Şemdinli’de ikamet eden bir arkadaşımı aradım. “Burası aynen Suriye gibi... Ne kaymakamlık, ne belediye açılıyor. Her yer kapalı. Sadece emniyet binası açık, orada da polisler toplanmış. Gündüz-gece silahlar, bombalar patlıyor... Cep telefonları bile çarşamba günü öğleden sonra çalışmaya başladı... Ne yapacağımızı bilemez durumdayız, çok çaresiziz” diyordu.
(...) Belki siz de “Kardeşim askerlerimiz niçin şehit ediliyor. Patlayıcıları niçin bulamıyor, teröristler niçin onlara ateş ettiğinde şehit ediyor” diye merak ediyorsunuz. Ben de bunu askerlere sordum. Şunları söylediler:
“Hükümet yetkililerinin ‘çözüm süreci’ olarak niteledikleri, askerin kışlasından çıkmasına, operasyona gitmesine izin verilmediği dönemde, terör örgütü, askerin geçiş noktalarından en az 100’den fazla yere patlayıcı yerleştirdi... Onlara asker dilinde ‘uyuyan mayın’ diyoruz... O dönemde mayınlar, patlayıcılar kullanılmadığı gibi, bazı yollar asfaltlandığı için bugün mayın dedektörüyle bile bunların yerleri belirlenemez hale geldi.
Teröristler patlayıcıları düz alanda telefonla, dağlık alanda ise garantili olsun diye kabloyla patlatıyor...”
Anlaşılan, güvenlik güçlerimiz için uzaktan kumandayla patlatmaları önleyecek olan teknik cihaz ihtiyacı hâlâ karşılanamamış.
(...) Halktan destek görüyorlar. Bu destek de KCK yapılanması aracılığıyla sağlanıyor. Bir eylem yapılacaksa, teröristler halkın arasına karışıyor. İşte askerimize onların arasından ateş ediliyor. Güvenlik güçleri sade vatandaş zarar görmesin diye teröristlere karşı silah bile kullanamıyor.
(...) Teröristlerin önemli bir bölümü henüz Türkiye topraklarında değil... Suriye’de bulunan PKK’lılar, sokak çatışmalarını iyice öğrendi. İşte bu eylemleri Güneydoğu il ve ilçelerine taşıyacaktır.
İl ve ilçelere henüz asker girmedi... Gerektiğinde bazı ilçeler tamamen sarılacak, sokağa çıkma yasağı ilan edilip tüm ev ve işyerleri aranacak. Şimdi planlamalar yapılıyor. Güvenlik güçlerinin belirlediği silah-mühimmat depoları ortaya çıkarılacak. Başka türlü bir arınmanın yapılamayacağı değerlendiriliyor.
Şunu biliniz ki HDP yüzde 10’u aşsa da, aşmasa da bu olaylar yaşanacaktı. Korkarım bu günleri de arayacağız.
Saygı Öztürk / Sözcü
Müstemleke gibiyiz
IŞİD’e karşı ABD ile Türkiye’nin bir mutabakat zaptı imzaladığını dün Hürriyet’te okuduk. Buna göre; ABD hava unsurları İncirlik’in yanı sıra Batman, Diyarbakır ve Malatya üslerinde de konuşlanacakmış.
ABD ile mutabakatın esası IŞİD’i bölgeden temizlemek olduğundan, ABD uçakları, Irak’taki IŞİD hedeflerine de operasyon yapabilecekmiş.
IŞİD’in temizlenmesinin uzun yıllar alacağını ABD sık sık açıklıyor. Böylece ABD yukarıda sözü geçen üsleri yıllarca kullanacak demektir.
Açıkçası, ABD Türkiye’deki üslere yerleşiyor.
Ömrü bitmiş bir hükümetin yaptığı bu anlaşmanın ayrıntılarından ve verilen tavizlerden ne halkın haberi var, ne Meclis’in...
Melih Aşık / Milliyet
En acı haber...
Acı bu kez, günlerdir şehit ailelerine verdiği acı haberlere isyan eden Fox TV Ana Haber Bülteni sunucusu, gazeteci Fatih Portakal’ın ocağına düştü. Ünlü habercinin babası Mustafa Portakal vefat etti. Bir süredir sağlık sorunları yaşayan Portakal’ın ölüm haberini oğlunun mesai arkadaşı da olan gazeteci İsmail Küçükkaya, sosyal medya hesabından yayınladığı başsağlığı mesajıyla duyurdu.
Yeniçağ Gazetesi olarak Mustafa Portakal’a Allah’tan rahmet, Fatih Portakal ve ailesine başsağlığı diliyoruz.
Haluk Koç Erdoğan’a “Yere batsın senin sarayın!” diyor.
Ak Saray, Beştepe Sarayı, KaçAk Saray gibi adlardan sonra o ünlü mekâna yeni bir ad bulundu: “Yerebatan Sarayı”
Akif Kökçe / Milliyet (Açık Pencere)