1950 yılında Samsun’da dünyaya gelen ve Özel Kuvvetler Komutanlığı, 2. Ordu Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı görevlerinde bulunan Orgeneral Servet Yörük, geçirdiği kalp krizi nedeniyle öldüğü bildirildi.
Servet Yörük, 44. Jandarma Genel Komutanı ve Özel Kuvvetler Komutanlığında, Tümgeneral rütbesi ile 2 yıl, Korgeneral rütbesi ile 4 yıl olmak üzere toplam 6 yıl ile en uzun süre görev yapmıştı.
30 Nisan’da Selimiye Camisinde cenaze töreni düzenlenecek olan Yörük, Karacaahmet Mezarlığına gömülecek.
Sevet Yörük’ün Kozmik Oda Kumpası’ndaki rolünü ise Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “‘Kozmik Albay'' Erkan Yılmaz Büyükköprü TSK''nın ‘yatak odası''na, ABD''den gelen bir e-postayla nasıl girildiğini anlattı! Bu aktörler arasında konuşulmayan ve kritik görevde olan bir isim var: Özel Kuvvetler Komutanı Servet Yörük…” diye yazmıştı.
Erkin, devamında ise şunları kaleme almıştı:
“Servet Yörük
Hatırlayalım…
Bir yıl önce… 2008 Aralık ayı… Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı''nda Bölge Başkanı olan Topçu Albay Yusuf Akal, Albay Erkan Büyüköprü''yü odasına çağırır. Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Servet Yörük tarafından, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı''na, bilgi sızdırdığından şüphelenilen bir askeri personelin (Albay B.K.) fiziki olarak takip edilerek, temas ettiği kişilerin tespit edilmesiyle ilgili olarak bir görev verildiğini söyler. Büyüköprü şöyle dedi: “Bu görevin çok gizli olduğunu, sadece benim, kendisinin, Özel Kuvvetler Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından bilindiğini söyledi…”
Peki bu süreçte Servet Yörük nasıl tutum aldı? İfadeye çağrıldı mı? Ya da ne yaptı?
Anlatalım…
9 ay polis takibi
İlker Başbuğ Paşa, 2010 yılı ağustos ayında emekli olduktan sonra İnternet Andıcı kumpas davasından 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandı ve 7 Mart 2014 tarihinde serbest bırakıldı. 2015''te ‘Nasıl Bir Türkiye'' kitabıyla ilgili Afyonkarahisar''a gitti ve tayini Ankara''dan Afyon''a çıkarılan Albay Büyükköprü de o imza günüde Başbuğ''la görüştü. Orduevi''ndeki görüşme 1.5 saat geçti. Sözü Albay Erkan Büyükköprü''ye bırakıyorum:
… Olayları ilk kez benim ağzımdan dinledi. Bana ‘Bölgede (Ankara Çukurambar) çok sayıda siyasetçi ve üst düzey bürokrat oturuyor, siz de daha dikkatli olabilirdiniz, takip edildiğinizi hiç mi fark etmediniz'' dedi.
Başbuğ''a şunları söyledim:
"Komutanım biz zaten çok dikkatliydik. Nisan ayından itibaren takip edildiğimizi defalarca Bölge Başkanımız Yusuf Albay''a, o da Özel Kuvvetler Komutanı Servet Yörük Paşa''ya iletti. Hatta bunun üzerine nisan ve temmuz ayları arasında defalarca takip görevine 10''ar 15''er günlük aralar verdik. Her seferinde gelen emirle takibe yeniden başladık. Temmuz ayı geldiğinde artık adeta biz takip etmiyor, takip ediliyorduk. Yusuf Albay, Servet Paşa ile konuştuktan sonra da 20 Temmuz''da bize görevin sona erdiğini söyledi. Hepimiz derin bir nefes aldık ve rahatladık. Fakat 21 Kasım 2009 tarihinde Yusuf Albay bir toplantı yaparak görevin yeniden başlayacağını bize söyledi. Böylece takibe yeniden başladık ama daha iki hafta geçmeden polislerin de bizi takip ettiğini fark ettik. Konuyu tekrar Yusuf Albay''a aktardık. Kendisi Servet Paşa ile görüşmeye gitti ve görüşmeden sonra 12 Aralık 2009 tarihinde, bize görevin aralık ayı sonuna kadar devam ettirileceğini ve aralık ayı sonunda bitirileceğini söyledi. 19 Aralık 2009 tarihinde de malum olay başımıza geldi.”
Peki Başbuğ ne dedi?
Başbuğ Paşa ne zaman anladı?
İlker Başbuğ bunları dinleyince Albay Büyükköprü''ye şu cümleleri kurdu: ‘Benim bunların hiçbirinden haberim yok. Servet Paşa bunların hiçbirinden bana bahsetmedi. Ben görevi verdikten sonra üzerinden çok uzun zaman geçti. Çok mu önemliydi bu şartlarda takip etmek, böyle saçma şey olabilir mi?’
PEKİN PAŞA ANLATINCA
Büyükköprü, Genelkurmay Başkanı Başbuğ''a şu yanıtı verir:
‘Komutanım, bana inanmıyorsanız ismi geçen şahısların hepsi hayatta, kendilerine sorabilirsiniz, zaten bizlerin HTS4 kayıtlarını ve araç kiralama kayıtlarını incelerseniz anlattıklarımın doğruluğunu siz de göreceksiniz.’
Ve Kozmik Oda baskınının gizli kalmış cümlesi Başbuğ''dan gelir:
‘… Zaten dönem Servet beni çok yanılttı, neler olduğunu anlamakta bile güçlük çektim, biliyorsun en sonunda İsmail Hakkı Paşa''yı gönderdim, sizi dinleyip geldi, bana anlattı, olayı ancak o zaman anlayabildim. Ama şimdi sen de diyeceksin ki komutanım öyle diyorsunuz ama siz de Servet Paşa''yı orgeneral yaptınız. Evet, doğru, orgeneral yaptık ama o dönemde 5 yıl Özel Kuvvetler Komutanlığı yapmış birini terfi ettirmemek olmazdı.’”