Gebze Sivil Toplum Platformu tarafından Gebze Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Referandumda neden evet, neden hayır’ konulu konferansta konuşan İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal cumhuriyet tarihinin en önemli, en kritik oylaması ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, “Halk oylaması deniliyor değil mi referanduma. Bu gerçek anlamda halk oylaması değil" dedi. Kocasakal sözlerin şöyle devam etti:
"CAMİLERİ BÖLERSENİZ, MİLLETİ BÖLERSİNİZ"
"Halk oylaması şudur; Siz bir konuda tereddüt edersiniz, iktidar olarak ve bunu bir halka soralım dersiniz. Halkın önüne evet veya hayır diye iki seçenek koyarsınız. Bu iki seçenekten birini tercih eden yurttaşımızı terörist olmakla suçlayamazsınız. En önemlisi gerçekten söylendiği gibi milletin iradesine saygılıysanız da eşit imkan sağlarsınız. Halbuki bu yaşadığımız bu anlamda aslında bir halka dayatmadır. Bir tarafta bütün devlet olanaklarıyla anayasaya göre tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının gezileri ile öbür tarafta devletin valileri, kaymakamları, savcıları yetmedi aslında hepimizin birleştirici bir unsuru olan camiler devreye sokularak yürütülen bir propaganda var. Camiden içeri siyaseti sokarsanız inancı, dini, Müslümanlığı kapıdan çıkarırsınız. Camileri bölerseniz bu milleti bölersiniz. Bu şartlarda gidiliyor halk oylamasına” diye konuştu.
"OLMAK YA DA OLMAMAK OYLAMASI"
16 Nisan da ciddi bir sınava gireceğimizi ifade eden Kocasakal, “Bir kere adaletsiz ve eşit olmayan bir yarıştan bahsediyoruz. Türk milleti bunun da faturasını kesecektir. Buna hiç kuşkunuz olmasın. Bu millet dayatmadan, şımarıklıktan hoşlanmaz. 16 Nisan’da biz ülkeyi yönetecek iktidarı saptamayacağız. 16 Nisan da sandığa gittiğinizde çok ciddi bir sınava gireceğiz hepimiz. Ben şahsen üzerimde tonlarca ağırlık hissediyorum. Çünkü bu basit bir evet, basit bir hayır olmayacak. Shakespeare’in Hamlet’inde vardır ya ‘Olmak, ya da olmamak’. Bu olmak, ya da olmamak oylaması. Bağımsız bir devlet olmak ya da olmamak. Üniter bütün bir ülke olarak kalmak ya da bölünüp, parçalanıp eyaletlere ayrılmak ve büyük Kürdistan’ın kurulmasına imkan ve izin vermek” dedi.
Kocasakal evet veya hayır çıkarsa herhangi bir siyasi partinin kazanıp kaybetmeyeceğini belirterek, şöyle konuştu: “Ama ortası olmayacak, bir şekilde kül halinde ya Türkiye kaybedecek, ya Türkiye kazanacak, ortası yok. Eğer Türkiye kaybederse, aynı gemide olduğumuz için evet diyen de, hayır diyen de hep beraber batacağız. Eğer bu gemi batmasa da hep beraber batmamış olacağız ve gemi yürümeye devam edecek. O yüzden bu meseleye hiçbirimizin herhangi bir siyasi parti aidiyeti, bağlılığı ya da karşıtlığı, ya da bir kişiye duyulan sevgi, inanç, bağlılık ya da karşıtlık, öfke ve nefretle yaklaşma lüksümüz yok. Biz sandığa gittiğimizde, bütün siyasi bağlılık ve aidiyetlerimizi dışarıda bırakarak, sadece Türkiye’yi düşünerek hareket etmek zorundayız.”