Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

KİM?..

Bir taraftan törenle terörist karşılanıyor.
Öte yandan, törenle, başlarına bastırılarak aydınlar, gazeteciler, generaller, medya patronları Silivri’ye tıkılıyor.
Bir yandan Azerbaycan bayrakları yasaklanıyor; öte yandan PKK bayrakları devletin gözü önünde açılıyor.. Teröristler Türkiye’ye dönüyor.
Dağdakilere özgürlük varsa, bağdakilere niçin yok?
Üstelik dağdakiler terörist.
Bağdakiler ise, henüz ceza almamış, mahkemesi bile bitmemiş general, profesör, gazeteci, medya patronu ve aydınlar..


BİZİM BİR DEVLETİMİZ VARDI!..
Önceki gün, Kandil Dağı’ndan 8 PKK’lı, Mahmur Kampı’ndan ise 26 mülteci olmak üzere toplam 34 kişi Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye girdi. Haberlere göre, kendilerini PKK bayraklı 50 bin kişi karşılamış.
Devlet de bu “açılımı” destekliyor!..
Teröristbaşı Abdullah Öcalan da, böylece gücünü (!) göstermiş oluyor. İmralı gibi güyâ tecrit edilmiş bir ada cezaevinden bir emriyle dağdakileri itaat ettiriyor!..
DTP resmen PKK’lı olduğunu kanıtlamış oluyor, PKK adına resmen pazarlık yapıyor, Genel Başkanları Ahmet Türk basın toplantısında Öcalan’a sayısız kez “Sayın” diye hitap ediyor.
Onların gelişinin beklendiği saatlerde NTV’de konuşan Hüseyin Çelik, “Suça karışmamışlarsa sadece ifadeleri alınır” diyordu. Suça karışıp karışmadıkları sadece kendi ifadelerine mi bağlı? Eğer öyleyse, Ergenekon denen soruşturmada niçin ifadeler yetmedi de iddianameler hazırlandı?.. Bu PKK’lılar hakkında bir iddianame niçin yok? PKK’lı değillerse niçin geldiler?


KİM CESARET EDEBİLİR?.. KİM?
Bu ülkenin askeri, ordusu vardı.. İstihbarat örgütü vardı.. Polis örgütü vardı.. Sivil toplum kuruluşları, devlet tecrübesi ve terbiyesi vardı..
Nerede bunlar?.. Onların sessizliği onay değil midir?..
Onların onayladığına Türkiye’de kim karşı çıkabilir, kim?..
Gazeteci mi, sade vatandaş mı, aydınlar mı, politikacılar mı?.. Kim?..
Şimdi kim “söz söylemeye” cesaret edebilir?..
Bu durumda kim, başına “örgütlü bir belâ” gelmeyeceğinden emin olabilir?.. Şimdi kim, “bunlar doğru değildir” diyebilir; Ergenekoncu, darbeci, iç savaş kışkırtıcısı gibi yaftalarla damgalanma korkusu olmadan?.. Kim?..
Başbakanın ve Cumhurbaşkanının desteklediği, askerin, istihbaratın, polisin ses çıkarmadığı bir süreci eleştirmek ne kadar zor ve ne kadar anlamsız, ne kadar sonuçsuz.
Avrupa Birliği’ne bakın. Nasıl da memnun?..
Daha önce, “Anlık istihbarat vereceğim, sen de onları vuracaksın” diyen ABD ne kadar da memnun?..
İşte biz de çaresizce, ilerde tarihe mal olur, tarihten ders alınır diye yazıyoruz!..


YA, ASKER ANALARI DAVA AÇARSA..
Bu gelişmeler karşısında evlâdı şehit olmuş, yine de “vatan sağ olsun” demiş analar, babalar, kardeşler, eşler.. şimdi dâva açma hakkına sahip değil mi?..
Yarın Genelkurmay Başkanlığı’na, Hükümete, İçişleri Bakanlığı’na dâva açarsa haksız mıdır?..
“Benim oğlumu niçin sağ göndermediniz?” derse, mahkemede ne karar çıkar?.. Bunun altından kim kalkabilir?..
Başbakan dün DTP’yi kastederek, “Legal örgütün temsilcisi, illegal örgütün temsilcisi olarak konuşamaz” dedi.
Yani, bir başka ifadeyle “Yasalara göre kurulmuş bir siyasi parti, terörist PKK’nın temsilciliğini yapamaz” dedi.
E, yapıyor.
Sadece şimdi mi?
Hayır. Peki neden işlem yapılmıyor?
Başbakan dünkü konuşmasında -bence- çok büyük bir hata da yaptı. Âhi Evran’ın sözlerini kendi politikalarına dayanak yapmak isterken, vahim bir hataya imza attı.
Âhi Evran, “Kapınızı açın” diyormuş, “Gelmeyene siz gidin” diyormuş!..
Peki Âhi Evran, “Teröristlere” mi kapınızı açın diyordu?.. Ülkeyi bölmek isteyenlere mi gidin diyordu?..
Vah ki vah..
Demişlerdi ya, “hazmede hazmede..” diye. Daha neler “sindirtecekler” neler?..
Ama unutulmamalı ki, Türkiye’yi yutma planı yapanların sindirimi mümkün olmayacaktır.
Öyle umuyorum. Belki de yanılıyorumdur.

Yazarın Diğer Yazıları