putin'i bir kenara bırakacak olursak, Türkiye'nin, Suriye'deki iç savaşın üzerine benzinle gitmesinin bedeli hepimiz için ağır oldu. Ülkemizde bir daha büyük olasılıkla geri dönemeyecek iki milyondan fazla göçmen var. Terör örgütleri bu bölgede yaşamak ve beslenmek için muazzam bir olanak buldu ve sınırlarımızda dünyanın en vahşi terör organizasyonu var, bir eli de ülkemizde üstelik! Orta Doğulu Müslüman Kardeşler'in ağabeyi olma hayallerinden, Suriye nedeniyle bin türlü soruna batmış bir ülkeye dönüştük. Bizler, bu bataklıktan uzak durun derken, bu eseri yaratanlardan biri şimdi Cumhurbaşkanı, diğeri Başbakan!
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet
*
Erdoğan'a tuzak mı?
(...) Rusya ile yakın bağları olan kaynağımın telefondaki sözleri, muhtemel ki çok kişinin zihninde dolaşan bu soruya, başka bir boyut getiriyor:
"Berat Albayrak'ın bakanlığı, enerji politikasında inisiyatifin Cumhurbaşkanı Erdoğan'da olacağının işaretiydi. Bu da Türk-Rus ilişkilerinin hiç olmadığı kadar hızlanacağı beklentisini doğurmuştu. Kabinenin açıklanacağı gün bu ölçekte bir krizin patlamasının rasyonel izahı yok."
(...) Bu ölçekteki bir krizi Erdoğan'ın böyle bir dönemde arzu etmeyeceğini vurgulayan bazı kaynaklar, uçağı düşürülmüş Rusya karşısında, Türkiye'nin son derece güç bir pozisyona "sokulduğu" görüşünde...
Çiğdem Toker / Cumhuriyet
*
Ülkeyi savaşa sokma kastı
(...) Ekim ayı başından bu yana Rus savaş uçaklarının "verilen sözlere rağmen" ısrarla yaptıkları sınır ihlalleri, özellikle son olayda "Suriye'de Türkmenlere ve Türkmen Dağı'na Rusya-Suriye ortaklığında bombardımanlar, saldırılar sürerken" bunun yapılması ortada bir kasıt olması ihtimalini düşündürüyor.
Türkiye, belki "Esad'a karşı yürüttüğü ve baştan beri muhalif örgütleri desteklediği politika", belki stratejik öneme sahip sınır kesimlerinin "Esad güçleri ile PYD'nin kontrolüne geçmesi" ve belki de bunların hepsi nedeniyle bir savaşa girmeye zorlanıyor olabilir. Esad'ın "IŞİD'e karşı" denerek PYD-YPG ile anlaştığı haberlerini biliyoruz.
(...) Burada ABD'nin rolü de çok önemlidir. Bugün uçak olayı için "Bu Rus ve Türk hükümetleri arasında bir olay, ABD güçlerinin bir dahli yok" diyen Amerika, Esad ve Rusya'nın "IŞİD'i bombalıyoruz" diyerek Türkmenleri köşeye sıkıştırıp katliam yapmasına "IŞİD'e operasyon ise destekleriz" diyerek göz yumdu.
ABD, Türkiye'nin "uçuşa yasak bölge, tampon bölge" taleplerine karşı çıkarken PYD'yi tonlarca silahla destekledi. Kilit isimleri, Erbil'de Barzani ve PYD ile sık sık buluştu. ABD Genelkurmay 2'nci Başkanı ile ve AB ile yapılacak görüşmelerde Ekim başından bu yana olanlar ve Türkmenler'in korunması, "uçaksavar, ağır silah" talepleri konuşulmalı, aslında bu talepler acilen sağlanmalıdır.
IŞİD Kobani'ye saldırıyor diye dünyayı inletenler Türkmenleri de bu acımasız saldırılardan kurtarmak zorundadır.
Güngör Mengi / Vatan
*
Latif Demirci / Hürriyet