Lenin ve Hitler'in propaganda yöntemleri!
Siyaset de bir çeşit işletmecilik ve pazarlama sanatıdır. Pazarlama, eldeki ürünün üstünlüklerini ortaya koyarak da rakip ürünleri karalamak suretiyle de yapılabiliyor. İkincisi tercih edildiğinde sadece ticaret veya siyaset değil, bütün toplum düzeni zehirleniyor. Bu tür siyaset, halkı birbirine karşı düşmanlaştırmak veya korkutmakla birlikte uygulanıyor. Asıl bu durum, bir beka sorununa sebep oluyor. Çünkü bir devletin sağlam durması, iç cephesinin güçlü olmasına bağlıdır. İç cephe, onu daha güçlü kılması gerekenler tarafından çözülüyorsa, bu durum beka sorununa yol açmaz mı?
İşletmecilik ve pazarlamanın uzmanı, Teksas Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Dalgıç'ın, "Seçilmiş diktatörlerin Lenin ve Hitler'den öğrendikleri propaganda yöntemleri" başlıklı bir makalesi var.
Dalgıç, o makalede, Harvard Üniversitesi'nden doktoralı tarihçi ve Sovyet sistemi üzerinde uzman Prof. Peter Kenez'in, Lenin ve Hitler'in propaganda yöntemlerini incelediğini hatırlatıyor.
Kenez'e göre Lenin tarafından daha rafine haline getirilen propaganda yöntemleri şöyle:
1- Amaca ulaşmak için her yol mubahtır. Yaptıkların, ister ahlakî olsun, isterse olmasın, amacına ulaşınca onların hiçbir anlamı kalmaz.
2- Bir ordu komutanı edası ile emir ver, azınlıkta olmalarına rağmen kendi taraftarlarını çoğunluk diye tanımla.
3- Her krizi, her felaketi lehine kullan, yalan söyle, kriz ve felaketleri başkalarına yükle, suçu başkalarına at ve yandaş medya ile koro halinde karalamayı sürdür. İftira et izi kalır. Beyinlerdeki algıyı yönet. Bir şeyi ilk defa duyanlar hep ona inanırlar.
4- Muhaliflere aşağılayıcı, bölücü, inkâr edici sıfatlar yükle. Onlara "asalak" de, "ihanet içindeler" de, "yalancılar" de. Kendinden öncekileri devamlı suçla.
5- İnsanları öldür, astır veya mahkûm et, geride kalan muhalefeti korkut, mahkemelerle, şikâyetlerle, polisle, sana bağlı milis güçleri ile din adamları ile...
6- Tarihsel gerçekleri inkâr et, kendi çıkarına göre değiştir, çarpıt ve hakaret et.
Aynı incelemeye göre "Hitler'in bazı yalakaları" da onun hakkında şu tanımları yaptılar:
"Adolf Hitler'i bize Allah gönderdi." (Robert Ley)
"Allah kendini Hazreti İsa şeklinde değil Adolf Hitler şeklinde gösterdi." (Alman İman Hareketi))
"Adolf Hitler bize Allah tarafından Almanya'nın ebediyete giden temel taşı olsun diye gönderildi." (Hitler Gençliği)
Bir üniversite öğretim üyesi kadın, "Benim köpeğim Hitler'in resmini görünce 'Adolf Hitler' diye havlıyor" deyince olumlu tepki aldı.
"Köpek" denilince aklıma geldi! 2006 yılında, İstanbul'daki büyük terör eylemlerinden sonra Nevzat Erkeskin adlı okurum müthiş bir benzetme yapmış ve eğitilmiş köpeklerin, koyunları ağıla sokması gibi terör eylemlerinin, insanları bir ağıla sokmak amaçlı olduğunu yazmıştı:
"İngiltere'de, İskoçya'da koyun çiftliklerinde koyun köpekleri vardır, bu köpekler gerçekten yetenekli hayvanlardır, koyunları otlaklara götürür ve getirir, sürüden bir koyunun ayrılmasına müsaade etmez. Bu köpekler sürünün sağında solunda dolaşarak bir bütün olarak koyunların hareket etmesini ve ağıla girmesini sağlar!
İşte bu bombalama olayları da tıpkı köpeklerin koyunları ağıla sokması gibi bütün insanlığın bir sürü psikolojisine kapılmasını ve istenilen ağıla girmesini sağlamak amacına dönüktür?"
İşte 15 Temmuz gibi büyük olaylar veya muhalefet ile ilgili büyük yalanlar, halkın da koyun gibi istenilen ağıllara girmesi için kullanıldı.
Burada halkı koyun gibi görerek yönetmek isteyenler söz konusudur. Yoksa ben kimseye koyun demiyorum!