KKTC'ye inananlar kazanmalı
KKTC'de 11 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için geri sayım başladı. Seçime çok az bir süre kala, Salı akşamı, KKTC'de yayın yapmakta olan Genç TV'de Başbakan Ersin Tatar dışındaki 5 aday, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı ve bağımsız aday Serdar Denktaş cumhurbaşkanlığı seçilmeleri halinde izleyecekleri siyaseti halkımızla paylaştı.
Adaylar özellikle Kıbrıs anlaşmazlığının çözümü konusunda net bir şekilde duruşlarını ortaya koydu. Adayların ikisi, CB Akıncı ile Erhürman federal çözüm için gayret göstereceklerini söylerken diğer iki aday, Özersay ile Denktaş federasyonun çöktüğünü, iki devlete dayalı çözümün görüşülmesi gerektiğini, Arıklı ise masada görüşülebilecek birşey kalmadığını Kıbrıs Türk halkının self determinasyon hakkını öne sürerek uluslararası tanınma için çalışacağını söyledi.
CB Akıncı BM parametreleri dışında herhangi birşeyin masada görüşülemeyeceği iddiasını yineledi. BM kararları çerçevesinde KKTC'nin tanınmasının mümkün olamayacağını tekrarlayarak, devletine güvenmediğini birkez daha gösterdi. BM kararlarına rağmen dünyada tanınan birçok devletin varlığını halktan gizlemeye çalıştı. Akıncı,sanki KKTC resmi bir siyaset olarak tanınmayı istemiş de dünya devletleri tarafından reddedilmiş bir tarzda KKTC'nin tanınma misyonunun mümkün olmadığını söyledi. Akıncı, tanınma istenmesi halinde bunun kabul görmeyeceğini ve bu durumda Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'nin bir alt yönetimi olarak algılanması tehlikesinin bulunduğunu yine tekrarladı; yani birkez daha doğruları söylemedi. Akıncı kaybedeceğini anlamış olacak ki, seçime Türkiye'nin müdahale ettiğini ve Başbakan Tatar'ın kazanması için seferber olduğunu belirtti. Akıncı, Kıbrıs Türk halkının hiçbir şekilde ve nereden gelirse gelsin telkinlere göre hareket etmediğini, kendi iradesine göre davrandığını, bilmesine rağmen olası yenilgisine şimdiden bahane yaratmaya çalıştı.
Türkiye ile ilişkiler açısından Akıncı'nın tavrı nedeniyle en sıkıntılı dönemin yaşandığının aşikar olduğunu kaydeden Erhürman ise, cumhurbaşkanlığı seviyesinde Türkiye ile diyaloğun yeniden kurulması gerektiğine işaret etti. Erhürman bir tarafından kapsamlı çözüm için sonuç odaklı ve ucu açık olmayan bir masaya otururken diğer taraftar da Cumhurbaşkanının eş zamanlı olarak Kapalı Maraş açılımına ilişkin çalışmaları başlatması gerektiğinin önemine dikkat çekti. Özersay ise çözüm bağlamında Kıbrıs Türk halkının iradesinin esas olacağı, Türkiye'nin desteğini de alınacağı iyi ilişkiler kurmak gerektiğinin önemine dikkat çekerken, Türkiye'nin uluslararası alanda gücünden yararlanılması gerektiğine vurgu yaptı. Özersay federasyonun bittiğini tükendiğini ve kendisinin dünya kamuoyunu ve BM'yi bu yönde ikna edebileceğini, alternatif olarak Güney Kıbrıs'la işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Denktaş ise, bir Türk tezi olarak ortaya çıkan federasyonun, 1977 yılında Rauf Denktaş'ın Rumlardan elde ettiği bir taviz olduğunu Rumların ise bunu içlerine sindiremediğini, 52 yıldır tartışarak didik didik edilen ve en ince ayrıntısına kadar konuşulan federasyonu Kıbrıslı Rumların kabul edemeyeceğini çok açık anlamamız gerektiğini söyledi. Denktaş seçimden hemen sonra ilk yapmamız gerekenin Türkiye ile ortak bir hedef belirlemek olduğunu da vurguladı.
Programda söz alan Arıklı bana göre en gerçekçi lafları söyledi. Arıklı Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini kabul etmediğini, federasyonun mümkün olmadığını, 50 yıldan fazladır masada zaman harcandığını, kendisinin seçilmesi halinde Kıbrıs Türk halkının self determinasyon hakkına dayanarak uluslararası tanınma için kolları sıvayacağını söyledi. Arıklı, Akıncı'nın KKTC'nin tanınmasının mümkün olmadığı iddiasının ise doğru olmadığını, federasyon konuşurken doğal olarak tanınmanın olamayacağını anlattı. Arıklı federasyon görüşülmeyeceğinin açıklanması halinde KKTC'yi tanımaya hazır ülkelerin bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Ankara'ya yaptığı ziyaret nedeniyle programa katılmayan Tatar'ın egemen eşitliğe dayalı bir çözümden yana olduğu, Rum tarafıyla müzakere masasında yeterinden fazla vakit kaybedildiği ve bu bilinçle daha fazla zaman harcamadan KKTC'nin uluslararası tanınma yolunda adımlar atması gerektiği görüşünde olduğu bilinmektedir.
Görüldüğü üzere 11 Ekim'de gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçiminde Kıbrıs Türk halkı tarihi bir karar verecektir; ya bitmiş tükenmiş başarısız olmuş federasyon siyaseti izleyen birini, yada KKTC'nin egemen eşitliğine ve tanınmasının mümkün olduğuna inanan biri bu kutsal göreve seçilecektir.