KKTC'yi güzel günler bekliyor
Koronavirüs salgınının KKTC'de görülmesinin ardından yazdığım tüm yazılarda, KKTC Hükümeti'nin bu illetle mücadelede yerinde birçok doğru karar ürettiğini, halkın da tedbirlere uyarak KKTC'nin salgından en az zararla kurtulmasının sağlandığını paylaşmıştım. Hükümet, KKTC'yi dış dünyaya kapatarak, ülkeyi dünyadan izole ederek salgının ülkeye girişini önlemiştir. Şu anda KKTC'de koronavirüsten hastanede tedavi gören hiçbir hasta yoktur. Son 26 gündür yapılan testlerde pozitif vakaya rastlanmamıştır. KKTC gevşemeden, aldığı tedbirleri sürdürürse sağlık açısından büyük bir başarı hikayesi yazmış olacaktır.
***
Başbakan Ersin Tatar, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'e mektup göndererek KKTC'nin COVID-19 mücadelesindeki başarısını anlattı. Tatar, mektubunda KKTC rakamlarının Örgüt'ün günlük ve genel raporları içerisinde yer alması için çağrı yaptı. KKTC'nin koronavirüs ile mücadeledeki başarısının kayıtlara geçirilmesi ve dünyaya duyurulması bir turizm ve eğitim ülkesi olan KKTC için oldukça önemlidir. Önümüzdeki dönemde tatile gidecek turistlerin ve eğitimlerini yurt dışında sürdürecek öğrencilerin tercihi salgının olmadığı, bu sorunu tamamen çözen ülkeler olacaktır. Bu bağlamda KKTC'nin önü açıktır ve başarılı mücadelenin semeresini ekonomik kazanç olarak görebilecektir. Koronavirüse karşı halkın sağlığını koruyan KKTC'deki en önemli sorun ekonomiktir. KKTC'de geçtiğimiz haftadan itibaren bazı işyerlerinin açılmasıyla ekonominin çarklarının dönmesini sağlamış ise de henüz çalışma imkanı olmayan veya işsiz kalanlara, sıkıntı içerisinde olan işletmelere, Devlet kaynakları çerçevesinde yardımcı olmaktadır. Ne varki Devlet kaynakları azdır ve gözler şu anda Anavatan'dan gelecek destek paketine çevrilmiştir. Türkiye salgının ilk gününden itibaren KKTC'nin yanında olmuştur. Anavatan Türkiye'nin her şartta Kıbrıs Türk halkının yanında olmasından rahatsız olanlar vardır. Bunların çoğu KKTC'nin Türkiye'den uzaklaşmasını ve Rumlarla birlikte kurulacak birleşik federasyonun en doğru seçim olacağını iddia etmektedir. KKTC'de, federasyoncuların başını meşruiyeti tartışmalı, atanmış Cumhurbaşkanı Akıncı gelmektedir. Akıncı, hala daha federasyon peşinde koşmakta ve 11 Ekim'e ertelenen seçimlerde Türkiye karşıtlığını bir strateji olarak benimseyerek bu yolla yeniden seçilmeyi planlamaktadır. Akıncı, geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında Anavatan Türkiye'ye saldırmaya kalkıştı. Akıncı, Türkiye'deki kurumların KKTC'deki kurumları eşidi olarak görmediği iddiasında bulundu; KKTC ve Türkiye'deki kurumların muadilleriyle eşit ilişki içinde olması gerektiğini söyleyerek aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin son dönemde kendisini muhatap almadığına vurgu yapmak istedi ve Anavatanım diyemediği Türkiye'ye ve kurumlarına saldırmaya yeltendi…
***
Akıncı, seçildiği ilk günden itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından gereken eşit muameleyi ve itibarı görmüştür. Bu süreçte Akıncı, Anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türkiye'de gerçekleşen birçok uluslararası toplantıya, etkinliğe ve açılışa davet edilmiş, kapılarda karşılanmış, dünya liderleriyle buluşturulmuş, aynı masada ağırlanmış, özel jetler emrine verilmiş, KKTC-TC eşitliğne azami hassasiyet gösterilmiştir.
Anavatan Türkiye, KKTC'yi dünyayla buluşturarak, önünü açmaya çalışmış, tanınması için zemin yaratmış ne var ki Akıncı bütün bunları reddederek Rumlarla federasyon dışında hiçbir konuda adım atmak istememiş ve KKTC halkı ve Türkiye ile sürtüşmeyi tercih etmiştir. Akıncı, Türkiye'ye saldırarak, demagoji ve algı operasyonu yaparak mağduru oynayarak, 5 yıllık başarısız dönemini aklamaya ve Türkiye'ye kafa tutarak, adeta sahte kahramanlık yaparak oy devşirmeye çalışmaktadır.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat muhtırası anlaşmalarının sonrasında, Rum-Yunan ikilisinin tüm planları altüst oldu. Türkiye'nin kararlı siyaseti ve dik duruşu karşısında Rum-Yunan ikilisi büyük panik içerisinde umudunu Mısır, BAE ve Fransa'ya bağladı. Bu ülkeler yayımladıkları ortak açıklama ile Türkiye'yi hedef aldılar ve ortak açıklama yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC'nin haklarının korunacağını bildirirken, KKTC Başbakanı Tatar da Rum Yönetiminin tuttuğu yolun yanlışlığına dikkat çekerek işbirliği önerisini yineledi. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, haklarımıza yapılan birçok saldırıda olduğu gibi ortak açıklamaya karşı tepki göstermekten kaçındı ve sessiz kalmayı tercih etti.