PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığını belgeleyen bürokratları kızağa çekerek mi terörle mücadele edeceksiniz?
Cinnah Toplama Kampı
Ali Babacan'ın yeniden aday gösterilmesi, ekonominin geleceği bakımından iyiye işaret diye yorumlandı. Yorum sahiplerinin bir bildiği vardır. Bürokrasiye epeydir, liyakat ile yasaların değil, biat ile korkunun hâkim olduğu; Hazine'den sorumlu bakanın, bir yıldan fazladır "asaleten" Hazine Müsteşarı atayamadığı bir ekonomi bürokrasisinden söz ediyoruz.
Düşünün ki, Ankara'da bir kamu binası, bir nedenle istenmeyen bürokratların, hiçbir iş yapmamak üzere görevlendirildiği merkez olarak kullanılıyor.
Cinnah Caddesi Willy Brandt Sokak'taki eski GAP İdaresi, şu anda "Sektörel İzleme ve Değerlendirme Kurulu" olarak hizmet veriyor.
Bu, onun resmi adı.
Birbirine benzemez pek çok kurumdan buraya gönderilen bürokratların arasında adı "Cinnah Toplama Kampı" diye anılıyor.
(...) Bina, kapasitesini doldurmuş. Mayıstan bu yana görevlendirilen bürokrat sayısı 400'e yaklaşmış.
Yeni gelenlerin, kat kat, oda oda dolaşarak, fazla masa-sandalye aradığı, dahili telefonların olmaması nedeniyle, çay siparişlerinin cep telefonuyla verildiği bir bürokrasi manzarası.
"Cep telefonuyla çay siparişi" bilgisi, bir dava dilekçesinden.
Başta PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığı kapsamında 44 kg. saf eroinin yakalanarak el konulması olmak üzere, tarihi eser, rüşvet, ticari eşya kaçakçılığı gibi pek çok kritik soruşturma dosyasında imzası bulunan bir başmüfettişin açtığı davadan.
(...) Gürbulak Sınır Kapısı'nda devlet otoritesinden söz edilemeyeceğini kayda geçirdikten sonra ödülden ödül beğenen(!) İlter Kuşoğlu, daha önce Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın kendisi hakkında devlet memurluğundan çıkarılmasına yönelik işlemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu.
(...) PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığını belgeleyen kıdemli bir başmüfettişin görevinden alındığı sırada, 5 bin yeni korucu alınacağının açıklandığı ülkeye Türkiye deniyor.
Çiğdem Toker
*
Mızrak çuvala sığmıyor
Hesabını veremezler
(...) Tayyip Bey ile Davutoğlu Ahmet'in terörle nasıl bir kararlılıkla mücadele edildiğini ve edileceğini anlatmalarından bir gün önce...
Bölgedeki valilerin, geçen yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK'ya karşı 290 operasyon talebinden sadece 8'ine izin verdiği ortaya çıktı!..
Dolayısıyla valilere verdiği yetkiyle, iktidarın teröre karşı 280 operasyonu engellediği anlaşıldı!..
(...) Operasyon yetkisinin askerden alınıp valilere verilmesi, terör karşısında çözülmenin bir parçasıydı!..
(...) Tamamen iktidarın gaflet ve dalaleti yüzünden kanlarını akıtan gencecik şehitlerimizin kemikleri sızlarken, kan ağlayan ailelerine bunun hesabını nasıl verecekler?..
Veremezler!..
Ama Türk Milleti bunun hesabını er veya geç mutlaka soracaktır!..
Mehmet Türker / Sözcü
*
Anayasayı çiğnemekle kalmıyor paramızı da harcıyor...
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı
Cumhurbaşkanlığı, bütçeden kendisine ayrılan ödeneği bitirdiği için Maliye kendisine ek ödenek verdi. 2015 yılı için Cumhurbaşkanlığı'na ayrılan ödenek 397 milyon liraydı. Bu rakam, Abdullah Gül'ün son yılındaki ödenekten yaklaşık 200 milyon lira fazlaydı ama yine de Recep Tayyip Erdoğan ve Saray'daki avanesine bu para yetmedi. Erdoğan'a yeni verilen ödenek 149 milyon lira. Böylece Erdoğan'ın bir yıl içinde Saray'da harcayacağı para 545 milyon 902 bin liraya yükseltilmiş oldu. Normal olarak bu rakam Cumhurbaşkanlığı makamı için 2016 ve 2017 yıllarında verilecek ödeneklerden de fazla. Maliye Bakanlığı'nın rakamlarına göre örtülü ödenek harcamaları da geçtiğimiz temmuz ayında bir önceki aya göre 11 kattan fazla artarak 141 milyon 796 bin lira olmuştu. Bütün bu artışların nedeni Cumhurbaşkanı'nın bizim kesemizden siyaset yapma merakı. Evet, örtülü ödenekteki artışın tam nedenini bilemeyiz ama Cumhurbaşkanlığı ödeneğinin hızla tüketilip yeni ek ödenek alınmasının bir tek nedeni olmalı: Cumhurbaşkanı'nın düzenlediği mitingler. O bunlara seçim mitingi demiyor, "halk ile buluşma toplantıları" adını veriyor ama o buluşmalarda siyaset yapıyor, AKP'ye oy istiyor, muhalefete veryansın ediyor. Bunun en azından "etik" olmadığını söylemek zorundayım. Cumhurbaşkanı siyaset yapmak için Anayasa'yı çiğnemekle kalmıyor bir de üzerine bizim paramızı harcıyor. Üzerinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayı!
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet
*
AKP listesinin mesajı:
Erdoğan yetmiyor
Milletvekili aday listelerinde en büyük sürprizi AKP'de gördük. AKP, 24 'üç dönemzedeyi' yeniden listeye alarak, 7 Haziran'a bakıp doğru bir karar verdi, ama yeni bir itirafı da yapmış oldu.
(...) ister 'fabrika' ister '2002 ayarlarına dönüş' amaçlı olsun 24 üç dönemlik, seçimden iktidar çıkmak için sadece Erdoğan'ın gücünün artık yetmediğini itiraf etmektir.
(...) Kendileri bilir ama AKP yönetimi, Erdoğan'ı yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçen kitlenin büyük bölümünün dahi, ülkeye bir başkan değil, Cumhurbaşkanı seçtiğini mutlak görmeli. Aynen, milliyetçi oyların Tuğrul Türkeş üzerinden kapılamayacağı gibi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "AK Parti camiası kendisini yadırgamıyor, bağrına basıyor" diye takdim etse dahi, 'AK Parti mensupluğuna' hızla geçiş yapan, Erdoğan'a "Senin o bacağını kırarlar, kırarlar" diye seslenmiş en cesur bir MHP'linin, hayallerin aksi sonuç yaratması yüksek olasılık. Hele de listeye konmayan Meral Akşener'in duruşu ortadayken. Uzun yıllardır tanıdığım Akşener'in, oğul Türkeş'in tam zıddı tavrı hiç şaşırtmadı, ancak halkta karşılığı olan böyle bir kadın siyasetçiyi dışlamayı MHP için ciddi hata olarak görmeli.
Şükrü Küçükşahin / Hürriyet
*
Ercan Akyol / Milliyet