CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Ekonomiden dış politikaya kadar birçok konuda iktidara eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, FOV TV muhabirinin "birkaç şehit" ifadesi ve Libya şehitlerinin tören yapılmadan defnedilmesi sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşımı içinse, Ezberi bozuldu. Kendi söylediğine kendisi yalan diyor" şeklinde konuştu.
Viyana Büyükelçisi olarak atanması büyük tepki çeken Ozan Ceyhun ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, büyükelçiliğin namuslu insanların yapması gerek bir görev olduğunu belirtirken, Ozan Ceyhun için, "Bir ülkücü kardeşimizin ölümünden aranıyordu. Sözde Ermeni soykırımının tanınması için büyük mücadele verdi. O da şimdi büyükelçi oldu. O büyükelçiyi de sayın Bahçeli'ye armağan ediyorum." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
Bu ülkeye baharı getirmek mümkün. Bu ülkenin huzur içinde yaşamasını sağlamak mümkün. Bu ülkeye adaletin getirilmesi için de mücadele vereceğiz. Adaleti önemsiyoruz. Devletin temeli adalettir diyoruz.
Adalet toplumun kaynaşması demektir. Adalet hak arayan kişinin başvurduğu yer demektir. Adalet egemen güçlerin önünde eğilmemek demektir…
Dünya adalet üzerine inşa edildi. Aramızda hukuk fakültesi öğrencilerimiz var özellikle onlara seslenmek istiyorum: Adaletten şaşmayacaksınız.
GARİBAN HARP OKULU ÖĞRENCİLERİ HAPİSTE
Adalet Bakanı, “2019 yargıya güven yılı olacak” dedi. Demek ki, önceki yıllar yargıya güven duyulmuyordu. 2019 yargıya güven duyulan bir yıl oldu mu? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır.
Egemen güçlerin siyasal yandaşların telkiniyle uyuşturucu kaçakçıları, FETÖ’nün en önemli adamları serbest bırakılırken gariban harp okulu öğrencileri hapiste, neden? Bunu sormak zorundayız.
ERDOĞAN YARGIYA GÖZDAĞI VERİYOR
Egemen güçlerin siyasal yandaşların telkiniyle uyuşturucu kaçakçıları, FETÖ’nün en önemli adamları serbest bırakılırken gariban harp okulu öğrencileri hapiste, neden? Bunu sormak zorundayız.
Osman Kavala için mahkeme beraat kararı veriyor. Cezaevi aracındayken Erdoğan konuşuyor, “Onu beraat ettirmeye kalkıştılar” diyor. Yargıya göz dağı veriyor. Kimsin sen? Kimsin?
Cezaevi aracının içinden tekrar cezaevine götürüldü. Bu mudur adalet? Bu insani, ahlaki, vicdani bir meseledir. Bunu sadece siyasetin terazisine koyarsınız yanlış yaparsınız.
Anayasa madde 138: Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Anayasa da askıda. Darbe dönemlerinden çok daha ağır bir faşizm dönemindeyiz. Kimsenin nefes almasını istemiyorlar.
Osman Kavala’ya beraat veren hakimler hakkında da HSK soruşturma kararı veriyor. Bütün bunlar ortada iken bu ülkede adalet var diyebilir miyiz? Hakimler Savcılar Kurulu mevcut yapısıyla tamamen siyasileşmiştir…
BUNLAR HAKİM Mİ, SARAY’IN KÖLELERİ Mİ?
Damat İstanbul, kanal projesinin olduğu yerden 13 dönüm arazi kapatmış. Cumhuriyet gazetesinin haberine yayın yasağı getirdiler hemen. Akabinde yayın yasağını eleştiren haberlere de yayın yasağı getirildi! Soruyorum: Bunlar hakim mi, Saray’ın köleleri mi?
FERİŞTAHINIZ GELSE GERİ ADIM ATMAYACAĞIM
Yönettiği devlete vergi vermemek için dolarları Man Adası üzerinden dolandırdılar, beş kuruş vergi vermediler. MASAK, bankalar diyor ki, kayıtlar doğru. Bir belgesel yaptık bununla ilgili. Yayın yasağı getirildi. Feriştahınız gelse geri adım atmayacağım.
Dış politika konusunda konuşurken boğazınızda dokuz düğüm olmalı. İyi düşünüp konuşmalı. Dış politika ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir. İktidar muhalefet olmaz dış politikada.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİNİ KAÇIRAN BİRİ KAHRAMAN OLABİLİR Mİ?
Suriye'deki kavganın niye parçası oldun? “İdlib’de, Libya'da ne işin var?” diye sorduk. Herkesle kavga ettiler. Bugün Filistin bile bizi desteklemiyor, Filistin bile! Kahramanlık edebiyatı yapıyor. Ya sen kim kahraman kim? Süleyman Şah türbesini kaçıran kahraman olabilir mi ya?
Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu Saray’ın ordusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletini egemen güçlerin maşası haline getirmek kadar bu ülkeye yapılabilecek daha büyük bir hıyanet yoktur. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün bir Suriye’den daha değerlidir.
EK BİR MEHMETÇİĞİMİZİN TIRNAĞI TÜM SURİYE’DEN DAHA DEĞERLİDİR
Suriye'deki kavganın niye parçası oldun? “İdlib’de, Libya'da ne işin var?” diye sorduk. Herkesle kavga ettiler. Bugün Filistin bile bizi desteklemiyor, Filistin bile! Kahramanlık edebiyatı yapıyor. Ya sen kim kahraman kim? Süleyman Şah türbesini kaçıran kahraman olabilir mi ya?
Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu Saray’ın ordusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletini egemen güçlerin maşası haline getirmek kadar bu ülkeye yapılabilecek daha büyük bir hıyanet yoktur. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün bir Suriye’den daha değerlidir.
Eski Dışişleri Bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil’in sözüdür: Orta Doğu’da bir toplantıya çağrıldığınızda adınız masada yoksa, bir de menüye bakın.
FOX TV AÇIKLAMASI
Fox muhabirinin sorusuyla Erdoğan’ın ezberi bozuldu, kendi söylediğine kendisi ‘Siz yalan söylüyorsunuz’ diyor. "Fox önce ciddi bir medya unsuru olsun, yalan haber üretmeyi bırakın" diyor Fox TV muhabirine. Kendi söylediği ifadeler. Ezberi bozulmuş. Kendi söylediğine kendisi 'siz yalan söylüyorsunuz' diyor" dedi. "Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde destek veriyor. Bu mücadelenin içinde olmaya mecbur değiliz mahkumuz" diyor. Niye mahkumuz?
ŞEHİTLERİ EŞYA GİBİ DEĞERLENDİRMEK GİBİ BİR İNSANLIK AYIBI YOKTUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şehitler için "birkaç" sıfatını kullanmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Gelen şehitler, bu ülkenin bekası için hayatını veren insanlardır. Hepimiz insan olarak bu ülke için hayatını veren insanlara saygı duymaya devam edeceğiz. Şehitlerimiz için dikkatli bir dil kullanmaya özen gösteririz. Erdoğan 22 Şubat'ta Menemen'de bir miting yapıyor. Libya'dan şehitlerimizin geldiğini söylüyor. Gizlice defnedilmişler. 'Tabi birkaç şehidimiz var ama o birkaç şehidimizin karşılığında 100'e yakın lejyonerlerden etkisiz hale getirdik' diyor. Onları eşya gibi değerlendirmek gibi bir insanlık ayıbı yoktur. Daha önce de aynı Erdoğan şehitler için 'kelle' demişti." açıklamasında bulundu.
O BÜYÜKELÇİYİ SAYIN BAHÇELİ'YE ARMAĞAN EDİYORUM
Büyükelçilik namuslu insanların yapması gereken bir görevdir. Ama ayakkabı kutusuna da rüşvet alan bir adamı büyükelçi derseniz namuslu ve şerefli kavramını kirletirsiniz. Bu zat aynı zamanda Kuran'la da dalga geçiyordu. Bakara makara diyerek. Bunların ne kadar samimi olduğu buradan belli. Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam nasıl büyükelçi tayin edilir? Ya o adam daha büyük bir rüşvetle devletin sırlarını satarsa ne diyeceğiz. Devletin kozmik odasını bunlar açmadı mı? Üzüm üzüme baka baka kararır derler.
Bir ülkücü kardeşimizin ölümünden aranıyordu. Sözde Ermeni soykırımının tanınması için büyük mücadele verdi. O da şimdi büyükelçi oldu. O büyükelçiyi de Sayın Bahçeli'ye armağan ediyorum.
Şimdi o da büyükelçi. Bu büyükelçiyi de sayın Bahçeli'ye armağan ediyorum. Bir büyükelçimiz daha var. Şaban Dişli .Bir milyon dolar rüşvet alan adam. Belgesini ortaya koyduk. O da şimdi büyükelçi. Ama iki kişi var. Onlarında hakkı. Muammer Güler. O büyük götürdü. Diğeri Zafer Çağlayan desek ki Moskova büyükelçisi yanlış yapmış oluruz. Neden saat merakı var . En iyisi İsviçre. Belki unutmuşsunuzdur hatırlatayım. Zafer Çağlayan 28 seferde 52 milyon dolar rüşvet aldı. Muammer Güler 10 seferde 10 milyon dolar rüşvet aldı. Egemen Bağış 3 seferde 1 milyon dolar. Şaban Dişli de belgesiyle ortaya koyduk o da ondan beslendi."
ERDOĞAN'A SAMAN İTHALATI YANITI: 18 YIL ÖNCEKİ SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Saman ithal ediyor dedim, bu yalandır diyor. Belgeleri var, millete neden yalan söylüyorsun? Kılıçdaroğlu bunu araştırır bulur diye düşünmedin mi hiç sen? Kılıçdaroğlu belgeye dayanmadan konuşmaz diye hiç düşünmedin mi sen?
Size yine bir açıklamayı okuyacağım. 18 yıl önce yapılmış; 'Bu ülke bu hale geldiyse bugün benim Anadolu'daki vatandaşın konteynerlerden evine azık götürüyorsa, meydanlar açız açız diye bağırıyorsa, evinin kirasını, suyunu ödeyemiyorsa ve artık yandım Allah diyorsa benim halkım vatandaşım ben bu hale Türkiye'yi kim getirdi. Bu hükûmet getirmedi mi. Bu ülkenin ortakları olarak bunun sorumluluğunu taşımıyorlar mı?' Bu sözler iktidara gelmeden önce Erdoğan'a ait sözler. Şimdi her vatandaşımın eliniz vicdanına koyup söylemesi lazım. 18 yıl önce söylenenle şimdi yaşananlar arasında bir fark var mı?
İŞSİZLİK TEPKİSİ
Çaykur geçici işçi alacak insanlar sabahın köründe kuyrukta bekliyorlar. İşte sarayın Türkiyesi ile halkın Türkiyesi arasındaki fark bu. Bu insanlar taşı sıksa suyunu çıkaracaklar ama işsizler.
TANK PALET TEPKİSİ: PES YAHU PES
Sizde vicdan ve ahlak varsa hukukun h'si kavramı varsa, devlete ait bir kavramın bilabedel Katar ordusuna peşkeş çekilmesine itiraz edeceksiniz. Dava açıyoruz başka mahkemeye düşürüyorlar. Orada tutmaya çalışıyorlar. Bakın şimdi kim yalan söylüyor. 28 Şubat 2018, 'Ey Kemal efendi şu obüsler var ya onlar bu ülkede yapılıyor.' Doğru mu doğru. Hiç itirazım yok. Ama aynı Erdoğan ATV'de, havuz medyasında 15.12.2019'da 'Orası bir bakım tamir atölyesi ama bitmiş tükenmiş bir konumda. Kılıçdaroğlu diyor ki fırtına obüsleri gene burada üretiliyor. Gene yalan. Yok öyle bir şey.' Pes yahu pes.
Başkan diyor ki tank üretimi yok diye ama Erdoğan Bergama'da 22 Şubat'ta söylüyor; şimdi biz tankımızı da üretiyoruz. Pes ya. İşin başındaki adam motor yok diyor. Erdoğan kalkıyor, Bak Kemal bilmez biz tankımızı üretiyoruz diyor. Tank palet fabrikası kiralandı mı? Erdoğan havuz medyasında, ' Burası sadece işletme noktasında BMC'ye 25 yıllığına kiralandı' diyor. Bir gün sonra Ethem Sancak çıkıyor, 'Devlet kira istemedi, kira ödemeyeceğiz' diyor. Kiraladık dediği adam kira istemediler diyor. Bergama'da Arifiye'deki fabrikayı da yine BMC burayı kiralıyor demiyorlar artık çünkü kira yoktur. Ama yalan Bay kemal'de bol. Onun için bizim tabii yalanda onunla baş etmemiz mümkün diyor. Vallahi seninle baş etmek mümkün değil. İsterim ki kendisine yalanı dediğim için beni mahkemeye versin. Vallahi de billahi de senin attığın bütün yalanları senin hâkiminin huzurunda hepsini ispat edeceğiz. Daha acısı nedir biliyor musunuz? Fabrika orduya ait, çalışanlar da, üretim de . Üretileni Katar BMC ortaklığı alıyor, üzerine yüzde 12,5 kâr koyup orduya satıyor. Hayatımda böyle bir peşkeşke karşılaşmadım. Sayın Bahçeli özellikle istirham ediyorum, elinizi vicdanınıza koyun bu tank palet fabrikasına yeter deyin. Ortada tank yok ama editör masasına Bakan Akar katılıyor ve diyor ki,bizim bir an önce tanka ihtiyacımız var diyor. Tank ne zaman üretilecek motor üretilince. Motor ne zaman üretilecek?