“Kozmik odayı aç” emrini kim verdi?

Tayyip Erdoğan’ın “15 Temmuz'da Silahlı Kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. Kurmay subaylarda durum çok daha vahimdi. 1886 kurmay subayın 1524'ü yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi." sözlerini değerlendirmeye devam edelim...

Erdoğan, 3 Ağustos 2016’da yani 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Olağanüstü Din Şûrası'nda konuşmuş ve şöyle demişti.

"Ülkemiz son 3 yıldır önemli gelişmelere sahne oluyor. Silahlı darbe girişimi sürecin en kanlı, en cüretli boyutunu teşkil etmiştir. Bu gelişmelerin odağında yer alan Fethullahçı terör örgütü kendisini eğitim öğretim hizmetinde yer alan bir kuruluş gibi göstermiştir. Bu örgüt 40 yıldır kanserli bir hücre gibi, büyümesi dini değerleri öne çıkaran kimliği sayesinde mümkün olmuştur.

Milletimiz meşrebi ne olursa olsun Allah diyen peygamber diyen en azından böyle gözüken herkesi desteklemiştir. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, hatta biz bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen bunlara yardımcı oldum.

Yurt dışında yürüttükleri eğitim faaliyetlerinin hatırına bunlara müsamaha gösterdik. Hatta ve hatta Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var dedik. Ama aynı menzile giden farklı yollardan bir yapı gördüğümüz yapının sinsi emellerin örtüsü olduğunu uzun süre göremedik. 2010 yılından itibaren bu tespiti paylaştığım üst kademe yöneticisi oldu. O yıldan itibaren tavrımız değişti. 2012 yılından itibaren bu yapıyla ilgili rezervlerimizi ortaya koyduk.

Çok yakından tanıdığım bazı komutanlara yöneltilen suçların gerekçesi beni ikna etmiyordu. O sıralarda meseleyi kendi arkadaşlarımıza bile anlatmakta güçlük çekiyorduk. Bu örgütün en başına şahsımı, altında Binali Bey, enerji bakanımız, oğlum, birkaç tane iş adamı bu örgütün şemasında görülen isimler oldu. Bunu dahi anlatırken birçok arkadaşlarımız inanmıyordu. Hâlâ inanmayanların olduğunu da biliyorum. Bakıyor ama görmüyor olanların da olduğunu biliyorum. Bu noktadan sonra şüphe dönemi bitti mücadele dönemi başladı.

Şayet, 17-25 Aralık sonrasında aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıda aldığımız önlemler olmasaydı bu darbe girişimi muhtemelen sadece Silahlı Kuvveler içindeki bir grup silahlı teröristin değil, polisiyle, yargısıyla, bürokrasinin diğer unsurlarının katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı. Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.”

***

FETÖ’nün 40 yıldır örgütlendiği ve TSK’ya sızdığı biline biline “Bülent Arınç’ı takip ediyorlar” diye bir yalanla, TSK’nın kozmik odasın girme emrini veren, böylece FETÖ’cü bir hâkim üzerinden devletin en gizli sırlarının CIA’nın eline geçmesini sağlayan emri veren kimdi peki?

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Bağbuğ, çok çirkin ve vahim bir gerekçeyle “kozmik oda”nın savcı tarafından aranmak istendiğini, buna izin verilmeyince mahkeme kararına dayanarak hâkimin aramaya geldiğini ona da izin verilmediğini, ertesi gün Kara Kuvvetleri Komutanı ile birlikte Başbakanlık’taki toplantıya “katılındığını”, aramanın yapılmasının uygun olacağının kendilerine bildirilmesi üzerine yeniden durum değerlendirmesi yaptıklarını ve ileride “TSK üzerinde şaibe kalmaması için” aramaya izin verilmesinin daha uygun olduğuna karar verdiklerini açıklamıştır.

***

Kozmik odada, bir işgal durumunda Türkiye’nin bir bütün olarak nasıl ve hangi örgütlenme ile direneceğine, isim isim kimlerin görevli olduğuna dair bilgiler vardı.

Ayrıca emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, kozmik odaya girilerek devletin yabancı istihbarat servislerine ve terör örgütlerine yerleştirdiği görevlilerin ifşa edildiğini, bu ifşalar sonucu gizli görevdeki yaklaşık 848 vatan evladının şehit edildiğini iddia etmiş, bu açıklamaya ciddi bir cevap verilmemiştir!

FETÖ’nün tasfiye edilmesinden sonra başka tarikatların TSK’ya sızdığına dair haberler hakkında bir açıklama yapan da yok!

Yazarın Diğer Yazıları